17 Aralık'ın ilk faturası: zam
Usta gazeteci Mehmet Şener yazdı...
Erzurum Güncel- Zahir hükümet, 17 Aralık Operasyonu’nun ekonomiye bindirdiği darbenin faturasını seri biçimde bütün bir ahaliden tahsil edecek. Baksanıza gaz’dan tuza her şeyin fiyatı artıyor. Zam, sağanak olup yağacak adeta! 2014’ün ilk günü resmi tatil olduğundan zam sağanağı sel’e dönüşmedi. Lakin artık tatil bitti ve çıplak gerçekle göz göze geldik. Bu zamların bir tek cevabı var; o da, 17 Aralık’ı bu milletin başına bela edenlerin 76 milyona kestikleri faturadır. Erzurum özelinden bakacak olursak meseleye acaba nasıl bir tablo çıkar karşımıza? Sözü uzatmadan söyleyelim. Erzurum; ekonomisi zayıf, gelişmesini tamamlayamamış bir şehir olduğundan ve üstüne üstelik en ağır kış şartlarına da maruz kaldığından, bu zamlardan en çok etkilenecek bir yerdir. Sadece Erzurum mu? Değil elbette. Doğu’nun tamamı aynı kadere sahip… Asgari ücrete yapılan artış ile A’dan Z’ye her şeyi vuracak olan zamlar arasında uçurum var. Türkiye, tam da iki yakasını bir araya getirmek üzereydi ki, felaket baronları anında düğmeye bastı: Kaos, kriz ve umutsuzluk etrafı kasıp kavurmaya başladı. 17 Aralık’ta ne oldu, diye merak edenler asıl işin bu cephesine bakarsa ne olup olmadığını daha iyi anlayacaktır. İşimiz hiç de kolay değil; fakat buna rağmen yine de güçlü ve azimli olmak zorundayız. Çünkü millet olarak bu oyunları ilk kez görmüyoruz. Bir milyar dolar için Kemal Derviş’in umuduna mahkum edilmek istenen bir milletin kalkınma trendini yakalaması, nasıl da kızdırmış adamları… Neyinize lazım dev projeler, siz oturun birbirinizi yiyin. Dedikleri de oldu ne yazık ki… Yine de siz siz olun yarınlara dair taptaze umutlar besleyin… Zafer samimilerden yana olacaktır. Hem kirli, hem de soğuk… Hoş temenni filan etmiyorduk, ama daha önce hem de birkaç defa işin bu raddeye geleceğini yazıp çizmiştik. Lakin kimse lakırdımıza kulak vermedi. Şimdi artık resmen açıklanıyor: Erzurum’da hava kirliliğinde sınır değerler aşılmak üzere; özellikle de havalar soğudukça bu gerçek daha net biçimde ortaya çıkacak. Bu sözün Türkçesi şudur: Erzurum’un havası, kış mevsiminde kirli; en azından doğalgaz tüketen şehirlerde olmaması gereken ölçülerde… Gerçi resmen açıklanmamış olsaydı da, gerçek değişmeyecekti. Zira, bu şehirde yaşayan herkes nasıl bir hava soluduğunu zaten biliyor ve görüyordu. Sorun, yetkililerin aksini düşünmesindeydi. Neyse ki, artık yetkililerimiz de havanın kirli olduğunu kabul ediyorlar! Bu da, bir aşamadır; en azından sorunla yüzleşmeye başlandı. Madem ki hava kirliliği resmen de kabul edildi o halde bu sorundan nasıl kurtulacağız, neler yapılması gerekir ki, şehir artarak devam eden bu zehirli havayı daha fazla solumasın? Erzurum yedi sekiz yıl önce doğalgazla tanıştı ve geçen sürede, bırakın şehrin tamamını üçte ikisi bile doğalgaza geçmedi. Hatta son zamanlarda, vaktiyle doğalgaz tüketen meskenlerde yeniden kömüre geri dönüş olduğunu biliyoruz. Erzurum gibi yılın sekiz ayını kar ve soğuk altında geçiren bir şehirde, yakıt öncelikli bir meseledir. Ertelenemez, tali dereceye atılamaz ve geçici önlemlerle tehir edilemez… Şayet vatandaş faturaları rahat ödeyebilecek bir mali yapıya sahip olsaydı, doğalgaz Erzurum için biçilmiş bir kaftandır. Temiz ve sağlıklı… Fakat gelin görün ki, bu temiz ve sağlıklı yakıt türü Erzurum halkının kimyasını bozdu. Mali durumu fena olmayan aileler bile, doğalgaz düğmesine gönüllerince basamıyorlar. Çünkü ısınayım demenizin faturası normal bir apartman dairesi için yedi sekiz yüzden aşağı değil. Kamu kurumlarının böyle bir sorunu yok. Nasılsa faturayı devlet ödüyor. Bu yüzden hangi kuruma giderseniz gidin, en soğuk havada bile birçok pencere yüksek ısıdan ötürü açık tutuluyor! Nasılsa kimse kamu kurumlarında cebinden gaz parası ödemiyor… Vatandaşın böyle bir lüksü olmadığı için, herkes kısıyor ve sonuçta herkes üşüyor. Bazı apartmanların, sitelerin tekrar kömüre dönmesi bundandır. Yılda en fazla iki bin beş yüz ödeyen bir aile istemediği kadar ısınabiliyor. Kuşku yok ki, doğalgazın yararları saymakla bitmez. Sadece temiz ve sağlıklı olması değil, özellikle mutfak ve banyoda kullanılması, çok büyük bir avantaj sağlıyor ama sıra ısınmaya gelince işin şekli değişiyor. Bu hususta ne yapılabilir diye bakmak lazım. Örneğin, hükümet doğalgazda sübvanse yapabilir mi, ya da vergisini kaldırabilir mi?
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.