7 Haziran bunların sonu olacak
MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin Adana mitinginde, ağır suçlamalarda bulundu.
MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin Adana mitinginde,"Bunca rezilliğin ve kepazeliğin hesabını verecek yerde Davutoğlu denen adam utanmadan MİT tırlarını çarpıtmaya çalışıyor. 29 Mayıs günü, Başbakan Davutoğlu, Kayseri'de yabancı bir haber ajansına "Yardım, Özgür Suriye Ordusu ve Suriye halkı içindi" demişti. Bir gün sonra fikir değiştirip; "O yardımlar Bayırbucak Türkmenlerine gidiyordu" sözleriyle çark etmişti. AKP'nin bir genel başkan yardımcısı ise "O silahlar Özgür Suriye Ordusu'na gidiyordu" diyerek partisinin maskesini indirmişti."dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin Adana mitinginde,"Bunca rezilliğin ve kepazeliğin hesabını verecek yerde Davutoğlu denen adam utanmadan MİT tırlarını çarpıtmaya çalışıyor. 29 Mayıs günü, Başbakan Davutoğlu, Kayseri'de yabancı bir haber ajansına "Yardım, Özgür Suriye Ordusu ve Suriye halkı içindi" demişti. Bir gün sonra fikir değiştirip; "O yardımlar Bayırbucak Türkmenlerine gidiyordu" sözleriyle çark etmişti. AKP'nin bir genel başkan yardımcısı ise "O silahlar Özgür Suriye Ordusu'na gidiyordu" diyerek partisinin maskesini indirmişti."dedi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli,"Sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddet eylemlerinin önlenmesi için her türlü hukuki, idari ve sosyal tedbirleri uygulayacağız. Evi olmayan muhtaç ailelerimize sosyal konut sağlayacağız. Veya 250 lira kira yardımı yapacağız. Engelli ve engelli yakını aylığını 400 liraya, ağır engelli aylığını 600 liraya yükselteceğiz. İlköğretime ve ortaöğretime devam eden evlatlarımızın annelerine muhtaçlık durumlarını dikkate alarak en az 50 lira vereceğiz. Aylık 200 kilowatsaatin altında elektrik tüketen ve ödeme gücü olmayan vatandaşlarımıza yüzde 75 indirim yapacağız. Hayırlı olmasını diliyorum. Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Hilalkart uygulamasına geçeceğiz. Güle güle harcayınız. Öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden yararlanmalarının önünü açacağız. Üniversite sınavını kaldıracağız. Atanamayan 330 bin öğretmenimizin KPSS puanları yanmadan atamalarını yapacağız. Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz." Bahçeli'nin konuşması şu şekilde: Aziz Adanalı Hemşerilerim, Muhterem Vatandaşlarım, Değerli Dava Arkadaşlarım, Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler, Bugün buraya gelirken, Adana’nın coşacağını biliyordum. Bugün Adana’nın mahşeri bir kalabalıkla ayağa kalkacağına inanıyordum. Ve çok şükür haklı çıktım. Allah’ına gurban Adana, bu ne muhteşem heyecan? Adana bugün yediden yetmişe sevinçten sanki üç ayak oynuyor. Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Gösterdiğiniz muazzam ilgi ve yakınlığa teşekkür ediyorum. Mitinglerimize katılan, konvoylarımızı selamlayan, bizim için dua eden, başarımız için mücadele gösteren her Türkiye sevdalısına Adana’dan şükranlarımı sunuyorum. Üstün bir perforsmansla çalışan teşkilat mensuplarımıza takdirlerimi iletiyorum. Seyhan’a, Yüreğir’e, Çukurova’ya, Sarıçam’a, Karaisalı’ya, Aladağ’a, Feke’ye, İmamoğlu’na, Karataş’a, Kozan’a, Pozantı’ya, Saimbeyli’ye, Tufanbeyli’ye, Yumurtalık’a, Ceyhan’a yürekten selamlarımı gönderiyorum. Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen, katkısı bulunan her dava arkadaşımı gönülden kutluyorum. Pazar günü yapılacak 25’inci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin ülkemizin birliğine, milletimizin dirliğine, insanımızın refahına en üst düzeyde katkılar sağlamasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Seçimlerin barış, huzur, güven ve demokratik yarış içinde geçmesini temenni ediyor, siyasi partilere ve milletvekili adaylarımıza başarılar diliyorum. Hepiniz hoş geldiniz, güzellikler getirdiniz. Aziz Vatandaşlarım, Değerli Dava Arkadaşlarım, 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimleri için planladığımız siyasi kampanyamızın ilk açık hava toplantısını Bismillah diyerek 6 Mayıs’ta Çankırı’da yapmıştık. Bugün de 54’üncü ve 7 Haziran öncesi son açık hava toplantımızı Adana’da gerçekleştiriyoruz. Finali burada yapıyoruz. Düğümü burada atıyoruz. Adana’nın sözünü almak istiyoruz. Adana’nın desteğiyle yürümenin arzusundayız. Gönüllere girmek için yürüdük. Gönülleri kazanmak, vicdanlarda buluşmak için yürüdük. Türkiye’nin önünü açmak, vatanın ümidi olmak için yürüdük. Umut ateşini körüklemek, sevgi ve bağlılıkları güçlendirmek için adımlarımızı sıklaştırdık. Yorulmadık, tavsamadık, gevşemedik, gerilemedik, esnemedik, durmadık, yavaşlamadık, aksamadık, nefessiz kalmadık. Attığımız her adımın Türkiye’nin çıkarına olduğunu bilerek yürüdük. Hırsızlar köşe başını tutarken, yerimizde sayamazdık. Hainler mevki ve makam sahibi olup Türk milletine kast ederken ağırdan alamazdık. Yoksulluk ve yolsuzluk illeti zirveye çıkmışkan, bunu seyredemezdik. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü operasyon geçirirken kendimizi düşünemezdik. Bu nedenle yürüdük, vatanla kucaklaştık. Yürüdük, milletimizle kavuştuk. Yürüdük, huzurlu bir gelecekle örtüştük. Buraya kadar yürüyüşümüz çığ gibi büyüdü. Her gün biraz daha yürüyüşümüz hızlandı. Her gün biraz daha gücümüz arttı. Söz ve karar sırası şimdi Adana’da. Soruyorum sizlere; √ Adana’ya kadar yürüdük, sizler de bize katılıp iktidara kadar yürüyecek misiniz? (Evet) √ İnançla, iddiayla ve cesaretle bizimle yürüyecek misiniz? (Evet) √ MHP’yle yürüyüp Türk ve Türkiye düşmanlarının önünü kesecek misiniz? (Evet) Bu evetler Çukurova’nın meydan okuyuşudur. Bu evetler Toroslar’ın gür sesidir. O halde durma Adana, bekleme Adana, Bizimle Yürü Adana. Zalimler karşımızda. İşbirlikçiler önümüzde. Hıyanet ve melanet kapımızda. Yürürsek alayını devireceğiz. Yürürsek bunların kökünü kurutacağız. Yürürsek hepsini birden Akdenize dökeceğiz. Çünkü bunlar korkaktır, teslimiyetçidir. Çünkü bunlar ödlektir, tavizkardır. Bunların niyetleri bozuk, fıtratları sorunludur. Türkiye 4 bin 582 gündür AKP çilesi çekmektedir. Diyorlar ya, onlar konuşur AKP yaparmış. Doğru, biz konuştuk, AKP yaptı. Biz konuştuk, AKP sattı. Biz yolsuzluğu konuştuk, AKP yaptı. Biz işsizliği konuştuk, AKP yaptı. Biz yoksulluğu konuştuk, AKP hevesle yaptı. Neyi eleştirmişsek, neden şikayet etmişsek, neyden yakınmışsak AKP yaptı, altına imza attı. Bunlar vatan topraklarını bırakıp kaçtılar. Bunlar ay yıldızlı al bayrağın indirilmesini seyrettiler. Bunlar Kobani’ye PKK’nın geçişine izin verdiler. Bunlar Barzani’yi silahlandırdılar. Bunlar bölücüleri omuzlarında gezdirdiler, kürsülere çıkarıp saraylarda konuk ettiler. Bunlar çaldılar, rüşvet yediler, harama ve hakarete bulaştılar. Bunlar Oslo’dan İmralı’ya kadar teröristlerle yasak ilişki kurdular. Bunlarda hayır yok, bunlarla gelecek yok. Türk düşmanları AKP’yle mutludur. Bölücü misyonerler AKP’den umutludur. Yıkım aktörleri, savaş ve silah baronları AKP’den menmundur. Sınır içi ve sınır ötesi terörist mihraklar AKP ismini duyunca sevinçten havalara uçmaktadır. Biliyorsunuz, gündemde, 19 Ocak 2014 tarihinde Adana’da durdurulan MİT tırları vardır. Bu tırların içinde silah ve cephanelik çıktığı medyada yer buldu. Erdoğan ve Davutoğlu’nu birden korku sardı. Çünkü 1,5 yıldır bu tırların Türkmenlere yardım amacıyla gönderildiğini söylüyorlardı. Ne var ki suçüstü yakalanmanın telaşıyla alçaldıkça alçaldılar. Casusluktan, devlet sırrının ifşasına kadar demediklerini bırakmadılar. İyice çamurlaştılar. Erdoğan ve Davutoğlu sıkışınca Türkmenlere yardımı hatırladılar. Allah için söyleyiniz, bu yalana kim inanır? AKP’nin Türk ve Türkmenle nasıl bir yakınlığı olur? Erdoğan ve Serok Ahmet’e soruyorum; Yıllardır Türklüğü, Türkmenliği aşağılaya aşağılaya gelen siz değil misiniz? Bu büyük milleti bir etnik kalıntı seviyesine indirmeye çalışan zihniyetin temsilcisi değil misiniz? Milli kimliği liğme liğme doğrayan ve 36’ya bölmeye çalışan bölücülerin bir odağı da siz olmadınız mı? Kendinizde güç vehmedip büyük bir yanlış yaptınız. İki tabanca atınca bir haftada gideceğini sandığınız zalim Esad Suriye’nin başında 4 yıldır oturuyor. Suriyeliyi içten içe kışkırttınız, Şam yönetiminin zulmüne davetiye çıkardınız. Suriye’de tazıya tut, tavşana kaç dediniz. Suriye’de iyi kötü var olan otorite dağılınca çuvalladınız. Hesabınız tutmadı, milyonlarca Suriyeli sınıra dayanınca içeri aldınız. Ardından işin çivisi iyice çıktı ve Suriye’nin doğusu radikal terör gruplarının eline geçti. Kendilerine İŞİD diyen caniler önce Musul’da konsolosluk çalışanlarımızı rehin aldı. Kendileriyle gizli pazarlıklar yaptınız. Sessiz kalma güvencesi verdiniz. Sonra Suriye’deki ateş alanlarına Peşmerge ve PKK’yı geçirdiniz. Terörist gördüğünüz PYD’ye yardım ettiniz, lojistik destek sağladınız. Bu da yetmedi büyük ecdadımız Süleyman Şah’ın aziz naaşını apar topar alçakça kaçırdınız. Muhterem türbesini tıpkı bir balkan komitacısı gibi yerle bir ettiniz. Girdiğiniz baştan sona yanlış yolda uçağımız düşürüldü, Gaziantep’te sabotaja maruz kaldık. Şanlıurfa’da düşen top mermileri çok sayıda insanımızı öldürdü ve yaraladı. Reyhanlı’da masum insanlarımız katledildi. Sınır kapılarındaki büyük patlamalarda çok sayıda vatandaşımızı kaybettik. Kendi açıklamalarına göre iki milyon kişi sınırlarımızdan içeri girdi. Ülkemize ilk defa insanlar sığınmıyor. Bu topraklar, asırlardır çok sayıda mazlumun Türk milletinin sinesine sığındığı yerlerdir. Ama AKP zihniyeti bunu da eline yüzüne bulaştırdı. Bunları medeni bir şekilde uluslararası hukuka göre toplayamadı. Girenlerin izini süremedi, kaydını tutamadı ve hepsi aramıza karıştı. Sığınmacıların her gün bir yerde vukuatlarına şahit olunuyor. Bunca rezilliğin ve kepazeliğin hesabını verecek yerde Davutoğlu denen adam utanmadan MİT tırlarını çarpıtmaya çalışıyor. 29 Mayıs günü, Başbakan Davutoğlu, Kayseri’de yabancı bir haber ajansına “Yardım, Özgür Suriye Ordusu ve Suriye halkı içindi” demişti. Bir gün sonra fikir değiştirip; “O yardımlar Bayırbucak Türkmenlerine gidiyordu” sözleriyle çark etmişti. AKP’nin bir genel başkan yardımcısı ise “O silahlar Özgür Suriye Ordusu’na gidiyordu” diyerek partisinin maskesini indirmişti. Eğer insani yardım ise bu öfkenin sebebi nedir? Eğer konu gerçekten Türkmenler ise bu inkar ve nefretin kaynağında ne vardır? Türkmenlere yardım edeceğiz dediniz de, hayır mı dedik. Türkmenleri kurtaracağız dediniz de, olmaz mı dedik. Davutoğlu’na Adana’da soruyorum; Kaçma, korkma, açıkla; bu silahları kimin namına ve hangi mihraklara gönderiyordunuz? Size bu talimatı kim verdi? Silahları elinize kimler tutuşturdu? Türkmenlere yardım gönderiyor idiyseniz, niçin bu kadar zıvanadan çıktınız? Neyi gizliyor, neden ürküyorsunuz? Erdoğan ve Davutoğlu’nun sözlerinin hepsi panik halinin, yalan ve aldatmanın resmidir. Bir şeylerin sakladığının belgesidir. Kavramların ve kafaların karıştırmak istediğinin vesikasıdır. Türkiye’de TBMM’den üstün bir kurum olmadığına göre: TBMM’den bu güne kadar bu konuda bir yasa da çıkmadığına göre; Birincisi, başka bir ülkenin insanlarına silah gönderme yetkisini hükümete kim vermiştir? İkincisi, velev ki iyi niyetle bile olsa, asla değildir, silahı alacak olanların kullanma yetenekleri ve eğitimleri var mıdır? Üçüncüsü bu silahları eline geçirenler veya gasp edenler yarın hasım hale gelirlerse bize yöneltmeyeceklerinin garantisi var mıdır? Elbette nerede bir Türk varsa o Türklüğe emanettir. Nerede bir Türkün hatırası varsa o Türk milletinin kudretine emanettir. Zavallı Davutoğlu; düştüğü stratejik çukurda debelenmektedir. Ülkemizin başına açtığı belaların suçluluğu ile kâbuslar görmektedir. Madem ki Davutoğlu Türkmenleri bu derece önemsemektedir. Madem ki AKP zihniyeti için Türklük bu derece önemlidir? O halde biz size TBMM’den Sınır Ötesi Harekât için yetki verdik. Neden kullanmadınız? Hodri Meydan Meclis’ten daha fazlasını verelim ve Irak ve Suriye Türkmenlerini zulümlerden ebediyyen kurtaralım ve soydaşlarımızı huzura kavuşturalım. Elbette ki, Türkmenler bizim için tarihi ve kültürel bir cevherdir. Bizim ruhumuz asırlardır onlarla yoğrulmuştur. Bizim davamız onların birlik, beraberlik, varlık ve doğrulma davasıdır. Madem ki Erdoğan ve Davutoğlu Türkmenleri bu derece düşünüyorlardı: O halde, 2003 yılında yine tek başına AKP hükümeti döneminde Kerkük ve Musul’daki Türkmen nüfus ve tapu kayıtları Peşmergelerce yakılırken bu müflisler neredeydi? Bu tarihlerde Türkmenlerin nüfus vesikaları ve mülkleri yağmalanırken bunlar ne ile meşgul oluyordu? Geçen yıl Türkmenler toplu kıyıma uğrarken ne yapıyorlardı? Bizim milliliğimizi sorgulayan Erdoğan, söyle bize; yine 2003 yılında Türkmen kenti Süleymaniye’deki askeri birliğimizin başına Amerikalılarca çuval geçirilirken niye müdahale etmediniz? Devr-i saltanat sürdüğünüz 2003-2005 arasında Irak’a mal taşıyan kamyon şoförlerimizden 77’si öldürülürken neden sesiniz çıkmıyordu? 2004 yılında Türkmen kenti Musul’a göreve giderken pusuya düşürülen beş polis memurumuz şehit edilirken neden suspus oldunuz, neden müdahale edemediniz? Daha da önemlisi, mademki bu kadar yiğittiniz, Türk milleti ve Türkmenleri bu kadar seviyor ve düşünüyordunuz neden terör yuvası Kandile harekât yaparak küresel oyuna son veremediniz? Davutoğlu’nun da, Erdoğan’ın da açıklamaları tam bir aldatmadır. Tam bir yalandır. Sözleri çarpıtmadır, riyadır, asılsızdır. Türkmenler halen ölüyor. Türkmen kanı oluk oluk akıyor. Bizim milliyetçiliğimizi diline dolayan BOP eşbaşkanı Erdoğan için, Kerkük Gazze kadar değerli oldu mu? Gökbayrak Rabia işareti kadar itibar gördü mü? Bayırbucak Türkmenler Özgür Suriye Ordusu veya selefi gruplar kadar ilgi ve alakaya layık bulundu mu? Bir gün bu kirli ve karanlık ilişkiler mutlaka aydınlanacak ve mutlaka hesabı sorulacaktır. O gün geldiğinde AKP’nin hangi pisliklere bulaştığı, hangi meçhul terör örgütlerine destek verdiği ortaya çıkacaktır. Devletin İstihbarat teşkilatını pisliklerinize memur yapmanız sizleri hesap vermekten kurtaramayacaktır. Kokuşmanın tarafları bunun bedelini mutlaka ödeyecektir. Aziz Adanalılar, AKP kamunun her imkanını kendi çıkarı için kullanmaktadır. Devletin araçları seçim kampanyasına seferber edilmektedir. Okullar, camiler siyasi istismar alanlarına dönüştürülmüştür. Yüce dinimiz, kitabımız ahlaksızca siyasete alet edilmektedir. İmam Hatipler, başörtüsü, Kabe, Kudüs meydanlarda hakaret görmektedir. Bu kadarı da fazla dediğimiz ne varsa AKP tarafından tedavüle sokulmuştur. Allah’la aldatan müşrikler adeta kudurmuşlardır. Çünkü 7 Haziran bunların sonudur. Terör lobisi, kan lobisi, rant lobisi, Rum lobisi, Barzani, PKK, IŞİD, HDP, Türk düşmanları, Mehmetçik katilleri, komplocular, çözümcüler, açılımcılar, kötü adamlar AKP’nin yanındadır. Papaz okulu meraklıları, İstanbul’u Vatikan’a döndürme hevesinde olanlar, dinler arası diyalogcular, Ekümenlik rüyası görenler, Sevrciler, din tacirleri, mandacılar, BOP’çular, hainler alayı birden AKP’ye çalışmaktadır. PKK’nın iktidardaki adamları, İmralı canisinin ortakları, Oslo’nun müdavimleri, Kandil şebekesinin paydaşları yıkım ve çözülmeye memur edilmişlerdir. Hazine, 17-25 damgalı rüşvetçilerin elinde talan edilmektedir. Erdoğan ve Davutoğlu güvenceli yolsuzluk çeteleri milletin kesesini boşaltmaktadır. Hırsızlar; hırsızlıkla mücadele edenleri kovalamakta, gözaltına almakta, hapse tıkmaktadır. İranlı şarlatan kara parayla sefa sürerken; adalet yerlerde, hukuk diplerdedir. Millete küfreden havuzcular, ihalelerden yüzde alan, rüşvete kulluk eden eski bakanlar el üstündedir. Bir trilyonu üç beş kuruş gören haramzadeler, 3,3 milyar liraya çerez parası diyen hadsizler zevkten dört köşeyken; dürüstlük suçlanmaktadır. Erdoğan’ın kirli çamaşırlarını bilenler, gizli ve hain ilişkilerine tanık olanlar susturulmakta, cezalandırılmaktadır. Türkiye böyle gidemez, gitmeyecektir. Türk milleti bu rezaletlere daha fazla katlanamaz, katlanmayacaktır. Oysa ki Adana’nın bir çok sorunu vardır. Yılan hikayesine dönen Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi açılmayı beklemektedir. Hala buğday taban fiyatı açıklanmamıştır. Çukurovalı çiftçilerimizin buğdayı 85 kuruştan 75 kuruşa kadar gerilemiştir. Mersin-İskenderun sahil yolu projesi hayata geçmeyi beklemektedir. Hatalı teşvik uygulamalarından dolayı Adana zarar görmektedir ve buna dur demenin zamanı gelmiştir. Adana’yı yakıp kavuran işsizlik sorunu çok acil çözülmelidir ve inşallah MHP bunu yapacaktır. Tarıma dayalı, ihracata yönelik ihtisas bölgeleri kurulması çiftçilerimizi rahatlatacaktır. AKP Adana’ya verdiği hiçbir sözü doğru dürüst tutmamıştır. Adana da AKP’yi tutmayacak, sandıkta fırlatıp atacaktır. Şunu herkes bilsin ki, hemşeriniz olarak, Adanaspor ile Adana Demir Spor’un her zaman yanında ve arkasında duracağım. Adanalı gardaşım, Adanalı hanım kardeşim; merak etmeyin, 4 bin 582 gündür süren kara bir dönem nihayet noktalanıyor. Türkiye, sırtındaki kamburu atmak için gün sayıyor. Milletimiz teslimiyetçileri elinin tersiyle itmek için bekliyor. Türk milliyetçilerini iktidar yapmak için sabırsızlanıyor. AKP’nin iktidar yıllarında Çukurova perişan oldu. Biliyorum. Hayvanınızı kaybettiniz, toprağınızı kaybettiniz, işinizi kaybettiniz, bereketiniz azaldı. Vergiler boynunuzu büktü, kepenkleri kapadınız, borç batağına düştünüz. Göçler arttı, ekmeğinizi paylaşanlar çoğaldı. Nüfus arttı, ihtiyaçlar çoğaldı. Suçlar arttı, mağduriyet çoğaldı. Açlar arttı, sıkıntılar çoğaldı. Az kaldı. 7 Haziran yaklaşıyor. Sandık önünüze geliyor. Hesabı sandıkta görmek için sabrediniz. Biliniz ki, 7 Haziran, AKP’den kurtuluşunuz olacaktır. 7 Haziran Milliyetçi Hareketle kucaklaşma gününüz olacaktır. Güçlü, onurlu, huzurlu bir Türkiye için; Müreffeh ve bağımsız bir Türkiye için; Yeni ve Lider ülke Türkiye için; Milliyetçi Hareketin üç hilaline “EVET” demeye var mısınız? Tarihi bir karar verecek, alayını birden reddedecek ve mührü “MHP”ye basacak mısınız? Bu kararınıza yürekten inanıyorum. Bu inancı sizlerde görüyorum. Bu coşkudan, bu heyecandan ve bu güvenden bunun işaretlerini alıyorum ve sizlere soruyorum: Bayrağa sahip çıkacak mısınız? (Evet) Vatana sahip çıkacak mısınız? (Evet) Türkiye’ye sahip çıkacak mısınız? (Evet) Onurunuza sahip çıkacak mısınız? (Evet) Geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet) Hiç aklınızdan çıkarmayın; Parayı çalan onlar, borcu ödeyecek olan sizsiniz. Borcu yapan onlar, bedelini ödeyecek yine sizsiniz. İsraf eden onlar, emeği sömürülecek olan sizsiniz. Cebini dolduran onlar, aç-açık gezecek olan yine sizlersiniz. Onların banka hesaplarına oluk oluk haram girerken, ucu ucuna yaşayacak olan maalesef her zaman sizler olacaksınız. Tercin sizindir. Ya önünüze uzatılmış bir lokma ekmeğe rıza göstereceksiniz, Ya da yeter artık, nerede benim hakkım diyerek ayağa kalkacaksınız. Ya zulme, istismara, adaletsizliğe ve alçaklığa göz yumarak harama göz yumacaksınız. Ya da Milliyetçi Hareket Partisi ile birlikte yürümeye başlayıp kendinize yeni ve aydınlık bir sayfa açacaksınız. Biz inançlı kadrolarımızla yürümeye başladık. Bunun için Bizimle Yürü Adana diyoruz. Bu yürüyüş korkaklara karşı cesurların yürüyüşüdür. Bu yürüyüş ahlaksızlığa karşı namus timsallerinin yürüyüşüdür. Bu yürüyüş talana ve yalana karşı ahlakın yürüyüşüdür. Bu yürüyüş, hainlere, eli kanlı teröriste, onunla müzakere edenlere karşı milli bir yürüyüştür. Bu yürüyüş, en samimi ve saf duygularla mukaddesatımıza sahip çıkanların irfanlı ve inançlı bir yürüyüşüdür. Gelin bu şerefe siz de dahil olun. Gelin bu tarihe siz de damga vurun. Çoluğunuza çocuğunuza aktaracağınız muhteşem bir anın hatırasını bırakınız. Hırsıza, arsıza, namussuza, Yağmacıya, düzenbaza, istismarcıya, İşbirlikçiye, soyguncuya, israfa karşı Bizimle Yürü Adana. Birlikte atacağımız her adım; Daha mutlu ve huzurlu bir Türkiye’ye doğru yol alıştır. Daha müreffeh, daha zengin, daha kaygısız bir hayata yöneliştir. AKP’ye oy veren kardeşlerim, ülkemiz kötüye gidiyor. Artık siyasi taassup ve tarafgirlikle hareket edecek vakit kalmadı. Gelin bu sefer bizimle yürüyün. CHP’ye ve diğer partilere oy vermiş kardeşlerim, gelin bu kez bizimle yürüyün. “Kime oy vereceğim belli değil, kararsızım” diyen vatan evladı, çekinme, zaman geçiyor, bir ve birlikte olalım, Türkiye’nin kurtuluşuna beraberce omuz verelim. Genç kardeşlerim, ilk kez oy verecek evlatlarım, birlikte yürüyelim, geleceğinizi inşa edelim. O halde bizimle yürümek, MHP’yi iktidara taşımak için oy verecek misiniz? (Evet) 7 Haziran’da mührünüzü üç hilale heyecanla vuracak mısınız? (Evet) Adana’nın kiminle yürüyeceği, çok şükür belli olmuştur. Adana’nın talihi açık, geleceği aydınlıktır. Allah hepinizden razı olsun, umutlarınız umutlarımız, talepleriniz hedefimizdir. Aziz Hemşerilerim, Değerli Dava Arkadaşlarım, Artık buradan Ankara’ya gidiyoruz. İktidarı devralmak için pazarı bekliyoruz. Yoksullukla savaşacağız, yolsuzlukla ve terörle mücadele edeceğiz. Devlet ve yönetim reformuyla çürümenin önüne geçeceğiz. Ahlak ve kalitenin tesisiyle çöküşü engelleyeceğiz. Üreten Ekonomi Programımızla sanayinin, işadamlarımızın, aç ve açıkta kalan milyonlarca masum vatandaşımızın sorunlarını gidereceğiz. Ekonomi büyüyecek, insanımız refah ve zenginliğe ulaşacaktır. Türkiye, MHP iktidarıyla, milli varlığına, tarihi misyonuna sahip çıkarak bugün içinde bulunduğu ataletten kurtulacaktır. Ülkemizi 2023’de bölgesel güç ve küresel aktör, 2053’te de küresel güç mertebesine çıkaracağız. Emeklilerimize; Mart ayında 1400 ve Eylül ayında 1400 lira olmak üzere yılda toplam 2800 lira Emekli Destek Ödeneği vereceğiz. Ayrıca esnaflarımızın emekli aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması için ne gerekiyorsa yapacağız. Çiftçilerimiz feryat etmektedir. Bu kapsamda mazotta, gübrede, ilaçta, tohumda, yemde, fidede, ÖTV ve KDV’yi tamamen kaldıracağız. Sulamada ve tarım işletmelerinde kullanılan elektrikten KDV almayacağız. Hayvan üreticilerinin yem ve kepek başta olmak üzere kullandıkları girdilerdeki KDV’yi yüzde 1’e düşüreceğiz. Çiftçilerimizin belini büken mazotu 1 lira 75 kuruşa indireceğiz. Tarımı canlandırmak, çiftçimizi, hayvan üreticimizi borçtan dertten kurtarmak için bizimle yürüyecek misiniz? Erdoğan çatlasa da, Davutoğlu patlasa da, Maliye Bakanı bütçe dengelerini hatırlatsa da, asgari ücreti net 1400 liraya çıkaracağız. Hayırlı olsun. İmamsız ve müezzinsiz cami bırakmayacağız. Cemevi gerçeğini siyasi kaygılardan uzak bir şekilde kabul edecek ve devlet yardımının önünü açacağız. Köy ve mahalle muhtar maaşlarının en az asgari ücret kadar yükselmesi, yani en az 1400 lira olması için gereğini yapacağız. Esnaf ve sanatkârlarımız yeni işyeri açtılarsa, onları beş yıl süreyle gelir vergisinden muaf tutacağız. İlave olarak, kendi nam ve hesaplarına ödedikleri sigorta primlerinin yarısı beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacaktır. Şoför esnafımızın aldığı yeni ticari araçtan 10 yıl kullanmak kaydıyla KDV ve ÖTV almayacağız. Kutlu olsun. Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz? İşsiz kardeşlerim üzülmeyin, Üreten Ekonomi Programımızla her yıl 700 bin insanımıza iş sağlayacağız, sorunlarınızı bitireceğiz. Bugüne kadar kim, hangi ad altında, hangi tutar ve miktarda yardım alırsa alsın, anasının ak sütü gibi helali olan sosyal yardım ve desteklerden kesinlikle mahrum bırakılmayacaktır. Ve de bu yardımları refah artışı kapsamında yükseltip yüzleri güldüreceğiz. Muhtaç durumda olan ailelerimizin en az bir ferdine iş vereceğiz. İş sağlanana kadar, asgari ücretin yarısı kadar, yani 700 lira “Aile Desteği” adı altında ödeme yapacağız. Şehit yetimlerimizin tamamına iş sağlayacağız. Sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddet eylemlerinin önlenmesi için her türlü hukuki, idari ve sosyal tedbirleri uygulayacağız. Evi olmayan muhtaç ailelerimize sosyal konut sağlayacağız. Veya 250 lira kira yardımı yapacağız. Engelli ve engelli yakını aylığını 400 liraya, ağır engelli aylığını 600 liraya yükselteceğiz. İlköğretime ve ortaöğretime devam eden evlatlarımızın annelerine muhtaçlık durumlarını dikkate alarak en az 50 lira vereceğiz. Aylık 200 kilowatsaatin altında elektrik tüketen ve ödeme gücü olmayan vatandaşlarımıza yüzde 75 indirim yapacağız. Hayırlı olmasını diliyorum. Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Hilalkart uygulamasına geçeceğiz. Güle güle harcayınız. Öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden yararlanmalarının önünü açacağız. Üniversite sınavını kaldıracağız. Atanamayan 330 bin öğretmenimizin KPSS puanları yanmadan atamalarını yapacağız. Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz. Kamuda sözleşmeli, geçici, 4/B’li, 4/C’li, vekil ve benzeri şekilde istihdam edilenlerin alayını kadrolu yapacağız. Kapatılan belde belediyeleri, özel idareleri ve köyleri yeniden açacağız. Emniyet mensuplarımızın çalışma şartlarını ve özlük haklarını iyileştirecek, bu kapsamda polislerimizin ek göstergesini 3600’e çıkaracağız. Hayırlı, uğurlu olsun. Astsubaylarımızın intibaklarını yapacak, haklarını verecek, uzman jandarma ve uzman erbaşların tüm mağduriyetlerini gidereceğiz. Ve şüphesiz bölücülüğün ve terörün kökünü kazıyacağız. Temiz siyaset, dürüst yönetim için Bizimle Yürü Adana. Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Bizimle Yürü Adana. 7 Haziran’da MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet) 7 Haziran’da vatana, millete ve geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet) MHP’nin Adana milletvekili adaylarını tam kadro Meclis’e gönderecek misiniz? (Evet) Sizleri bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Yolunuz, bahtınız, alnınız açık olsun diyorum. Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum. Sağ olun, var olun. Ne mutlu Türküm Diyene.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.