Açılım seçim sonucunu belirler
Gazetelerin Ankara temsilcilerine iftar yemeği veren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç açılım konusundaki görüşlerini açıkladı.
“AK Parti başarılı olursa, halk ödüllendirir, aksi takdirde seçim kaybına yol açabilecek risktir” diyen Arınç, DTP’nin İmralı’dan, İmralı’nın PKK’dan kurtulmak istediğini ve Türkiye’nin iyi bir zemin bulduğunu iddia etti. BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, hükümetin demokratik açılımının 2 yıl sonraki yerel seçimde sonuç tayin edici nitelikte olduğunu söyledi. Bülent Arınç, şöyle devam etti: “Seçimin sonucunu tayin edecek bir çalışma içindeyiz. Ak Parti başarılı olursa, büyük çoğunluğun onayladığı güven ortamı oluşursa halk bundan dolayı ödüllendirir. Aksi takdirde başarısız kılınırsa bu seçim kaybına yol açabilecek risktir.” Başbakan Yardımcısı, PKK’yı tasfiye konusunda adım atılacaksa 40-50 kişilik lider kadro ve Irak’tan ismen istenilen 300 kişilik listedekilerin “Türkiye’ye zarar vermeyecek konuma getirilmelerinin” zorunlu olduğunu söyledi. Lider kadronun başka bir ülkeye yollanması ihtimalinin hatırlatılması üzerine “Belki o, belki de başkası isimlendirmek istemiyorum. Daha o karar aşamasına gelmedik” diye konuştu. Arınç, DTP’nin İmralı’dan, İmralı’nın PKK’dan kurtulmak istediğini ve Türkiye’nin iyi bir zemin bulduğunu iddia etti. Başbakan’a altı aydır DTP ile görüşmesini telkin ettiğini açıklayan Arınç şunları söyledi: “Çiller askeri olarak bitirmek istedi, bambaşka yere gitti. Bombalayarak caydırıcı olabilirsiniz. Terörle mücadele sürecek ama terörün sebeplerini de ortadan kaldırmak lazım.” Özel Kürtçe yayın Bülent Arınç gazetelerin Ankara Temsilcileri’ne verdiği iftarda açılım hakkındaki yorumlarını şu başlıklar altında topladı: “Belki birileri ilk başta Kürt açılımı demiş olabilir. Ama süreç başladıktan sonra demokratik açılım dedik. İnsanların doğal ve bireysel hakları var. Sadece Kürtler için değil. Örneğin TRT sabahtan akşama kadar Kürtçe yayın yapıyorsa özel televizyona da bu hak tanınmalı. Kürtçe, Boşnakça, Farsça gibi. Bence bu tartışılabilir. Olabilirliği olan bir mesele. Korkmamak gerekir. Anadilin öğretimi ve eğitimi konusunda bir takım kurumlara kavuşulur. Ama resmi dil Türkçedir. Kürtçe de resmi dil olmaz. Zaten Anayasa’nın üçüncü meddesi için değişiklik teklifi bile verilemez. Bahçeli ile Baykal bunu bilmezler mi, tabii ki bilirler. Taban destekliyor Toplumda sıcak ilgi var. İki parti zorlandı. CHP ve MHP. ‘Sizle konuşmayız’ diyorlar. Biz bir proje ile önüne gitmiyoruz kimsenin. Onların ortak akıl ve düşüncelerinin yansımasını istiyoruz. Peşinen madde madde sıralanmış taslakla önlerine gittiğimiz zaman cepheden karşı çıkmak mümkün olabilecek. İki parti de özellikle bunu bekliyor. ‘AK Parti yıpransın, önü kesilsin, vatan hainliği ile suçlansın, halkta derin kaygılar meydana gelsin, hatta düşmanlığa dönüşsün ve biz CHP ile MHP iktidar kazanalım’ diye düşünüyor olabilirler. 29 Mart’ta bu koalisyonu başarıyla uyguladılar. ‘AK Parti gitsin çok partili koalisyon gelsin’ isteyenler çok. Yeni düşünce değil. Ah nerede o günler diyecektir bazılarına sorsanız. Anketlere göre CHP tabanının yüzde 40’ı destek veriyor, Genel Başkandan farklı düşünüyor. Bahçeli de kongresinden sonra bu açılıma destek verebilir. (Başbakan ‘Siyaset risktir, ekonomi risktir, hatta yaşam risktir’ derken neyi kast etti?’ sorusu üzerine) Benzerlerini çok söyledi. İki gömleğim var, diye. Biri bayramlık, biri idamlık. Çok hoş değil; ama özellikle Ergenekon ile ilgili iddianameler, klasörler ortaya çıktıkça birilerinin ne yapmak istediğini öğrenmiş oluyoruz. İşin hedef olma, gösterilme tehlikesi de var. Başbakana şu veya bu şekilde kötülük yapmak isteyen birçok kimse olabilir. Var da. Birçok kimse de yargıda. Siyasetçi sorunları çözen insandır ve bunun için her türlü tehlikeyi göze alan insandır. DTP daha ileride DTP’nin ileri gelenleri ‘Mutlaka bir af gerekir’ diyordu. Şimdi af da gerekmez deyip bütünlükten yana olduklarını söylüyorlar. Kapsamlı projenin içinde herkes kendine en makulü bulmaya çalışıyor. Bizim bazı kabullerimiz var. Onları mutlaka uygulamak isteriz. Türkçenin resmi dil oluşunu tartışmayız. Ana dille eğitim ve öğretimi ayrı tutmak lazım. DTP’nin bazı düşünceleri MHP’den ve CHP’den çok daha ileri. Olumlu anlamda. PKK’yı muhatap alan bir çalışma yok. İmralı’yı muhatap alan bir çalışma da yok. Niyet olarak böyle bir rezaleti düşünmüyoruz. Ama realiteler var. Ortada sosyolojik bir vaka var. Örgütün ne kadar minimize edebileceğiz, önemli olan bu. Dağdan inmeliler Genelkurmay Başkanı Başbuğ da Büyükanıt da önemli olan dağa çıkışları durdurmak ve dağdakileri indirmek demişlerdi. Dağdakilerin inmesi bir şekilde kararlaştırılacak. Genelkurmay Başkanı, Başbakanı da yanına alarak gazetecilere ‘10 kişi geldi 8’i serbest 2’si şöyle oldu’ demişti. TCK 221. madde imkan vermektedir. Yeterli mi, değil mi tartışılır. Gelir eğer bir eyleme katıldığı tespit edilmezse ifadesi alınır, adresi tespit edilir ve bırakılır. Belki bu özendirici de olacak. Bizim ceza kanunlarını göstererek ‘Gelin ananıza babanıza kavuşun. Adalete sığının. Hiçbir eylem bulunmamışsanız serbestsiniz’ diye çağrıda bulunmamızın faydası olacak. Devlet projesi Örgütün üst düzeyinde insanlar var, Murat Karayılan, Cemil Bayık gibi. Eğer bir devlet projesi olarak uygulanacaksa bu, medyasıyla, yargısıyla, üniversitesiyle, silahlı kuvvetleriyle, diğer kurum ve kuruluşlarıyla yürürlüğe konacak projelerdir. Bunlar Türkiye’ye getirildikleri takdirde yargılanmaları ve ceza yemeleri de söz konusu. Kimse çıkıp da ben geldim cezama razıyım demeyecektir. Bunların da Türkiye’ye zarar vermeyecek konumda tutulmaları amaçlanmalı. Belki başka ülkelere belki başka yollar... İsimlendirmek istemiyorum. Örgütün tamamen tasfiyesi konusunda ciddi kararlı hareket yapılacaksa bunların da düşünülmesi lazım. Mahmur Kampı’nda 11-12 bin kişinin bulunduğu söyleniyor. Boşaltılmasını bence başka bir prosedür olarak düşünmek lazım.” Onun yanında Kamer Genç melekmiş OKTAY Vural’dan her gün hakaret yemek bize ağır geliyor. Biz de şöyle bir cevap verelim diyoruz; ama bu süreç uğruna nelere katlanıyoruz. Çirkinlikte kimse yarışamaz Vural ile. Kamer Genç bile bana daha şirin gözükmeye başladı. Ne kadar sevimliymiş. Hayatta sevmediğim bir insan, Vural yüzünden melek gibi gelmeye başladı. Beterin beteri varmış. Adama Tillo’lusun dedim. İnadından Aydınlar diyor. Tillo Aydınlar diyen bir kaymakam, bir de sensin. Herkes Tillo diyor. Ne var utanacak. Genç olsa Dersim derdi. Ziya Gökalp nasıl Türkçüyse bunlar da Arap ama Türkçülük yapıyor. Erdoğan yılbaşını bile geç buluyor ARINÇ, Beşir Atalay’ın yarın açılımla ilgili temasları konusunda kamuoyuna bilgi vereceğini hatırlattı, “Ancak bu nihai (son) toplam değil ara toplamdır. Umarım yılbaşına kadar bir projemiz olur diye düşünüyorum. Başbakan yılbaşını bile geç buluyor” dedi. Dağda, fakat eyleme karışmamış PKK kadrolarının teslim olmaları halinde sadece ifadelerinin alınıp serbest bırakıldıklarını anlatan Arınç, “Sadece ‘Onurumuzla oynamasınlar’ diyorlar. Pişmanlık maddesi var yasada. ‘Nadim (pişman) olduğumuzu söyletmesinler’ görüşündeler” uyarısında bulundu. Başbakan başlığını yere atmalı CHP ve MHP’yi açılım konusundaki politikaları nedeniyle eleştiren Arınç yine de birleştirme görevinin Başbakan’a ait olduğu görüşünü dile getirdi: “Güneydoğu’da adet vardır. Kavga edenlerden birisi başındaki örtüyü (başlığı) yere çalarsa kavga biter. Bence Başbakan başlığını yere atmalı. Çünkü Edebali’nin söylediği gibi birleştirmek büyüğe düşer. Küstüm oynamıyorum, demek olmaz.” ABD projesi diyen geri zekâlı “ABD terör örgütünün tamamen tasfiyesinde samimi. Ancak ‘Bu bir ABD projesidir’ diyenler hayal görüyor. ABD’de bu tip kuruluşlarda eline kalem alan bir şeyler yazar. ‘ABD’de yazılmış Türkiye’de Ak Parti uyguluyor’ demek biraz geri zekalı işi. Irak’tan çekilme süreci, Kuzey Irak’ın geleceği Türkiye’yi en iyi şekilde düşünmeleri için yeterli. Konjonktürü iyi götürüyoruz.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.