AK Parti Sözcüsü Çelik'ten önemli açıklamalar
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk canlı yayınında soruları yanıtlıyor.
Erzurum Güncel- Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları:
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı orada bloklaşmanın olduğunu gösteriyor. Bu bloklaşmanın daha büyük hazırlığını gözettiği de söyleniyor. Tüm bu tablo bize ne gösteriyor, dünya daha belirsiz bir döneme girmiştir. Burada herkes elindeki imkanları seferber etmiştir.
Türkiye burada niçin pozitif olarak ayrıştı, barıştan yana bir irade koyarak savaşın büyümesini engelledi. Avrupa Birliği ülkeleri oturuyorlar ve bu savaşı tartışıyorlar ama Türkiye olmadan. Türkiye, Avrupa Birliği ülkesi olmasa da aday bir ülke. Sayın Cumhurbaşkanımız olmadan bu toplantılardan sonuç çıkmaz.
Ukrayna konusunu konuşurken Türkiye masada olmadan ne konuşacaklar?
AZOV TABURUNUN DÖNÜŞÜ
Bu anlaşmayı delen bir tutum içerisinde olmadığını Türkiye'nin açıklandı. Savaş çıkmadan evvel her gün bazı ülkelerin gazetelerinde "Rusya Ukrayna'ya giriyor" diyerekten Rusya'yı davet eden bir yaklaşım gösterildi.
Putin bu dönemde yurtdışına çıkarsa Türkiye'ye gelecektir diye düşünüyorum.
Dünya düzeninin dikişleri sökülürken hemen hemen her konunun merkezinde Türkiye var. Bütün bunlar içerisinde şunu iyi değerlendirmek gerekiyor, tamamen güvenli bir şekilde bu yolculuğu sürdürdük. Bundan sonra barış iradesinin daha çok ortaya çıkması için, Sayın Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü diplomasiye AB'nin daha çok destek vermesi gerekirdi. Bu NATO Zirvesi'nde bu destek görüldü.
TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKASI
Bu değerlendirmeleri okudum, tabi yorumları yapanlara bir şey söyleyemem. Bu analizler Cumhurbaşkanımızı hiç tanımamak demektir. Biz de tüm konumlar eşittir. Kabine'ye bakaraktan Türkiye Batı'ya yaklaşıyor, Türkiye Doğu'ya yaklaşıyor demek çok indirgeci bir yaklaşımdır. Cumhurbaşkanımız Kabine toplantılarını ne kadar düzenli yapıyorsa, parti toplantılarını da düzenli yapar.
Burada bu enerji duruyor, biz nihayetinde hükümetimize karşı yapılan propagandalarla Türkiye Batı karşıtı gibi gösteriliyor. Daha Suriye'de iç savaş başlamamış, o zaman ne yaptık? Cumhurbaşkanımız Esed'e reform önerileri ile gitti. Batı ne dedi? Türkiye'nin yaptığı eksen kaymasıdır. Sonra ne oldu? ABD'de oraya John Kerry'i gönderdi.
Fasılların açılması lazım, faslın açılması bir ülkenin üyeliğinin başlaması değildir ki. Sen fasıl dahi açmaz isen 'Ben bu konuyu konuşmak istemiyorum' demektir. Demek ki, ilişkileri indirgediğin noktada tutmak istiyorsun. Merkel döneminden sonra Türkiye liderler zirvesine çağrılmamaya başladı. Bugün AB'nin Cumhurbaşkanımızın katılacağı zirveye ekmek ve su kadar ihtiyacı vardır.
AB'NİN 15 TEMMUZ GECESİ VERDİĞİ YANIT
Türkiye'nin iradesinde bir değişiklik yok. Bu ivme AB'nin bu konudaki kararsızlığıyla ilgili düşen ya da çıkan ivme. 15 Temmuz darbe gecesi AB Bakanıydım. Slovakya'nın dışişleri bakanını aradım. AB liderleri bir zirvedeler. Biz bu bilgilendirmeleri yaptık onlara. İlk açıklama dramatik ve üzücüydü. O zamanki yüksek temsilcisi 'Taraflara itidal tavsiye ediyoruz' dedi. AB darbe girişiminden 1 ya da 2 ay sonra darbeyi tartışalacağı zirveyi yapacak. Hükümetimiz adına ben gitmiştim. Baktım ki benimle konuşmak istiyorlar. Şöyle bir yaklaşım var, beni yumuşatmaya çalışıyorlar, içeride ters konuşmayayım diye. Dedim ki 'Bizi öldürmeye çalışan katille bizi aynı kefeye koyuyorsunuz, darbe yapmaya çalışan terörist grupla bizi aynı tefeye koymaya çalışıyorsunuz'.
Sonra bize 'yanlış yaptık, geç kaldık' gibisinden konuştular. Türkiye'yi eleştiriyorlardı. Darbe girişimi sonrası yargı kararlarını eleştiriyorlardı. Yargı kararlarını beğenmiyorsanız, iyi niyetiniz varsa, Türkiye'de yargı alanında yaptığınız işbirliğini geliştirmeniz lazım. İlk kestikleri fon yargı alanındaki işbirliği fonu oldu. Bir demokrasi zora düştüğü zaman, diğer demokrasilerden 'demokrasimi korumak için tedbir alıyorum, diğer demokrasiler bana yardım etmesi gerekir' dediğiniz zaman ortada yoklar. Türkiye DEAŞ'ın saldırısına uğradığınızda Avrupa'daki binalara Türk bayrağı yansıtıyorsunuz ama PKK saldırısına uğrayınca yansıtmıyorsunuz. Bunun anlamı ne demek? PKK'yı terör örgütü görmemek demek.
İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİ SÜRECİ
Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğine evet demedi, NATO üyeliğinin önünü açmaya evet dedi. Cumhurbaşkanımız eski üçlü muhtıranın 4. maddesine atıf yapan bir metin çıktı. Türkiye'ye dönük olarak savunma sanayi yaptırımları tamamen kalkacak. Bu zirvede ilk defa NATO Genel Sekreteri, terörle mücadelede özel koordinatör atayacak. Türkiye diyor ki, 'bana karşı taahhütlerin içerisine girdin, ben de bu iyi niyete karşı önünü açıyorum, ama bu süreç sonuçlanmış değil'. Yüce Meclis imza attığı metindeki terörle mücadele ile ilgili olarak, AB süreciyle ilgili olarak İsveç mükellefiyetini yerine getirmiş mi getirmemiş mi? Meclis bunu takdir edecek. Bu zirvede terörle mücadele konusunda yüksek bir taahhüt çıktı. Türkiye'nin AB süreciyle ilgili çok güçlü bir taahhüt ortaya çıktı. Güvenlik ihtiyaçların karşılanması konusunda açık ya da gizli ambargosunun kaldırılması şeklinde taahhüt ortaya çıktı.
"BİDEN 'ELİMDEN GELEN ÇABAYI GÖSTERECEĞİM' DEDİ"
Biden'ın verdiği mesaj güçlü. Ama biliyorsunuz ona kongre karar veriyor. Biden 'Ben kişisel olarak böyle düşünüyorum, bunun kongreden geçmesi için elimden gelen çabayı sarf edeceğim' dedi. Cumhurbaşkanımızın terörle mücadeledeki tavrı çok net. Bu süreç içerisinde, Meclis'e gelinceye kadar süreç içerisinde tüm parti grubumuzla birlikte şuna bakacağız. Devletin ilgili birimleri 'Evet İsveç mükellefiyeti yerine getirmiştir' diye bir arzda bulunup, sayın Cumhurbaşkanımız 'Bizim açımızdan tatminkârdır' derse biz 'evet' deriz. Bu sayın Cumhurbaşkanımızın ortayla koyduğu irade ile tescillenecek. Kendi devletimizin kurumları ve Cumhurbaşkanımızın tutumu bizim açımızdan belirleyici olacak. Bizim bunun önünü açmamız onay verilmesi anlamında otomatik bir irade anlamına gelmiyor. Bunu demek istiyor sayın Cumhurbaşkanımız.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.