Erzurum Güncel- Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Erzurum'un Horasan ilçesindeki Çelik Palas Mahallesi'nde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, 12 Eylülde yapılacak referandumu değerlendirdi. Konuşmasına, ''12 Eylülde önünüze bir referandum halk oylaması sandığı gelecek. O gün, o sandıkta çobanın oyuyla sanatçının oyunun bir olup olmadığını cümle aleme göstereceğiz'' diye başlayan Akdağ, şunları kaydetti: ''Öyle diyorlar ya çobanın oyuyla falancanın oyu bir miymiş. Bunlar demokrasiyi içine sindiremeyenlerdir. Bunlar 1960'da ne yaptılar? Bu memlekette camileri ambarlara çevirenler, bu memlekette ezanı Muhammediyeyi kendi aslından okutmayanlar bu memleketin göz bebeği Menderes ve arkadaşlarını zorbalıkla iktidardan indirdiler ve o güzel insanların hayatlarına kıydılar. 1960'da bu işi yapanlar 1980'de bir ihtilal daha yaptılar. İşte bugün maalesef bu ihtilalin bize getirdiği, ihtilal anayasasının esiri durumundayız.'' Akdağ, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'i de eleştirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bugün Yargıtay Başkanı konuşuyor. Diyor ki, (hiçbir zaman yargı kimsenin ne arka bahçesi, ne ön bahçesi, ne yan bahçesi oldu. Ne de olacak.) Bunu söylemek yetmez. 411 oyla MHP'li kardeşlerimizle beraber AK Partililer, milletvekilleri Meclis'te başörtüsü zulmünü ortadan kaldırmak için Anayasayı değiştirmedik mi? Sonra CHP ne yaptı? Koştura koştura Anayasa Mahkemesine gitti. Bu Anayasa Mahkemesi milletin iradesini hiçe sayarsa bu ne anlama gelir. Buradan soruyorum kızlarınızın, bacılarınızın başörtüsünden dolayı okullara sokulmamasına razı olan var mı? Ben Yargıtay Başkanına Horasan'dan soruyorum. Uyduruk gazete parçalarıyla, bir iktidar partisine ne demeye kapatma davası açtınız? Ne demeye açtınız? Millet bundan zarar gördü? Türkiye bundan 25 milyar dolar zarar gördü. Günah değil mi benim Horasanlıma, milletime?'' -''HUKUK MİLLETİ KORUMAK İÇİN VARDIR''- Söz konusu kapatma davasında yasaklanması istenenler arasında kendi adının da bulunduğuna dikkat çeken Bakan Akdağ, şöyle devam etti: ''O kapatma davasında yasaklanması istenenlerin listesinde benim de adım vardı. Neden biliyor musunuz? Biz bir genelge yapmışız? Demişiz ki hastanelerde milletin mahremiyetini koruyacağız. Yani gazetecilerin hastanelerde ulu orta çekim yapmasını engelleyeceğiz. Neymiş oralarda çalışanların içinden başörtülüler olurmuş da biz onları saklamak için yaparmışız da vay anam vay... Biz kimsenin arka bahçesi değiliz diyorlar. Buna inanamayız. Buna inanmamız için tarafsız olacaksın. Eğer sen bir iktidar partisine eften püften sebeplerle kapatma davası açarsan arka bahçe olursun. Eğer sen özel yetkili bir savcıyı görevinden alırsan, ben sana inanmam kusura bakma. Hukuk milleti korumak için vardır. Hukuk imtiyazlıları korumak için değil. Sen milletin meclisini hükumetini, bakanını hiçe sayacaksın, yok sayacaksın. Buna razı değiliz.'' Akdağ, Avcılar'daki afişlere de değinerek, ''Avcılar'daki afişleri gördünüz değil mi? Önce biz yapmadık dediler. İnkar ettiler. Sonra kendi belediyelerinin yaptığını görünce şimdi kaçacak delik arıyorlar. Ne koymuşlardı o afişlere? Eğer Türk kadınının rahibe gibi örtünmesini istiyorsan evet de. Sana yazıklar olsun. Biz özgürlükten yanayız. İsteyen başını örter başımın üstünde yeri var. İsteyen başını açar başımın üstünde yeri var. Biz buna karışamayız'' diye konuştu. Akdağ son olarak, ''Cumhurbaşkanını halk seçsin'' dediklerinde de kendilerine karşı çıkıldığını belirterek, ''Ama bunlara sandıkta iyi bir ders verdik değil mi? Şimdi 12 Eylülde bunlara ikinci bir ders vermeye hazır mıyız? İster MHP'ye, ister Saadet'e ister BBP'ye oy verelim hangi partiye oy verirsek verelim, hakimiyetimize sahip çıkan halk olarak 12 Eylül'de hep beraber evet diyelim'' dedi.