Saat Kulesinin durumu ve teneke minareler Necati Güllülü’den itibaren gelen belediye başkanları, ilgili kamu kuruluşları, şehrin tarihi dokusuyla, az çok, ilgilendiler. Eski Erzurum, tarihi doku bakımından çok zengindir. Yapılanlarla her geçen gün bu zenginlik biraz daha kendini gösterir oldu. Lala Paşa Camii ve Yakutiye Medresesi’nin çevre düzenlemesi son hızla devam ediyor. Yalnız batı istikametinde birkaç ağaç kalmış. Bu ağaçlar şu andaki halleriyle manasız ve çevreyle uyumsuz gözüküyor. Cumhuriyet caddesinden yukarı gelirken Yakutiye Medresesi’nin tüm görkemiyle ve birden bire karşımıza çıkmasına bu ağaçlar engel teşkil ediyor. Bunların kaldırılmasında tereddüt gösterilmemelidir. İki ay var; Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut gayretini artırıp bu güzide eserlerin çevre düzenlemesini, elektrikçilere değil, mühendislere yaptırılacak gece aydınlatmasıyla birlikte, mübarek ramazan ayına yetiştirebilirse kutlu oruç günleri Erzurum’da bu yıl bir başka güzellikte yaşanacak ve Korkut’ta dualarda anılacak demektir. Daha önce bir iki kez Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ’a ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Küçükler’e ifade etmiştim: Emirşeyh ve Kâbe Mescitlerinin, daha bir iki mescidin minareleri sacdan. Bu minareler, bu şehre yakışmıyor. Bunların yerine eserlerin ruhuna uygun taştan küçük birer minare yapılmalıdır. Bakan Bey, not almıştı, Ahmet Bey de ‘yapalım’ demişti ama o teneke minareler hala duruyor. Hayırseverler de yaptıra bilir bu minareleri. Şehrin ruhuna ve manasına aykırı teneke minarelerden Erzurum kurtulmalı artık. Kale’deki Saat Kulesi’nin ahşaptan mamul şerefe kısmı da iyi durumda gözükmüyor. Rengi soluk bir hasta gibi şehre bakıp duruyor. Malum; saat kulesi, namı diğer Tepsi Minare, diğer eserler gibi, bu şehrin gözde eserlerinden biridir. Güzel bir Saltuklu eseridir. İç Kaledeki caminin minaresi olarak yapılmış, ayrıca gözetleme kulesi olarak da yıllarca görev yapmıştır bu şehre. İki renkli kesme taş ve kırmızı tuğla malzemeyle örülü bu minare, 30 metre civarında bir yüksekliğe sahiptir. Şerefesine çıkan şehri 360 derece seyredebilir. Şerefe kısmındaki kufi karakterli kitabe ise, bir bilezik gibi, minarenin etrafını sarmış durumdadır. Barok tarzı ahşap malzemeli bu şerefe, kışların dondurucu soğuğundan, yazların kavurucu güneşinden yeterince nasibini almıştır. Mahir bir marangozun ve boya ustasının eli kendisine değsin diye, yetkililere bakıp hal diliyle imdat diliyor.