1. HABERLER

  2. ASAYİŞ

  3. Albay Cinayeti Çözülüyor
Albay Cinayeti Çözülüyor

Albay Cinayeti Çözülüyor

Albay Kazım Çillioğlu'nun ölümünün üzerindeki sis perdesini aralayacak yeni gelişme...

A+A-

Erzurum Güncel - Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürüttüğü 1994 yılında lojmanında intihar ettiği iddia edilen Albay Kazım Çillioğlu'nun oğlu Gökhan Çillioğlu’nun telefonlarının usulsüz dinlenmesiyle ilgili 5 farklı ilde belirlenen adreslere operasyon düzenlendi. Soruşturma kapsamında 7’si muvazzaf asker 8 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Malatya Özel Yetkili Başsavcı Vekili Özden Doğan'ın talimatı doğrultusunda Gökhan Çillioğlu’nun usulsüz dinlenmesiyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında Düzce, Muş, Adana, Van ve Erzurum’da belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenlendi. Saat 11.00’da başlatılan operasyonda Düzce D-100 Karayolu Soğancı mevkisinde bulunan İl Jandarma Komutanlığı'na Ankara'dan gelen 3 özel yetkili savcı nezaretinde arama yapıldı. Aramalar kapsamında usulsüz dinlemelere ilişkin de bilişim uzmanlarının inceleme yaptığı öğrenildi. Düzce’de 5 ayrı adreste arama yapıldığı öğrenildi. 7’si muvazzaf asker toplam 8 asker için gözaltı kararı çıkartıldı. Düzce 4, Muş, Erzurum, Van ve Adana’da 1’er kişinin evlerinde arama yapıldığı öğrenildi. Gözaltına alınan askerler Malatya Adliyesi’ne getirilecek. Babası Albay Kazım Çillioğlu'nun görevi sırasında faili meçhul cinayete kurban gittiğini açıklayarak hukuki mücadele yürüten Gökhan Çillioğlu'nun telefon görüşmelerinin Jandarma İstihbaratı tarafından dinlendiği ortaya çıktı. Uyuşturucu kaçakçılarıyla ilgili bir operasyon kapsamında 35 kişilik grubu dinleyen Jandarma, Gökhan Çillioğlu'nun kardeşi Tayfun'un üzerine kayıtlı hattı da listeye dahil etmişti. Haberde dinlemenin 'illegal' yapıldığı belirtilerek, asıl amacın Albay Çillioğlu'nun şüpheli ölümünü aydınlatacak gizli tanıkları deşifre etmek olduğu ileri sürülmüştü. Dinlemelerle ilgili Gökhan Çillioğlu’nun başvurusu üzerine Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından Şubat ayında soruşturma başlatılmıştı. Daha önce Taraf Gazetesi muhabiri Mehmet Baransu'nun telefonları da aynı yöntemle dinlenmişti. Baransu'yu sahte belge düzenleyerek PKK'lı diye dinledikleri iddiasıyla yargılanan Van Jandarma Komutanlığı'nda görevli 4 askere 5 yıl 10 ay hapis cezası verilirken, 1 asker ile 1 PKK itirafçısı 2 yıl 6'şar ay hapse mahkum edilmişti. "ÇOK CİDDİ GELİŞMELER YAŞANACAK" Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürüttüğü 1994 yılında lojmanında intihar ettiği iddia edilen Albay Kazım Çillioğlu'nun oğlu Gökhan Çillioğlu, babasının ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada çok ciddi gelişmelerin yaşanacağını düşündüğünü belirterek, “Çillioğlu cinayetinin aydınlatılması bir çok olayın da aydınlatılmasında büyük rol oynayacaktır” dedi. SUBAYLAR, DEVLET İÇİNE SIZMIŞ YASA DIŞI BİR ÖRGÜTLENME TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ Albay Kazım Çillioğlu'nun 3 Şubat 1994'teki şüpheli ölümüyle ilgili soruşturma devam ediyor. Bilirkişi heyeti raporunda, "Olay intihar değil, cinayet. Albay, öldürülmeden önce darp edildi." denildi. Çillioğlu için ise internet sitesi kuruldu. Hayatından kesitlerin verildiği sitede, ziyaretçi defterinde ise dikkat çekici yazılar yer alıyor. Ziyaretçi defterine yazan Mert Yılmazer, şu ifadeleri kullanıyor: "1990'lı yıllarda, üst düzey devlet görevlileri olan ailemin yakın dostları, pek çok subayın, devlet içine sızabilmiş yasa dışı bir örgütlenme tarafından öldürüldüklerini söylerlerdi. (Sayı, bugün kamuoyunun bildiğinden çok daha yüksektir. Kayıtlara intihar, kaza ve şehadet olarak geçen pek çok subay!!) Ama o zamanki medya asla bu konuları işlemezdi. Bu konular hakkında konuşmak, o zamanlar ölümcül olabilmekteydi! Ayrıca, mahkemeler, polisler, valiler ve siyasiler de, ya adı geçen çetenin tarafındaydı ya da korkudan onları tutarlardı. PKK, Hizbullah, DHKPC, İBDAC gibi terör örgütlerine de aynı yasa dışı çete tarafından istihbarat, lojistik, silah, para desteği verildiğini söylerlerdi. Bazı vatan haini general ve subaylar tarafından yönetilen bu vatana ihanet şebekesi, önlerine çıkan her Türkiye vatandaşını öldürme kararlılığında olduğundan, bu güne kadar sustuk. (Bugüne kadar!!) Biz korktuk ve sustuk büyük komutan çünkü ailemizden bir kayıp verme travmasını yaşamak istemedik. Sense tarihi binlerce yıllık şan ile dolu olan ordumuza yakışır vaziyette gösterilmesi gereken cesareti gösterdin." Jandarma Çavuş Ayhan Serinlikli ise Çillioğlu'nun Hatay İl Jandarma Alay Komutanı olduğunu ifade ediyor. Serinlikli, "Yayladağı İlçe Jandarma Komutanım İrfan Özkaya ile beraber ikisi de vatani hizmetimde gördüğüm inançlı komutanlarımdı. İntihar kelimesi kullanmak dahi abesle iştigaldir. Olay belli, hazırlayanlar belli." diyor. Mehmet Özcan da 1968 -1970 Tunceli Hozat 7. Bölük Komutanı olduğunu ifade ediyor. Babası kadar sevdiğini ve emsalsiz insan olduğunu vurgulayan Özcan, "Vefatınızı öğrendiğimde dünyam göçtü sanki büyük bir üzüntü duydum. Allah rahmet eylesin, nur içinde yat komutanım, Sevenlerinize Allah sabırlık versin. Oğlunuz da benim için kahramandır. Bir gün bir yerlerde inşallah görüşmek üzere dileklerimle." diye yazıyor. Sinan Kiral, kendisinin intihar ettiğini kesinlikle kabul etmediğini ve inanmadığını vurguluyor. Ömer Faruk Yılmaz ise Çillioğlu ile bir hatırasını şöyle anlatıyor: "Ben Focada komutanımızın döneminde komando olarak askerlik yaptım. Bizim tabur komutanımızdı. Bir defasında silah kurs bölüğünü teftişe geldi ve tam bana dönüşleri yaptırdı, nizami ve mükemmel sırasına göre dönmüştüm. Ne mezunu olduğumu sordu; ilkokul dedim, vah vah, yazık çok zeki çocuk, annesi babası bunu okutmamış dedi. Böyle bir hatıram oldu paylaşmak istedim." Emekli Jandarma Başçavuş Özer Akkın da şunları yazdı: "188. Jandarma Sınır Alay Komutanlığı'nda 1988–1990 yıllarında Muhabere Merkezi'nde görev yaptım. Alay Komutanım Kazım Çillioğlu Allahü teala gani gani rahmet eylesin. Bir Kurban bayramında beni çağırarak Kurbanını almaya parasını vererek 'Üzerime vacip olan, gözü kulağı ayağı sakat olmayan kurbanlık vasıflarına haiz kurbanımı almayı seni vekil ettim.' diyerek bana vekâlet verdi. O seneki 1987–8 kurbanını onun adına satın almıştım. Bir başka hatıramda yine 1988 Ocak ayında eşim Hakkâri Devlet Hastanesinde doğum yaptı ve eve dönmüştü. Alay Komutanım Kazım Çillioğlu durumu öğrenince beni çağırarak tebrik etti ve eşini bizim lojmana göndererek ziyaret etmesini sağladı. 'Evde yardım edilecek bir şeyler varsa yardımcı olur' diyerek bizim gönlümüzü aldı. İnanç ve itikadi yönden sağlam bir kişiliği vardı. Vahim hadiseyi duyar duymaz. Kesinlikle intihar olayına inanmadım. Kendisi şehittir. " BUGUN

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.