Arda kabusum oldu
Yarışmada kendisine sorulan soru için İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını saatlerce ekran başında tekrar etti. Ödülü kazandığında ekran başındakiler gözyaşlarına boğuldu. Peki yarışmadaki 1 milyonluk soru nasıl oluşturuldu,
Erzurum Güncel- Sekiz yıldır ekrana gelen Kim Milyoner Olmak İster’de büyük ödülü ilk kez 19 yaşındaki Erzurumlu Arda Ayten kazandı. Yarışmada kendisine sorulan soru için İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını saatlerce ekran başında tekrar etti. Ödülü kazandığında ekran başındakiler gözyaşlarına boğuldu. Peki yarışmadaki 1 milyonluk soru nasıl oluşturuldu, Arda bir milyonluk soruya nasıl hazırlandı?
SONAT BAHARPazar Sabah Haberleri
Herkes 19 yaşındaki bir genci, Kim Milyoner Olmak İster yarışmasının kahramanı Arda Ayten'i merak ediyor. Pop star gibi muamele görmesinin nedeni, bilgi dağarcığı. Ne kadar güzel değil mi? Bir insan bilgisi, çabası, mücadelesiyle bir toplumun umut ışığı oldu. Ekran başında yarışmayı izleyip, gözleri dolmayan, Arda'nın 1 milyon kazanmasından mutlu olmayan tek bir insan yoktur sanırım. Arda nasıl hazırlandı, o soru Arda için nasıl hazırlandı? Esas hikaye işte burada gizliydi. Ben de Kim Milyoner Olmak İster programının yapımcısı ve aynı zamanda milyonluk soruyu hazırlayan Mehmet Çam'ın kapısını çaldım. Arda'yla onu aynı masaya oturtup, aralarındaki bu tatlı mücadeleye nasıl hazırlandıklarını sordum:
- Bir milyonluk soruyu görmek ve ona cevap vermek nasıl bir his?
- Arda Ayten: O atmosfer anlatılamaz. Müthiş bir his. 1 milyonluk soruya cevap vermekse, kırmızı ışıkta gözleri kapalı karşıya geçmek gibi. Riskli ama o riski almam gerekiyordu.
- Mehmet Çam: 1 milyonluk soruyu zaten cesur olan biri yanıtlayabilirdi. Arda bugüne kadar gördüğüm en cesur yarışmacıydı.
- Yarışmada 1 milyonluk soruyla karşılaşana kadar dönem arası verildi. Bu arada neler yaptınız?
- A. A: Acaba ne sorulur diye düşünmeye ve hazırlanmaya başladım. Günlük okuma standardımı değiştirmedim. Ne sorulabilir diye bir hesaplama yaptım. Belli başlı konulara odaklandım, özellikle tarihten geleceğini düşünüyordum. Edebiyatta iyi olduğum için çalışmadım. Tarihe çalıştım. - Mehmet Bey siz Arda'yı tanıyordunuz yarışma boyunca... Onun nelere ilgisi olduğunu da tahmin ediyordunuz, soru hazırlarken bu kriterleri göz önünde bulundurdunuz mu?
- M. Ç: Arda'nın mülakatını ben yaptım. Ona kendisiyle ilgili sorular sorarken, "Zihnimde bir senfoni orkestrası yönetiyorum" demişti. Bana çok ilginç gelmişti. Soruları yanıtlarken de Arda'nın söylediği o orkestranın aslında gerçek anlamda vurmalıların, üflemelilerin ve yaylıların olduğu bir senfoni orkestrası olmadığını anladım. Bir sürü disiplinden çok uç bilgilere sahip 19 yaşında bir genç vardı karşımızda. Arda'nın 250 bin TL'lik sorusunu bilmeniz için net bir şekilde Heredot'un Histroia'sını ya da onu referans alan bir kaynağı okumuş olmanız gerekiyordu. Arda bunları okumadan, şıklardan giderek ve nihayet Frigyalı'ların Mısır'la kurduğu tarım ilişkilerinden yola çıkarak soruya doğru yanıt verdi. Dolayısıyla soruyu yazarken Arda'nın neyi bilip bilmediği kriterim değildi, çok farklı şeyler okumuş çok yönlü bir yarışmacıydı.
- Siz Mehmet Bey'i araştırdınız mı?
- A. A: Daha önceki yarışmalara bakıp, tarzını anlamaya çalıştım aslında... En çok kafayı şıkları nasıl dizayn ettiğine yordum. Hangi istatistiksel oranda diziyor, doğru yanıtı nereye koymaya çalışıyor diye baktım ama bir şeye ulaşamadım.
- Kendi 1 milyonluk sorularınızı hazırlamış mıydınız?
- A. A: Tabii. Çok soru hazırladım. Bir defterim vardı, bulduğum her 1 milyonluk soru olabilecek şeyi yazıyordum.
- Siz yıllardır soru hazırlığının içindesiniz... Bu yarışmaya hazırlanmanın bir yolu var mı?
- M. Ç: Bu yarışma prime time'da dizilerle beraber 2 saatin üzerinde bir süreyle yayımlanıyor. Böyle bir içeriği insanlara bu kadar uzun süre seyrettirebilmenin tek yolu çok hayatın içinden ve hayata dair bir içerik hazırlamaktan geçiyor. Arda yazın çok şeye hazırlanmış ama onun karşısına 1 milyonluk soru olarak İstiklal Marşı çıktı.
- İstiklal Marşı ile ilgili bir hazırlık yapmış mıydınız?
- A. A: İstiklal Marşı'nı hiç beklemiyordum. Hiç hazırlanmamıştım. Ama dedim ki, "Biliyorum zaten..." Saymaya başladım yedinci kıtada unuttum! Ama bildiğim için vazgeçmeyecektim, oradan atılana kadar bekleyecektim.
- M. Ç: Biz de o sırada rejiyle yedek kasedimiz var mı diye konuşuyoruz. Ama vazgeçmedi, tam bir savaşçı. Sabaha kadar oturacaktı.
- Mücadeleniz insanları ekrana kilitledi. Pes etmeyen biri misiniz?
- A. A: Evet öyleyim. Pes etmem, her anlamda ilerlerim. Yarışmayı sonradan izliyorum, yarışmanın tamamı defalarca saydığım kıtalar. İnsanlar ekran başında bana nasıl katlandı diye düşündüm. Unuttuğum kıtayı Çanakkale'ye gittiğimiz bir okul gezisinden hatırladım. Ve gerisi geldi...
Hayatımın en özel gecesiydi
- Arda soruyu gördüğünde tepkileriniz nasıl oldu? Duygularınızda nasıl bir değişim oldu?
- M. Ç: Soru ilk çıktığında "Sayınca oluyor mu?" benzeri bir şey dediğini hatırlıyorum. İlk 15 dakikadan sonra ben arkama yaslandım ve "Yapamayacak" dedim. Zaman geçtikçe sanki yapabilecek gibi duruyordu. Ve nihayet son 1 saate geldiğimizde bütün ekip operasyon odasının içinde ayakta izledik. Kimse neredeyse nefes almadı ve unuttuğu kıtayı hatırladığında hepimiz çok sevindik. O kıtayı yani "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı" dizesiyle başlayan kıtayı hatırlamasaydı sonuç değişmeyecekti. Yani 'toprak' kelimesinin bir kere geçtiğini söyleyip yine soruyu bilecekti. Ama eksik bilgiyle bu soruyu bilip 1 milyonu alsaydı hepimiz çok üzülecektik. Ben yarışmadan sonra gidip sordum Arda'ya. "Cevap vermeyecektim hatırlamasaydım" dedi.
- Sizin cephenizden Arda nasıl görünüyordu?
- M. Ç: Ben soru soran tarafım. Karşı tarafta da soruyu yanıtlayan kimse var. Bu denklemdeki en önemli bileşen ve aslında süreci yönetense sunucumuz Kenan İmirzalıoğlu. Başından beri muhteşem bir performans sergileyeceğinden emindik ve o kadar mükemmel yönetti ki sonunda bizi de kendi tarafına yani Arda'nın tarafına aldı. Bizim yarışmacının soruyu bilememesi yönünde bir talebimiz ya da beklentimiz yoktur. Daha çok soruyla ne kadar ilgi kurabildiğiyle ve hakkını ne kadar verebildiğiyle ilgiliyiz. Arda bu soruda bir savaşçıydı. Vazgeçmedi. Asla vazgeçmedi ve cevabı buldu. Ekranda bu yayını seyredip ağlamayan az insan vardır. Biz de ağladık.
- Kenan İmlirzalıoğlu'nun karşısında olmak nasıldı?
- A. A: Onunla yarışmak çok özeldi. Çok rahatlatan biri ama benim işim biraz zordu çünkü çok uzun biri. Onun ayakları yere değiyor, benim ki değmiyor. Uğraşıyordum ayağım yere değsin diye olmadı. Çok samimi biri, benimle sevindi o da. Onun benim yanımda olduğunu hissetmek çok güzeldi. Hayatımın en özel gecesiydi.
ANLAMLI BİR SORU OLDU
- Siz nasıl bir hazırlık yaptınız bir milyonluk soruyu için?
- M. Ç: Bütün yaz boyunca okudum, araştırdım, arşivler inceledim ve elimde çok güzel, işe yarayacak ama her nasılsa 1 milyonluk soru olması içime sinmeyen bir sürü bilgi biriktirdim. Ve nihayet haftalarca zihnimde çevirdiğim düşünceleri bir kenara koyup, yarışmanın yayınına günler kala sade, herkesi ilgilendiren ve anlamlı bir soru yazdım. Çok anlamlı oldu ve çok karşılık buldu.
- Arda soruyu görmeden duygularınız nelerdi?
- M. Ç: Arda'nın ne düşündüğünü, nelere çalıştığını hep merak ettim. Milyonluk soruyu yazan kişi sizseniz ve bu sizde kalacak bir sırsa sorunun sorulmasına günler kala kâbuslar başlıyor. Ben çekime dört gün kala rüyamda Arda'nın soruya yanıt vermeden çekildiğini ama milyonu başka bir kadın yarışmacının kazandığını gördüm. Ben aylarca kimin için hazırlandım milyonu kim aldı diye uyandım. Bir sonraki gün rüyamda Arda'nın biriyle çalıştığı notlar üzerinden geçtiğini gördüm. "Bakabilir miyim?" deyip kâğıtları karıştırdığımda içimden "Acaba içinde milyonluk soru var mı?" diye geçirirken uyandım. Ve son gece kâbusu... Soruyu sosyal medyamda paylaşmışım, sonra aklıma geliyor "Eyvah daha sormamıştım!" diye, bir de bakıyorum ki Arda soruyu görmüş. Her şeyi berbat ettim diye uyandım. Artık o kadar gerilmiştim ki tek istediğim, çekimden önce kalabalığa İstiklal Marşı diye bağırmadan çekimi yapmaktı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.