1. HABERLER

  2. SİYASET

  3. Asıl kavga AKP ile MHP arasında
Asıl kavga AKP ile MHP arasında

Asıl kavga AKP ile MHP arasında

Dün Meclis’in gündeminde tabii ki “yeni CHP”nin ilk grup toplantısı vardı. Önder Sav ve ekibinin parti üst yönetiminden dışlanması sonrasında CHP’nin TBMM’de nasıl bir fotoğraf vereceği merak konusuydu.

A+A-

Erzurum Güncel-Aslında merak edecek fazla bir şey yokmuş. Çünkü benzer bir olayı kısa zaman önce yaşamıştık. Şöyle ki, CHP’nin dünkü grup toplantısı, kurultay sonrası Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olarak katıldığı ilk grup toplantısının neredeyse aynısıydı. Salona sığmayan bir kalabalık ve Kılıçdaroğlu’na yönelik yoğun bir destek ve müthiş bir coşku. Sözünü ettiğimiz ilk grup toplantısının ardından “Kral (Baykal) öldü, yaşasın kral (Kılıçdaroğlu)” başlığını çıkarabilirdik; dünkü toplantının özeti de hiç kuşkusuz “Sadrazam (Sav) öldü, yaşasın kral (Kılıçdaroğlu)” olacaktır. Sonuçta CHP’de sular durulmuşa, Kılıçdaroğlu son krizden mutlak bir galibiyetle çıkmışa benziyor. En azından dışa verilen fotoğraf böyle ama geçmişte yaşananlara bakınca bunun son derece aldatıcı olabileceğini söyleyebiliriz. Çünkü CHP’de “yeni” olarak, vitrine yakın zamanda çıkarılmış bazı yeni isimler ve ardı getirilemeyen birkaç iyiniyetli çıkış ve Kılıçdaroğlu’nun liderliği dışında çok fazla bir şey yok. Tırmanan polemik Türk siyasetinin gündeminin ilk maddesi şu an için CHP’de yaşananlar olmakla birlikte kısa süre zarfında AKP ile MHP arasındaki kavganın daha fazla öne çıkacağını sanıyorum. Yani bu iki partinin en üst düzey isimleri arasında sık sık sertleşen ve muhtemelen mahkemeye de intikal edecek olan polemik sonlanmak bir yana, giderek tırmanıp önümüzdeki genel seçimlerin ana ekseni haline gelebilir. Genel seçimlerin “kilit” partisinin MHP olacağı, MHP ile AKP arasındaki çekişmenin seçimlerin, dolayısıyla Türkiye’nin kaderini belirleyeceği fikri, referandumun hemen ardından kafamda şekillenmeye başlamıştı. Dün partisinin grup toplantısının ardından MHP Lideri Bahçeli ile baş başa sohbet etme fırsatım oldu. Bahçeli’nin referandum ve yaklaşan seçimler hakkındaki sözleri bu düşüncemi iyice pekiştirdi. Ardından AKP Grup toplatısını izlemeye gittim ve Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının önemli bir bölümünü MHP’ye ayırmış olmasıyla bu önermenin isabetli olduğuna kâni oldum. Doğrudan MHP tabanına sesleniyor Erdoğan’ın söylediklerinde fazla ilginç ve yeni bir şey olmayabilir fakat kendisinin özellikle referandum sürecinde sık sık yaptığı gibi doğrudan MHP tabanına hitap etmeyi sürdürmesi çok çarpıcıydı. Dikkat edilirse AKP Lideri, MHP tabanının “milliyetçi-muhafazakâr” değerlere sahip olmasını asla sorgulamıyor, hatta tam tersine bu durumu övüyor fakat MHP yönetimini, bu değerlerden saptığı suçlamasıyla kendi tabanına şikayet ediyor. İlk bakışta bu strateji çok basit ve sonuç vermeyici görülebilir fakat AKP ile MHP tabanlarının özellikle İç ve Doğu Anadolu ile Karadeniz’de fazlasıyla iç içe olması, bu partiler arasında oy kaymalarının yaygınlığı gibi nedenlerle Erdoğan’ın akıllıca bir yol izlediğini söyleyebiliriz. Hele son referandumun kaderini, tam da sözünü ettiğimiz bölgelerde MHP tabanının bir bölümünün “hayır”a ikna olmamasının belirlemiş olduğu düşünüldüğünde bu strateji daha iyi anlaşılıyor. Bahçeli ile sohbetimizden onun da AKP’nin bu stratejisinin farkında olduğunu, özellikle iktidar partisi ve ona yakın çevreler tarafından dile getirilen “MHP yüzde 10 barajının altında kalacak” iddiasından son derece rahatsız olduğunu gördüm. Şahsen MHP’nin seçim barajı sorunu olduğunu düşünmüyorum fakat bu türden söylentilerin hemen her seçim öncesi çıkartıldığını ve MHP’nin seçim kampanyalarında enerjilerinin büyük bölümünü bu rivayetleri boşa çıkarmaya harcadıklarını da biliyorum. Bu rivayetlerden etkilenip MHP’ye oy vermekten vazgeçek seçmenin, özellikle taşrada en fazla AKP’ye yöneleceği de bir başka gerçektir. Buradan hareketle şunu da rahatlıkla söyleyebiliriz: MHP’nin TBMM’de temsil edilememesi halinde bu partinin normal olarak kazanması gereken milletvekillikleri barajı aşmış partiler arasında paylaştırılacak olduğuna göre arslan payının AKP’ye düşeceği ortadadır. Böylesi bir durumda iktidar partisi TBMM’de Anayasa’yı tek başına değiştirecek bir çoğunluğu bile zolayabilir. Bütün bunların fazlasıyla spekülatif olduğunun farkındayım ancak Erdoğan’ın kalbinde yatan arslan “başkanlık sistemi”yse (ki bana göre öyle) MHP’yi Meclis dışına bırakmaya yönelik her türlü stratejiye sıcak bakacağını ileri sürmek nomal karşılanmalı.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.