ATLAMA KULELERİ!
Erzurum’daki Atlama Kuleleri’nin başına geleni biliyorsunuz. 2011’de faaliyete geçen tesisler geçen ay çöktü. Erzurum’daki Atlama Kuleleri de yaklaşık 94 milyon liraya inşa edilmişti. Oysa ne kadar da büyük bir gürültü kopartmıştık bu tesisler için. Hatırlayın 2011 Üniversiad Kış Oyunları’na ev sahipliği yapan Erzurum’daki fırtınayı. Toplam 9 tesis için ilk açıklanan maliyet rakamı 500 milyon liraydı. Ve AK Parti hükümeti bu rakamın büyüklüğü ile övünüyordu. Erzurum’a Cumhuriyet kurulalı beri ilk kez böylesine bir para aktarılıyordu. Bu rakam tesislerin bitmesine az bir süre kala bir anda 600 milyon, hatta 700 milyon lira oldu ama neyse. Aradaki 200 milyonluk fark kimlerin havuzuna gitti bilinmiyor. Aslında herkes biliyor da, yüksek sesle konuşamıyor. Tesisler arasında yer alan Atlama Kuleleri pek çoklarına göre tarihi Çifte Minareli Medrese’nin pabucunu dama atacak, bu kuleler Erzurum’un yeni sembolü olacaktı. Palandöken dağı artık kar değil, kâr getirecekti. Ne sözler söylendi, ne vaatlerde bulunuldu. Atlama Kulesi, Ortadoğu’yu bırakın, Çin’e kadar ‘yok böyle bir tesis’ diyerek kamuoyuna tanıtıldı. ‘Dünyanın en seçkin sporcuları artık buraya gelecekti’ dendi. Ama bu tesis 2011’den sonra sadece bir uluslararası organizasyona ev sahipliği yaptı. 2011’in eylül ayında bir organizasyona daha kapılarını açıyordu ki fareler işi bozdu. Elektrik kablolarını kemirmişlerdi. Organizasyon iptal edildi. Resmi açıklamada ‘yeterince katılım yok’ dendi ama gerçeklerden, farelerden kimse bahsetmedi. Biz farelerin Erzurum’a milyonlarca avronun gelmesine engel olduğunu sonradan öğrendik. Gel zaman git zaman bu mükemmel tesis ilgisizlikten küsmesin diye tam tepesine, hani şehri iki yandan gören o en güzel yerine bir kafe konduruldu. Adı da büyük harflerle yazıldı: Atlama Kulesi Kule Cafe. Turnikelerden giriş 1 TL’ydi. Her ne kadar, terasta çatlaklar oluşmuş, tüp deposu oluşturulmuşsa da. Manzarası harikaydı. Hele buruna gelen ve insanın üstüne sinen tost kokusu hiç unutulmuyordu. Dünyada ilk kez böylesine önemli bir atlama kulesinin en tepesine halka açık kafe konduruluyordu. Tesisler kaderine terk edilmişken güm diye bir ses duyuldu Kiremitliktepe’den. Dadaşlar deprem oldu sandı. Hayır, deprem değildi bu. Kulelerin, o hiçbir ülkede bulunmayan pistleri eksik, yani çalınan malzeme sebebiyle çökmüştü. Henüz yeni, üstelik deprem bölgesine yapılmış bir tesis 3 yıl geçmeden çöker miydi? Çöktü işte. Yetkililer araştıracağız, bakacağız diyerek sessizliğe büründü. Peki şimdi ne olacak? Bizce hiçbir şey. Ama biz atlama kulelerini unutmamak için yazmaya, akıllarda tutmaya devam edeceğiz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.