Avrupa'dan zehir zemberek rapor!
Avrupa Konseyinin hukuk alanında danışma organı görevini yürüten Demokrasi ve Özgürlük İçin Avrupalı Yargıçlar Birliğinin (MEDEL) iki üyesinin Türkiye gözlem raporunda, sert eleştirilerde bulunuldu.
Erzurum Güncel - Avrupa Konseyinin hukuk alanında danışma organı görevini yürüten Demokrasi ve Özgürlük İçin Avrupalı Yargıçlar Birliğinin (MEDEL) iki üyesinin Türkiye gözlem raporunda, sert eleştirilerde bulunuldu. Raporda, Türkiyede yargı siyasi gücün emrine verilmiştir ve yargının kontrol ve sınırlandırma işlevlerini yapmasına izin verilmemektedir denildi. DENİZ FENERİ, MİT/KCK ÖRNEKLİ RAPOR Deniz Feneri, şike, MİT/KCK soruşturmaları örnek gösterilen raporda, soruşturma-yargılamanın, Politik gücü elinde tutanların çevreleri için tehlikeli boyut kazandığında ilk tepki olarak savcı ya da hakimin dosyadan el çektirildiği haklarında soruşturma açıldığı savunuldu. Raporda, Böylesi bir korku hakim ve savcıların kişisel ve kurumsal bağımsızlıklarına bir tehdittir denildi. YARSAV DAVET ETTİ YARSAVın daveti üzerine Türkiye gelen 3-9 Haziranda Ankara ve İstanbulda Adalet Bakanı, yüksek yargı organlarının başkanları, HSYK üyeleri, baro başkanları ve bir dizi yargı mensubuyla görüşen MEDEL temsilcileri Christoph Strecker (MEDEL Yönetim Kurulu Üyesi, Emekli Yargıç, Stuttgart, Almanya) ve Vito Monetti, (MEDEL Eski Başkanı, Cenova İstinaf Mahkemesi Başsavcısı, İtalya) Türkiye gözlem raporlarını tamamladı. YARSAV ve Yargı-Sene müdahalelerin de eleştirildiği rapor satırbaşları ile şöyle: İKTİDAR YANDAŞLARI YARGIDAN MUAF Soruşturmalar ya da yargılamalar politik gücü elinde tutanların çevreleri açısından tehlikeli bir boyut kazanmaya başladığında, ilk tepkileri ilgili savcıya veya hakimi dosyadan el çektirmek; görevini ya da görev yaptığı şehri değiştirmek yine ilgili savcı veya hakim hakkında disiplin soruşturması ya da ceza soruşturması başlatmak ve kanun değişikliği yaparak iktidar yandaşlarını yargıdan muaf tutmak. YÜRÜTME MANİPULE EDİYOR Yukarıda bahsedilen bu durum yargının sıklıkla ve çeşitli yollarla yürütme erki tarafından manipule edildiğinin açık bir kanıtıdır. Savunmayı temsil eden avukatların aynı şekilde ciddi biçimde bu durumdan etkilendiği açıktır. TÜRKİYE'DE YARGI SİYASİ GÜCÜN EMRİNE VERİLMİŞTİR Prensip olarak adaletin üç işlevi vardır: Birincisi uyuşmazlık yönetimidir, ikincisi düzen sağlamadır, üçüncüsü ise siyasi gücün sınırlandırılmasıdır. Açıkçası Türkiyede yargı siyasi gücün emrine verilmiştir ve yargının kontrol ve sınırlandırma işlevlerini yapmasına izin verilmemektedir. ŞAŞKINLIK İÇİNDEYİZ Şimdi bizler, hiç şüphe götürmez şeklinde olan ilk izlenimimizin açıklığı karşısında şaşkınlık içindeyiz ki Türkiyede yargının bağımsızlığı ve hukuk devleti adına çok şey yapılmak zorundadır. Bunu temin için hakim ve savcıların mensubu olduğu özerk birliklerin önemi büyüktür. (Oya Armutçu / Hürriyet)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.