Babası gibi açıklama yaptı!
Operasyonların tamamlanmasından sonra toplumsal ve sosyal rehabilitasyon sorumluluğunu üstlenen Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "Onlar ne kadar Kürtse ben de o kadar Kürdüm" dedi.
A+A-
Güneydoğu'da operasyonların tamamlanmasından sonra uygulanacak olan toplumsal ve sosyal rehabilitasyonun sorumluluğunun Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'e verildiği öğrenildi. Tuğrul Türkeş, yeni görevini şöyle değerlendirdi:
"Rahmetli babamın politikası belliydi. 'Onlar ne kadar Kürtse ben de o kadar Kürdüm. Ben ne kadar Türk'sem onlar da o kadar Türk'tür' derdi. Ben de bunu tekrarlıyorum."
Milliyet gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, terör operasyonlarının sona ermesinin ardından yaşanacakları kaleme aldı. "İnşa ve ihya" süreci diye de adlandırılan bir rehabilitasyon konsepti ortaya konulduğunu hatırlatan Çevikcan, görevelendirmleri şöyle anlattı:
"SORUMULULUK TUĞRUL TÜRKEŞ'İN OMUZLARINDA"
Erzurum Güncel- "Davutoğlu kabinesinin Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz bu sürecin 'ekonomik' boyutu ile görevlendirilmiş, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un koordinasyonunda ilgili bütün bakanların katılımı ile bir seri toplantı yapılmıştı. Binali Yıldırım hükümetiyle birlikte sorunun ekonomik ve sosyal boyutuna ilişkin çalışmalarda yeni bir yapılanmaya geçildiğini öğrendik. Son Bakanlar Kurulu toplantısında bu yapılanmaya ilişkin bir Bakanlar Kurulu kararı da çıkmış durumda. Cevdet Yılmaz'ın sorumluluğundaki alan çalışkanlığıyla da tanınan yeni Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak'a verildi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un üst koordinasyonu devam edecek. Yeni görevlendirmede üçüncü isim ise çok dikkat çekici. Bölgenin toplumsal ve sosyal rehabilitasyonu ayağının sorumluluğu artık Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in omuzlarında."
"ONLAR NE KADAR KÜRTSE BEN DE O KADAR KÜRDÜM"
Haberi alınca Tuğrul Türkeş'i aradığını ifade eden Çevikcan, Alparslan Türkeş'in oğlu olduğuna dikkat çekip "Oradaki STK'lardan bir tepki bekliyor musunuz?" sorusunu yönelttiğini belirtti. Çevikcan, Türkeş'in yanıtını şöyle aktardı:
"Hayır, niye olsun ki? Türkeş ismi o bölgede ancak barışın teminatı olur. Yani benimle el sıkıştıklarında zaten barış oldu demektir. Ben onlara düşman değilim ki. Onlar bizim vatandaşlarımız ve biz onları seviyoruz. Rahmetli babamın politikası belliydi. 'Onlar ne kadar Kürtse ben de o kadar Kürdüm. Ben ne kadar Türksem onlar da o kadar Türk'tür' derdi. Ben de bunu tekrarlıyorum."
Önceki ve Sonraki Haberler
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.