Bahçeli'den CHP'nin çağrısına tepki!
Konuşmasında Başbakan Erdoğan'ın Başkanlık Sistemi sözlerini değerlendiren Bahçeli, Mısır'da yaşanan olayları da değerlendirdi ve hükümete uyarılarda bulundu.
Erzurum Güncel-CHP'li İsa Gök'ün, 'Bu maddeler geçerse millete sokak sokak direnme hakkı verirsiniz' sözlerini de değerlendiren MHP lideri, 'Siyasetteki değişimin adresi sandıktan başka bir şey değildir. Başbakan Erdoğan ne kadar haddini aşsa da tek çıkar yol sandıktır. Bunun dışında milletimizi baskıya karşı direnme çağrıları anlamsızdır.' diye konuştu. İşte Bahçeli'nin açıklamalarının satır başları. Sesime ses ver Türkiye sözümüzde sevgi vardır. Umut vardır. Beklentiler bu sözlerle somutlaşacak. Hazırlıklarımızın tamam olduğunu ortaya koyduk, ve arkamıza aldığımız rüzgarın bizi iktidara taşıyacağına inanıyoruz. Önümüz aydınlıktır ve hazırlıklarımız güçlü bir şekilde milletimizden karşılık bulacaktır. Sorunların çözümü için milletimizden yetki istiyoruz. Biz başarmak ve imar etmek istiyoruz ve Türkiye'yi tekrar ayağa kaldırmak için sabırsızlanıyoruz. AKP'yi geldiği gibi göndermek için MHP iktidara taliptir.. YUMURTACILAR GEMİCİLER ÇOĞALDI Bir tas çorbaya hasret olan insanların memleketi olmamalıdır. Ne var ki bunların hepsi yaşanmaktadır. AKP milletimizi fakir ve garip bırakmıştır. Bu dönemde çalmanın ismi hortumları kesiyoruz olmuştur. Tayyip Erdoğan, krizi fırsata çevireceğiz dedikçe etrafında yumurtacı, gemici çoğalmıştır. AKP markalı ihale mafyaları, orman talancıları hukuksuzluktan faydalanarak fırsatlardan istifade etmiştir. Bu dönem tüm karanlık yönleriyle geride kalmıştır. Artık geleceğe bakmanın vakti gelmiştir. Ekonomik sıçramaya mutlak anlamda ihtiyaç vardır. Vatandaşlarımızın eşitlik ve özgürlük içerisinde yaşaması en temel haklarıdır. Adil ve dengeli toplumsal sistemin kurulması, gecikmeksizin hayata geçirilmelidir. Adaletin vijdanlarda karşılık bulması için her bir vatandaşımızın yeterli gelire sahip olması gereklidir. BAŞBAKAN SULTANLIK PEŞİNDE KOŞUYOR AKP milleti kandırmıştır. Sultanlık peşinde koşan Başbakan Erdoğan'ın demokrasi konusundaki yaklaşımı konusunda geçmişi asla peşini bırakmayacaktır. Geleneksel değer ölçülerimiz tahrip edilmiştir. Dengesizliklerin üzerinden gelemediğimizden ötürü tutarlılığımız bozulmuştur. Üretemediğimiz için paylaşamadık. sosyal politikalar oluşturamadık. AKP ile soysuzlaştırma, yoksullaştırma süreci hız kazanmıştır. Bu devran artık son bulmalı ve Recep Tayyip Erdoğan demokratik yollardan ülke gündeminden mutlaka gitmelidir. Yeni şeylere ihtiyacımız var derken öncelikle bunları yapmamız gerekmektedir. Daha iyisini tanımayan birisinin iktidarın yalanlarına aldanması çok doğaldır. Milletimizi ikna edeceğiz ve sorunları kökünden çözeceğimizi göstereceğiz. BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI Türkiye tehlikeli tartışmalara çekiliyor. Bunlardan birisi iki partili sistem ve başkanlık sistemi. Başbakan Erdoğan'ın mihmardanlığında yürütülen sistemin gerisinde gizli emellerin olduğu ortadadır. Bu yönetim modellerinin daha iyi bir yönetim biçimi olduğu anlayışı Erdoğan'ın örnek gösterdiği ABD ile gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur. Bu ağızdan federalizmi savunan modellerin ifadesini de işitmek bizi şaşırtmamaktadır. BAŞBAKAN İÇİN DEMOKRASİ ARA BİR İSTASYONDUR Başbakan için demokrasi ara bir istasyondur. İki partili düzen sözlerinden sonra sırada ne vardır. Bu zihniyet bundan sonra neyi amaçlamaktadır? Bundan sonra iki dilli iki devletli bir karanlığa mı girilmek isteniyor? Erdoğan bir tarafta milletimizi 36'ya bölerken bir taraftan da küresel ortaklarından makas almıştır. SALDIRILARIN HEDEFİNDE MHP VAR Bu saldırıda birinci hedef MHP'dir. Diğer partilere oy veren vatandaşlar da bu durumda mesajı almıştır. MHP son savunma kalesidir. üç hilal inmedikçe AKP istilası amacına asla ulaşamayacak. MHP, şer ittifaklar tarafından saldırıya uğramaktadır. Bu ihanet düzenekleri, düşmanca tavırlar, milli irade karşısında paramparça olmaya mahkumdur. Türk vatanını teslim almak için 4 gözle bekleyen, çoğunluklu işbirlikçilerle işbirliğine giren küresel emperyalizm maşa olarak AKP'yi seçmiş ve bizi hedef seçmiştir. Partimiz yegane milli güçtür. MHP'nin olduğu yerde hiç bir fesada ve hiyanete izin verilmeyeceğini bildiği için hedefine MHP'yi koymuştur. Şayet geçmişte iki partili bir sistem olmuş olsaydı bugün asla AKP diye bir parti olamazdı. İKİ PARTİLİ SİYASET Bizim için yüzde 1 oy alanla yüzde 10 oy alan arasında bir fark yoktur. Başbakan Erdoğan'ın iki partili siyasi siteminin Türkiye'nin temellerini sarsan bir anlayış olduğu görülmelidir. Ancak Erdoğan'ın çabası boşunadır. Türk milleti AKP'nin oyununa gelmeyecek ve tezgahını başlarına geçirecektir. Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan'ın görüntüde ters düşmektedir. Her ikisinin de aynı görüşte olduğu yönündeki düşüncemiz oldukça güçlüdür. Başbakan Erdoğan'ın sorunsuz dediği bu sistemin bir çok eksiği vardır. Mesela 1995-96 yılında ABD'de büyük sıkıntılar olmuş ve hatta memurlara bir dönem ücret ödenememiştir. Bu sistem ABD'ye uygun olabilir. Ne var ki ABD için iyi olanın bizim için de iyi olduğunu düşünmek ibretlik bir örnektir. BAŞBAKAN TİRANLIĞA ÖZENİYOR Milletimiz kararını vermiştir, her şey ortadadır. başbakan tiranlığına özenmektedir ve gide gele Ortadoğu tiranlarını kendine örnek almıştır. Milletimizin ağırlaşan sorunlarını görmezden gelenleri milletimiz bizzat soracaktır. Kuzey Afrika ve çevresinde bir çok müslüman ülke vardır. Tarih boyunca bu topraklar medeniyetin geliştiği yerler olmuş, bir taraftan da savaşların, kıyımların olduğu ülkeler olmuştur. ne üzücüdür ki, hakkaniyetin sağlandığı tek devir Türk hakimiyetinin olduğu yerlerdir. Dünün emperyalistlerinin böl parçala yönet anlayışı bugün kukla iktidarla yönet anlayışına çevrilmiştir. Elbette dileğimiz, zulmün bitmesidir. Demokrasi yalnızca siyasi bir tercih değil toplumsal bir gelişmenin sosyolojik bir evredir. DEMOKRASİ ARARKEN DEVLETLERİNİ KAYBETTİLER Demokrasi ararken devletlerini kaybedenlerin örneği ortadadır. Bahsettiğimiz topraklar üzerindeki müslümanlar büyük acılar çekmektedirler. Elbette demokrasi müslümanlarında haklarıdır. Ancak görünen odur ki sokaklarda gösterdikleri tepkiler onlara arzu ettikleri yönetimi vermeyecektir. Zorlama ve müdahaleci kudretlerin dışarıdan verdiklerin sonucu tartışmalıdır. BOB'un yeni bir evresine geçildiği anlaşılmıştır. Sömürü çarkını bunlar üzerinden sürdürenler ne oldu da demokrasi ister hale geldiler. Adına turuncu devrim denilen dışardan destekli hareketler bunun örneğidir. Bundan sonra Mısır'a sirayet ederek daha başka ülkelere sıçraması şaşırtıcı olmayacaktır. Yaşanan bu hadiselerle ders alınması gereken hususlar da var. Bu etkinin Türkiye'ye de sirayet etme ihtimali de var. Bunun için herkes sözlerine dikkat etmeli. Başbakan Erdoğan ve AKP'nin çıkarması gereken dersler arasında baskı ve zorun toplumsal öfkeyi nasıl patlattığını görmek lazım. Korku imparatorluğu kuranların sonlarına dikkat edilmelidir. CHP'NİN SİVİL DİRENİŞ ÇAĞRISINA TEPKİ Yoksul bırakılmış kitlelerin nasıl fırtınalar kopardığı bu gösterilerde ortaya çıkmıştır. Siyasetteki değişimin adresi sandıktan başka bir şey değildir. Başbakan Erdoğan ne kadar haddini aşsa da tek çıkar yol sandıktır. Bunun dışında milletimizi baskıya karşı direnme çağrıları anlamsızdır.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.