Bakan Akdağ Tıp bayramını kutladı
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, ABD'deki Türk Doktorlarını Türkiye'ye Çağırarak, "Orada Bulunmaya Devam Edecek Bilim Adamlarımız Olacaktır; Ancak Önemli Bir Grubu da Türkiye'ye Geri İstiyoruz." Dedi.
14 Mart Tıp Bayramı, Trabzon'da kutlandı. Osman Turan Kongre Merkezi'nde düzenlenen törene; Sağlık Bakanı Recep Akdağ, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl, Trabzon Valisi Recep Kızılcık, Trabzon Belediye Başkanı Orhan Gümrükçüoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü İbrahim Özen, 81 ilden doktorlar, Trabzon hekimleri ve çok sayıda davetli katıldı. Toplantıda ABD'ye canlı telekonferans bağlantısı yapıldı. Amerika'da eğitim görmüş, tıp alanında başarılara imza atan Türk doktorlara birer teşekkür sertifikası verildi. En yaşlı olan hekime ise tüm dünyadaki Türk hekimleri adına tabak şeklinde gümüş bir plaket sunuldu. New York'taki toplantıya 300 hekimin katıldığı bildirildi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bu sırada yaptığı konuşmada, "Bizim için gurur tablosu çizdiniz. Birer örnek olmak üzere ABD'de başarı ile hizmet veren, dünyaya kendilerini kabul ettiren meslektaşlarımızı tebrik ediyor, yürekten alkışlıyoruz." dedi. Türkiye'de sağlık sisteminin ciddi anlamda değiştiğine işaret eden Akdağ, "OECD, Dünya Sağlık Örgütü raporlarında dünyaya örnek gösterilen bir Türk sağlık sistemi var. Köylü-kentli, zengin-fakir ayırt etmeksizin herkes için sağlık ilkesini uyguluyoruz. Ülke insanı, doğusundan batısına kadar koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri açısından gıpta edilecek bir durumda." diye konuştu. 'Beyaz önlüklüler' sayesinde bu noktaya gelinebildiğini vurgulayan Akdağ, Amerika'daki meslektaşlarından da Türkiye'deki doktorlar için bir alkış istedi. Türkiye'de kızamıktan ölen çocuk kalmadığını söyleyen Akdağ, tifo, raşitizm ve sıtmanın da yok olma noktasında olduğunu söyledi. "TÜRKİYE'DE SİSTEM DEĞİŞTİ; DARISI ABD'NİN BAŞINA" Türkiye'de sağlıkta büyük bir dönüşüm yaşandığına dikkat çeken Akdağ, "Darısı Amerika'nın başına. İşiniz orada çok kolay değil." şeklinde konuştu. ABD'deki Türk doktorların da katılacağı bir çalıştay yapmak istediklerini kaydeden Akdağ, "ABD'den tecrübesi geniş olan değerli meslektaşlarımız ile köprüleri nasıl kuvvetlendirebileceğimize dair bir çalıştay yapmak istiyoruz. Tekrarını ABD'de de yapabiliriz." dedi. ABD'deki Türk doktorların bir kısmını Türkiye'ye geri dönmeye çağıran Akdağ, "Elbette Türkiye'nin elçileri olarak orada bulunmaya devam edecek bilim adamlarımız olacaktır; ancak önemli bir grubu da Türkiye'ye geri istiyoruz." şeklinde konuştu. Akdağ, "İyi ki varsınız, sizlerle iftihar ediyorum." diyerek canlı telekonferans bağlantısını sonlandırdı. "HEKİMLER İNSANA HİZMET ETTİKLERİ İÇİN KUTSAL BİR GÖREVİ YERİNE GETİRİYOR" Akdağ, törende yaptığı konuşmada ise, tıp bayramının, "sağlık bayramı" olarak adlandırılmasının daha doğru olduğunu söyledi. Sağlık çalışanlarının insana hizmet etmelerinden dolayı kutsal bir görevi yerine getirdiğini kaydeden Akdağ, "Sağlık çalışanları 365 gün 24 saat, bir ömrü, insana hizmete adıyorlar. Sağlık çalışanlarının mücadelesi insan için." şeklinde konuştu. Çocuk doktoru olmaya karar verme sürecini de anlatan Akdağ, şöyle devam etti; "Bugün, kabinemizde birlikte çalıştığım İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın eşi Yıldız Atalay, ben Erzurum'da öğrenciyken hocamdı. Ben Yıldız Atalay'ı ABD'den yeni dönmüş bir öğretim üyesi olarak yeni doğan bebekler için bir yeni doğan ünitesi kurarken tanıdım. El kadar bebeciklerle nasıl gece gündüz uğraştığını gördüm. O zaman çocuk doktoru olmaya karar verdim. Fazla bir şey beklemeden, ne kadar alırım diye düşünmeden -tabi kazanç da önemli ama- böyle hocalardan hekim olmanın onurunu öğrendik. Bir daha dünyaya gelsem yine çocuk doktoru olurdum." İnsanlık onuru ile hekimlik onurunun birbirinden farklı olmadığını belirten Akdağ, "Biz de sonuçta insanız. Bize insana hizmet etme nimeti verilmiş. Herkes bu nimeti elde edemez." dedi. İnsan ve sağlık çalışanlarının onuru için siyasilerin sistemi düzeltmesi gerektiğini dile getiren Akdağ, son 7 yılda sağlık alanında yapılan çalışmalara değindi. Geçmiş dönemlerde hasta ve hekimi para ilişkisi kurmaya mecbur eden bir sistem yaratıldığını dile getiren Akdağ, şöyle devam etti; "Ben de çok sayıda kanserli çocuk tedavi ettim. Fakir, Yeşil Kartı da olmayan bir hasta gelir. Tedavi etmeniz, ilacını vermeniz lazım; ancak Yeşil Kartı bile yok. Başka hastaların ilaçlarından artırarak tedavi etmeye çalışırsınız. Yeşil Kart'ın alınması 3 ay sürer; ancak löseminin büyük masrafı da ilk 3 ayda olur. Bu sadece bir örnek. Bu anlamda sağlık çalışanlarının mağdur olduğunu çok iyi biliyoruz. Hangi ambulans şoförü, hasta yakınından para istemekten hazzedebilir. Hangi hekim, acile gelen hastadan 'evrakın var mı' diye sorar. Ama bizi sormak zorunda bırakıyorlardı." Geçmiş yıllarda cebinde parası olanın hizmet alabildiği bir sistemin mevcut olduğunu dile getiren Akdağ, "Parası olmayanın borçlandığı, karısının kolundaki bilezikleri satarak hizmet almaya çalıştığı bir sistem. Bu sistem değişti." dedi. "SİSTEM YÜZDE 75 ORANINDA DEĞİŞTİ" Sistemin yüzde 75 oranında değiştiğini belirten Akdağ, "Yapısal değişime tamamen tabi tutabilmek için yüzde 25'lik yolumuz var. Sonra da bu bitmez. Dönüşüm bir çemberin üzerinde yürümektir. Bunlar için kararlı olmak ve iyi bir program yürütmek gerekiyordu." şeklinde konuştu. Vatandaşın sağlık hizmetlerinin memnuniyetinin 2003'te yüzde 39 iken, 2009'da yüzde 65'e yükseldiğini dile getiren Akdağ, bu başarıda temel payın sağlık çalışanlarına ait olduğunu söyledi. Tam Gün Yasası'na da değinen Akdağ, "Bu yasa hekimlerin hüsnü kabulünü görmüş durumda." dedi. Türkiye'de hekim sayısının yetersizliğine dikkat çeken Akdağ, hemşire sayısının da Avrupa ortalamasının beşte biri kadar olduğuna işaret etti. "Bu yanlış nerede yapıldı?" diye soran Akdağ, YÖK ile çalışmalara başladığını; ancak yeterli sayıya ulaşabilmek için en az 10 seneye ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Hekim sayısının az olmasının, sağlık sistemine büyük bir yük getirdiğini vurgulayan Akdağ, "Hekim karşısına günde 50-100 hasta çıkarmak haksızlıktır. Sayımızın artması lazım. Üniversitelerde yılda 4 bin 500 öğrenci mezun verirken bu sayı 7 bin 500'e çıktı. Yeni tıp fakülteleri kurmaya, kontenjanları artırmaya mecburuz." dedi. Toplantıda, 81 ili temsilen Adana'dan Mehmet Fahrettin Över bir konuşma yaptı. Geçirdiği trafik kazasından dolayı sağlık sorunu yaşayan; ancak buna rağmen görevine devam eden Nöroloji Uzmanı Özel, törene tekerlekli sandalyede katıldı. Över, "Elazığ'daki deprem felaketi nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlar için biraz buruk olsak da, yine de burada olmak çok güzel. Ben, buradaki 81 hekim için değil, şu anda hastanelerde nöbet tutan, görevlerini özveri ile yürütmeye çalışan tüm hekim ve sağlık personelimizin de sağlık bayramını kutluyorum." dedi. Akdağ, konuşmaların ardından 81 ilin başarılı doktorlarına plaketlerini verdi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.