Bakan Şahin yine konuştu!
Kadını döven polisleri Konak’ta asalım mı? ''Hukukun öngördüğü cezanın ötesinde bir ceza mı verelim?''
A+A-
Erzurum Güncel- İçişleri Bakanı Şahin, İzmir Karabağlar Karakolu’nda iki polisin, Fevziye Cengiz’e dayak olayıyla ilgili açıklamasında, “Bu olayın şüphelilerine, o görevlilere, hukukun öngördüğü cezanın ötesinde bir ceza mı verelim. İzmir Konak Meydanı’na darağacı kuralım, personeli darağacında asalım mı?” dedi
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Konya Emniyet Müdürlüğü’ne alınan araçların teslim törenine katıldı. Emniyet Müdürlüğü’nde düzenlenen törende konuşan Bakan Şahin 240 bini aşkın polis, 210 bini aşkın jandarmanın, 74 milyon kişinin güvenliğini sağlamaya çalıştığını söyledi.
Bakan Şahin, İzmir Karabağlar Karakolu’nda Fevziye Cengiz’e polis tarafından dayak atılması olayına değindi. Olayın 16 Temmuz 2011 tarihinde gerçekleştiğini hatırlatan Bakan Şahin, polislerin tutumunu onaylamadığını belirtti. Olayın savcılığa intikal ettiğini hatırlatan Bakan Şahin, şunları söyledi:
“Savcılık tahkikatını başlatmıştır. Şüpheliler, sanık durumuna düşmüşlerdir. 17 Temmuz tarihinde disiplin soruşturması başlamıştır. Aradan aylar geçmiştir, bu ay içinde bir görüntü kasedine ulaşılmıştır. 3 Aralık tarihinde. Bu kaset üzerinde bir yayın başlanmıştır. Başlanacaktır. Ele geçen bu kaset gizli kaset mi? Hayır. Dışardan birinin çekimi ile oluşmuş bir kaset mi hayır. Bu kaset İzmir Karabağlar Karakolu’nda, bizim de görmediğimiz tutum ve davranışların sahibi polislerin hal ve hareketlerini kayıt altına alan, devletin orada çalışan kaseti. Bu kaset, olayın delili olarak ilgili savcılığın dosyasındaydı. Bu kaseti vermemiz gereken yere vermişmiyiz? Savcılığa teslim etmişiz. Takdir kendisinin. Bu kaseti 3 Aralık tarihinde ulaşıp yeni bir olaymış gibi kamuoyuna taktim etmek, kamuoyunu zaman yönünden yanıltmaya hakkımız var mı? Kim olursak olalım. ’Bu kaset Karabağlar Karakolu’ndan alınarak savcılığa verilmiştir’ demek gibi bir erdem gerekmiyor mu? Genel ahlak ve basın ahlakı bunu gerektirmiyor mu? Eskiden karakolda ayna var denilirdi. Şimdi karakolda kaset var, kamera var. ”
‘Fevziye’den özür diliyorum’
Karabağlar Karakolu’ndaki güvenlik kamerası kayıtlarının yok edilmediğini belirten Bakan Şahin, “Eğer polis, kendini farklı konumda görüyor olsaydı, o kamerayı pekala yok etmeyi düşünebilirdi. Belki düşünen de olmuştur. Olabilir. Ama o düşünce değil, o kaydın o kasedin yok edilmeden, kendi arkadaşlarının aleyhinde bile olsa savcılığa teslimini gerekli gören bir anlayış Karabağlar Karakolu’nda da, İzmir emniyetinde de vardır. Olan budur” dedi. Polislerin davranışını onaylamadığını vurgulayan Bakan Şahin şöyle konuştu:
“Bu olayın şüphelilerine, o görevlilere hukukun öngördüğü cezanın ötesinde bir ceza mı verelim? Yani İzmir Konak meydanına dar ağacı kuralım, personeli dar ağacında asalım mı? Ne isteniyor. Doğruları bir tarafa, yanlışları bir tarafa koymak anlayışına ne zaman gelebileceğiz.”
Fevziye Cengiz’in katıldığı bir TV programını da eleştiren Bakan Şahin, “İyi bulaşık yıkama özelliği olan bu programcıya şunu sormak istiyorum. Siirt’e, eylül ayında haince teröristler tarafından taranarak hayatını kaybeden kızlarımız, Batman’da Mizgin hanım. Karnında bebeğiyle saldırıda bomba ile hayatını kaybetti. 2010 Eylül ayında Hakkari de yolculuk yapan kırmızı minibüste hayatını kaybeden anne ve onun hayatta kalan kızı Zeynep, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü Bingöl’ün Genç İlçesi’nde bir kadın terörist bomba yükü patladı. Ona müdahil olmak isteyen bir anne Hatice Belgin, 3 ya da 4 tane yetim bıraktı geride. İnsan hakları adına bu ülkede daha çok sayabiliriz. Hayatına kast edilen kadın örneği yok mu? Karabağlar’daki olayı tasvip etmiyoruz. Kaset yayınlandıktan sonra görevlileri görevden uzaklaştırdık. özür de diledik, İzmir Valiliği üzerinden. Ben de özür diliyorum. Bu olay Türkiye’ye yakışmıyor doğrudur da, Türkiye’ye yakışmayan başka olaylar yok mu? Onları neden görmüyoruz.”
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Konya Emniyet Müdürlüğü’ne alınan araçların teslim törenine katıldı. Emniyet Müdürlüğü’nde düzenlenen törende konuşan Bakan Şahin 240 bini aşkın polis, 210 bini aşkın jandarmanın, 74 milyon kişinin güvenliğini sağlamaya çalıştığını söyledi.
Bakan Şahin, İzmir Karabağlar Karakolu’nda Fevziye Cengiz’e polis tarafından dayak atılması olayına değindi. Olayın 16 Temmuz 2011 tarihinde gerçekleştiğini hatırlatan Bakan Şahin, polislerin tutumunu onaylamadığını belirtti. Olayın savcılığa intikal ettiğini hatırlatan Bakan Şahin, şunları söyledi:
“Savcılık tahkikatını başlatmıştır. Şüpheliler, sanık durumuna düşmüşlerdir. 17 Temmuz tarihinde disiplin soruşturması başlamıştır. Aradan aylar geçmiştir, bu ay içinde bir görüntü kasedine ulaşılmıştır. 3 Aralık tarihinde. Bu kaset üzerinde bir yayın başlanmıştır. Başlanacaktır. Ele geçen bu kaset gizli kaset mi? Hayır. Dışardan birinin çekimi ile oluşmuş bir kaset mi hayır. Bu kaset İzmir Karabağlar Karakolu’nda, bizim de görmediğimiz tutum ve davranışların sahibi polislerin hal ve hareketlerini kayıt altına alan, devletin orada çalışan kaseti. Bu kaset, olayın delili olarak ilgili savcılığın dosyasındaydı. Bu kaseti vermemiz gereken yere vermişmiyiz? Savcılığa teslim etmişiz. Takdir kendisinin. Bu kaseti 3 Aralık tarihinde ulaşıp yeni bir olaymış gibi kamuoyuna taktim etmek, kamuoyunu zaman yönünden yanıltmaya hakkımız var mı? Kim olursak olalım. ’Bu kaset Karabağlar Karakolu’ndan alınarak savcılığa verilmiştir’ demek gibi bir erdem gerekmiyor mu? Genel ahlak ve basın ahlakı bunu gerektirmiyor mu? Eskiden karakolda ayna var denilirdi. Şimdi karakolda kaset var, kamera var. ”
‘Fevziye’den özür diliyorum’
Karabağlar Karakolu’ndaki güvenlik kamerası kayıtlarının yok edilmediğini belirten Bakan Şahin, “Eğer polis, kendini farklı konumda görüyor olsaydı, o kamerayı pekala yok etmeyi düşünebilirdi. Belki düşünen de olmuştur. Olabilir. Ama o düşünce değil, o kaydın o kasedin yok edilmeden, kendi arkadaşlarının aleyhinde bile olsa savcılığa teslimini gerekli gören bir anlayış Karabağlar Karakolu’nda da, İzmir emniyetinde de vardır. Olan budur” dedi. Polislerin davranışını onaylamadığını vurgulayan Bakan Şahin şöyle konuştu:
“Bu olayın şüphelilerine, o görevlilere hukukun öngördüğü cezanın ötesinde bir ceza mı verelim? Yani İzmir Konak meydanına dar ağacı kuralım, personeli dar ağacında asalım mı? Ne isteniyor. Doğruları bir tarafa, yanlışları bir tarafa koymak anlayışına ne zaman gelebileceğiz.”
Fevziye Cengiz’in katıldığı bir TV programını da eleştiren Bakan Şahin, “İyi bulaşık yıkama özelliği olan bu programcıya şunu sormak istiyorum. Siirt’e, eylül ayında haince teröristler tarafından taranarak hayatını kaybeden kızlarımız, Batman’da Mizgin hanım. Karnında bebeğiyle saldırıda bomba ile hayatını kaybetti. 2010 Eylül ayında Hakkari de yolculuk yapan kırmızı minibüste hayatını kaybeden anne ve onun hayatta kalan kızı Zeynep, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü Bingöl’ün Genç İlçesi’nde bir kadın terörist bomba yükü patladı. Ona müdahil olmak isteyen bir anne Hatice Belgin, 3 ya da 4 tane yetim bıraktı geride. İnsan hakları adına bu ülkede daha çok sayabiliriz. Hayatına kast edilen kadın örneği yok mu? Karabağlar’daki olayı tasvip etmiyoruz. Kaset yayınlandıktan sonra görevlileri görevden uzaklaştırdık. özür de diledik, İzmir Valiliği üzerinden. Ben de özür diliyorum. Bu olay Türkiye’ye yakışmıyor doğrudur da, Türkiye’ye yakışmayan başka olaylar yok mu? Onları neden görmüyoruz.”
Önceki ve Sonraki Haberler
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.