Erzurum Güncel- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çifte patlama sonucu 51 kişinin yaşamını yitirdiği Hatay’ın Reyhanlı ilçesine gitti. Otobüs üzerinde halka seslenen Başbakan Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a sert tepki gösterdi. Erdoğan, saldırının hemen ardından Reyhanlı'ya gelmemesini "bazı malum çevreler farklı değerlendirebilirdi" sözleriyle açıkladı. Erdoğan, özetle şunları söyledi: "Reyhanlı’nın saygıdeğer güzel insanları sizleri bu anlamlı buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum. Bu buluşmada özellikle 51 şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Onlar makamların en yücesini ulaştılar. Ama şunu da bilmenizi istiyorum ki onların o makamlara ulaşmasına neden olan alçaklar zalimler onlarda ebedi alemde cehennemde. Yanı başımızda yaşananlar sıradan değil. Kendi saltanatlarını koruma gayreti içinde olanlar İşte Türkiye’de bezem huzurumuza musallat olmuşlardır. Biz Türkiye olarak Suriye ile yüksek stratejik düzeyli anlaşmalar yapmak üzere, elimizden gelene gayreti gösterdik. Bu önemli bir adımdı. Fakat öyle anlar öyle günler oldu ki bizim aramızdaki bu anlaşmalar hiçe sayıldı. Dostluk kardeşlik bağları ayaklar altına alındı. Kim tarafından…Diktatör Esad tarafından alındı. Bu millet tarihi itibariyle dünyada mazlumlara hep ensar olmuştur. Mazlumlar karşısında ensarlık görevini yapmıştır. 300 bin kader mülteci kardeşimiz buraya keyifleriyle gelmediler. Ölüm endişesiyle geldiler. Türkiye’de de bu bölgede de ensar olmayanlar, burada kardeşlerimin arasına fitne nifak tohumları atmaya gayret ediyorlar. Siz Suriye’den buraya göç eden kardeşlerimize kucağınızı açtınız. Şimdi onları buradan kovma gayreti içine girenler asla izin vermeyin. Bilesiniz ki onlar bizim kardeşimizdir. Bize inandıkları için, güvendikleri için buradırlar. Yoksa kimse evinden barkından kaçarak başka ülkelere gitmez. Fitneye prim vermeyeceğiz. Onları kucaklayacağız. Suriye’de diktatörlük sona erdiği gün., halkın iradesi iktidar olduğu gün buradaki kardeşlerimiz de evlerine döneceklerdir. Suriye’de zulüm, kan kin var. Uçaklarla bombardıman etmek suretiyle tanklarla toplarla kendi vatandaşını öldürmek suretiyle. Reyhanlı’da içinde bulunduğunuz birliğinizin dirliğinizin devamını istiyorum. Bugünler gelir geçer. Türkiye güçlü ülkedir. Ve geçecek. İnşallah en kısa sürede Suriye’deki muhalif güçler bu diktatörü indirecekler. Suriye’deki kardeşlerime buradan sesleniyorum Allah’ın yardımı yakındır inşallah…. PATLAMANIN ARDINDAN GELMEDİM; ÇÜNKÜ... Bütün bu sıkıntılar aşacağız. Bütün dükkanları kaybeden kardeşlerimiz gerekli destekleri veriyoruz. Bunları aşacağız. İŞKUR’dan bütün kardeşlerimize yönelik başlattığımız bir süreç var. Tüm kardeşlerimiz ihtiyaçları karşılanacak. Ayrıca süreç içinde attığımız bu adımları daha da güçlendireceğiz. Bu kadarla da kalmayacağız. Hep beraber ilçemizi çok daha güçlü günlere kavuşturacağız. Şimdi Hatay 10 ay sonra büyükşehir oluyor. Bu kararı biz verdik. Bütün bu ilçeler kenarda köşede kalmış ilçeler olmayacak. Artık bunlarda büyükşehirin ilçesi olacaklar. Reyhanlı bundan en güzel şekilde nasibini alacak. Kısa süre sonra Reyhanlı’ya geleceğim. Şunu unutmayın Başbakan olarak buraya olayın olduğu anda gelmiş olmam farklı olarak değerlendirilebilir. Bu işin istismarcıların var. Bunlara ne siz ne biz fırsat verelim. Benim bu işlerden sorumlu Başbakan Yardımcım, 3 bakanım milletvekillerim buraya geldi. Tüm yardım mekanizmalarını çalıştırdım. Saolsun Cumhurbaşkanımız da buraya geldiler. Ne hükümet ne devlet olarak sizi yalnız bırakmadık, bırakmıyoruz bırakmayacağız. Fitnecilere fırsat vermeyin bunların korktuğu bizim birliğimizdir, dayanışmamızdır. Sizlerle bir arada olmaya doyum olmaz. Ne kadar sizlerle birlikte olsak o kadar mutlu oluruz. Benim sizden ricam şudur Suriye’den buraya gelmiş olan kardeşlerim sizin kardeşlerinizdir. Bu kardeşlerinizi asla onlara buralardan çıkmak için olumsuz şeyler söylemeyin. Benim Reyhanlılı kardeşlerim asla bunu yapmazlar ama insana saygısı olmayanlar bunu yaparlar. Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Laz'ıyla, Çerkez'iyle hangi inanç mensubu olursa olsun hepsini yaradandan ötürü seviyoruz. Bizim farkımız bu…"