Erzurum Güncel- Danıştay'ın, başta türbanlı öğretmenler olmak üzere 28 Şubat sürecinde ihraç edilenlere memuriyete dönüş yolunu açan kararı tartışma yarattı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) kesinleşmesinin ardından Danıştay kararı ışığında genel bir düzenleme yaparak türbanlı öğretmenlere, diğer bakanlıkların da türbanlı memurlara geri dönüşün yolunu açabileceği öne sürüldü. Danıştay kaynakları Hürriyet’e, türbanlı oldukları için ihraç edilen öğretmenlerin bu kararı örnek göstererek, göreve iadelerini isteyebileceklerini bildirdiler. MEB bu talepleri reddederse, o zaman Danıştay kararı ışığında ihraç kararlarının iptali için idare mahkemelerinde bireysel olarak dava açabilecekler. Karara önce itiraz eden sonra bu itirazını geri çeken MEB’in de Danıştay kararı ışığında ihraç edilen türbanlı öğretmenler için genel bir düzenleme yaparak geri dönüş yolu açabileceği kaydedildi. Kararın türbanları nedeniyle meslekten ihraç edilen diğer memurlar için de içtihat niteliği taşıdığı kaydedildi. Danıştay kararının idare için bağlayıcı olduğuna dikkat çekildi. MAHKEME NE YAPACAK Kararı bozulan Samsun İdare Mahkemesi’nin ise önünde iki seçenek var. İlk seçenekte, Danıştay 12. Dairesi’nin bozma kararına karşı mahkemenin, “Türbanlı öğretmen olmaz, ihraç edilir” şeklindeki ilk kararında ısrar edebilecek. Mahkeme kararında ısrar ederse türbanlı öğretmen davası, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na gelecek. Kurul kararı kesin nitelik taşıyacak. Mahkeme, Danıştay’ın bozma kararına uyarsa da “türbanlı öğretmene vize” kararı yine kesin nitelik kazanmış olacak. BUMİN: ÖRNEK GÖSTERİP TÜRBANLA DERSE GİRERLER Danıştay başkanlığı da yapan eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin ise mahkemenin ilk kararında ısrar yolunun açık olduğunu, ısrar edilmezse kararın kesinleşmiş olacağına dikkat çekerek şu değerlendirmeleri yaptı: “Türbanlı oldukları için meslekten ihraç edilen, derse girmeleri engellenen öğretmenler bu kararı örnek göstererek, idari yargıya başvurabilirler. Danıştay kararı içtihat niteliği taşıdığı için idare mahkemeleri de türbanlı öğretmenlerle ilgili lehte bu tip kararlar verebilirler. Bu karar türbanla avukatların duruşmaya girmesinin ardından öğretmenlerin de türbanla derse girmelerinin yolunu açabilir. Bakanlığın itirazını geri çekmesi de bu konudaki niyeti ortaya koyuyor.” Başörtü davasını kazanan öğretmen karardan memnun Danıştay’ın başörtülü memura vize olarak yorumlanan ‘Başörtüsü ceza gerekçesi olamaz’ kararının alındığı davayı açan Erzurum Anadolu İmam Hatip Lisesi Edebiyat Öğretmeni Melek Sima Yılmaz, “Yıllarımı kimse getiremez ama hakkımı kazandığım için çok mutluyum” dedi. Aslen Ardahanlı olan Melek Sima Yılmaz, Erzurum Anadolu İmam Hatip Lisesinde 2000 yılında görev yaparken okulda başörtülü olduğu için hakkında soruşturma açıldı ve meslekten uzaklaştırıldı. Bunun üzerine dava açan Yılmaz’ın ihraç kararını Erzurum 1’inci İdare Mahkemesi onadı. Memurluktan çıkarılan Melek Sima Yılmaz, 2005 yılında AİHM’ye başvurdu. AİHM, adil yargılanma yapılmadığı gerekçesiyle Türkiye’yi karardan dolayı mahkum etti. Ancak Erzurum 1’inci İdare Mahkemesi yine bu karara uymayarak Yılmaz’ın memuriyetten çıkarılma cezasını tekrarladı. Kararı temyiz eden Melek Sima Yılmaz, 2006 yılında memur sicil affıyla görevine dönebildi. Danıştay 12’nci Dairesi, 2011 yılında Erzurum 1’inci İdare Mahkemesinin kararını bozarak ‘Başörtüsünün memurluktan çıkarılma nedeni olamayacağına’ hükmetti. Yerel mahkemenin uymasıyla hukuk süreci tamamlanan karar kesinleşti. “Adalet yerini buldu” Evli olan ve hala Erzurum Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde görev yapan öğretmen Melek Sima Yılmaz, hukuk mücadelesini sonunda kazandığını belirterek şöyle konuştu: “Yıllar önce bizi okul düzenini bozan insanlar gibi gösterdiler. O şekilde dosyamızı verdiler. Yıllarımı kimse geri getiremez. Benim gibi birçok arkadaşım var. Ben bıkmadan 12 yıl boyunca mücadele ettim. Hakkımı aradım. Adalet yerini bulduğu için çok mutluyum. Benim durumumda olan meslektaşlarım da haklarını sonuna kadar arasın. Bu süreçte 12 yıldır avukatlığımı yapan Süleyman Arslan maddi olarak bir şey almadan destek oldu. Ona çok teşekkür ediyorum.” “Yönetmelik henüz iptal edilmedi” Yılmaz’ın avukatı Süleyman Arslan, Danıştay’ın yerel mahkemenin kararı bozarak, işlemin iptalini ve mali haklarının geri verilmesini istediğini belirtti. Süleyman Arslan, çalıştırılmadığı döneme ait mali ve özlük haklarının ilk davanın açıldığı tarih olan 9.2.2001’den itibaren işletilecek yasal faiziyle davacıya ödeneceğini anımsatarak şunları söyledi: “Böylece ilk kez Danıştay kararıyla Türkiye’de ilk defa başörtüsü nedeniyle kimsenin memuriyetten çıkarılmayacağı kesinleşmiş oldu. Ancak başka uyarma durumu söz konusu olabilir. Ancak yönetmelik henüz iptal edilmedi. Bunun iptali gerekir. Bunun için girişimlerimiz devam edecek.” “İnsanların ne giyeceğine devlet karışmamalı” Eğitim Bir- Sen Erzurum Şubesi Başkanı Zinnur Şimşek ise başörtülülerin o dönemde işlerinden olduğunu, evlilikleri bitenler bile olduğunu belirterek, “Oysa başörtüsünün cezası uyarı ve kınama cezasıdır. Ne kadar büyük bir zulüm işlendiği mahkeme kararıyla ortaya çıktı. Melek Sima, uzun bir mücadeleden sonra hakkını aldı” dedi. Bu kararla Türkiye’de hukuk, adalet olduğunu gördüklerini belirten Zinnur Şimşek, “Melek Sima öğretmenin kararı bir ilk oldu. Umarım diğer öğretmenler de onu gibi hakkını arar. Kamuda kılık kıyafet yönetmeliği kaldırılmalı. İnsanların ne giyeceğini devlet karışmamalı” diye konuştu.