Vural, TBMM'de gazetecilerin, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik “suikast” iddialarıyla ilgili sorularını yanıtladı. İddialar nedeniyle kurumların yıpratıldığını ifade eden Vural, süreç içerisinde, bir takım telefon görüşmelerinin basına yansıtıldığını, bunu yapanların da telefonları dinleyenler olduğunu ileri sürdü. TSK'nın “bir psikolojik savaşla karşı karşıyayız” dediği bir süreçte, bir suikast iddiasının ortaya atıldığını, iki sivil giyimli asker şahsın orada bulunmasıyla bir suikast soruşturmasına gidildiğini belirten Vural, şunları söyledi: “Bülent Arınç olayı bir levye olarak kullanılmış, Özel Kuvvetlerdeki bu kozmik odalara girilmek için bu levye kullanılmış olabilir. Bütün bu süreci yakınen takip etmek lazım. Sonucuna bir bakmak gerekiyor. Ortaya konulan suikast iddiasından o noktaya mı gidilmek isteniyor, yoksa böyle bir iddia ortaya konularak başka hedefler mi gözetiliyor?” Devletin kurumlarını yıpratmadan ve kamuoyuna malzeme yapmadan, aranan konumun açık olarak belirlenmesi gerektiğini anlatan Vural, “Böyle bir konunun kozmik odalarda ne işi var? Nasıl olabilir? Bülent Arınç'a suikast ile ilgili bir iddia, delil olmaksızın neden ortaya atılmıştır? Bu iddiadan hareketle neden oralara gidilmiştir? Asıl sebep oraya girilmesi talebi midir? Onun için mi bu türlü iddialar atılmıştır?” diye sordu. “Arınç'ın, askerden bilgi sızdıran birileriyle irtibatı olup olmadığını” soran Vural, “Askere karşı psikolojik savaş yürütülüyor. Bu savaş içerisinde Bülent Arınç'ın yeri neydi? Oralarda da bir takım araştırmaların yapılması gerekiyor. Bütün bu boyutlarıyla ele alınmasında fayda var. Bu bilgiler ona gidiyor muydu, gidiyorsa ne tür bilgiler gitti, ne tür bilgiler kullanılıyor? Bunlarla ilgili sorulması gereken çok soru var. Ama hepiniz gibi cevapları biz de merak ediyoruz” ifadelerini kullandı. “BAŞKA NOKTALARA GİRİLMEK İSTENİYOR” Oktay Vural, Özel Kuvvetlerin Irak'ın Kuzeyinde varlığından rahatsız olanların bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Acaba bu yönüyle bakıldığı zaman, Özel Kuvvetlerin oradan çıkartılması için kamuoyu nezdinde örtülü bir operasyon mudur değil midir, bir talep midir değil midir, bütün bunların hepsinin açığa çıkarılması gerekir. Özel Kuvvetlerin orada bulunmamızdan rahatsız olanlar var. Bu rahatsızlığın neticesinde bu noktalara kadar götürülmek mi isteniyor Türkiye? Orada bulunan Özel Kuvvetlerinin oradan çıkartılması mı isteniyor? Bütün bu boyutlarıyla hepsinin açığa çıkartılması gerekir.” Aramalarda ulaşılan bilgilerin hangi mahfillerde, nasıl tartışılacağının bilinmediğini, bunun için Hükümetin tedbir alması gerektiğini dile getiren Vural, söz konusu bilgilerin yakın bir zamanda youtube veya başka yerlerde değerlendirilebileceğini ileri sürdü. “VARILMAK İSTENEN HEDEF NEDİR?” Gündeme getirilen konularla, kamuoyunun tahrik edildiğini, asker-sivil gerilimi üzerinden yeni mağduriyet oluşturmak istendiğini iddia eden Vural, şunları kaydetti: “27 Nisan bildirisine sarılarak, sırça köşkte oturanların bugün geldiğimiz noktada acaba belli tahrikler çerçevesinde asker-sivil gerilimi oluşturup, bunun üzerinden yeniden demokrasi havariliği mi oluşturulmak isteniyor? Bütün bunlar ihtimal dahilinde. Bizi ilgilendiren tek şey var; böyle bir iddia ispatlanmış ve varsa bunun kabulü mümkün değildir ve açıkça bunun düşünülmesi bile kabul edilebilecek bir şey değildir. TSK'nın böyle bir konu ile ilgili olarak ilişkilendirilmesi kabul edilecek bir konu değildir. Gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz. Asıl amaç o değilse varılmak istenen hedef nedir, ne yapılmak isteniyor? Ama Bülent Arınç'a soruyorum, asker veya bir başka yerden bilgi geliyor muydu, irtibatı var mıydı, görüşme var mıydı? Bütün bunların açıklanması gerekir. Bu psikolojik savaş içerisinde Arınç'a gelen bilgilerin ne derece yeri vardır?” Vural, bir gazetecinin “levye olarak kullanıldı” sözünün muhatabının sorulması üzerine, “Türkiye'yi yöneten iktidar... Kim olabilir?” karşılığını verdi. “BİLDİRİNİN İPİNE SARILMAK İÇİN...” Özel Kuvvetlerin, Irak'ta bulunmasından kimlerin rahatsızlık duyduğunu ve bunlarla ilgili özel bir duyumunun olup olmadığının sorulması üzerine Vural, şunları ifade etti: “Bir iddia var ve suikast iddiasını ispatlayacak tek şey var; iki tane sivil giyimli kişinin orada bulunması. Bunu bir suikasta yorumlayanlar var. Bunun belgelerinin de kozmik yerlerde aranması var. Gerçekten enteresan bir yerdeyiz. Çok dikkatli olmak lazım. Huzursuzluğun, kurumların yıpranmasını isteyecek dış odaklar olabilir. Onlar istemiş olabilir, kullanıyor olabilirler, yönlendiriyor olabilirler. Zannederim devletimizin ilgili kurumları da bu süreç içerisinde bu iddianın üzerine gitmek suretiyle, asıl amacının ne olduğunu, böyle bir amacının olup olmadığınını ortaya koyacaktır.” Vural, Ak Parti'den ayrılan Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran'ın, “emniyette gruplaşmalar olduğu, bu grupların TSK ile emniyetin arasını açmaya çalıştığı” yönündeki iddiasına ilişkin soruları da cevaplandırdı. İşbaşaran'ın bu sözlerini, 7 yılda yaptığı görüşmelerde edindiği bilgiler doğrultusunda söylemiş olabileceğini belirten Vural, “Türkiye'de maalesef güvenlik güçleri arasında bu güvensizliği oluşturmak, kurumlar arasında güvensizliği oluşturmak, AKP politikasının tezahürü olarak gözükmektedir” ifadesini kullandı. Hükümete, “gerilimi daha da artırmaması” konusunda uyarıda bulunan Vural, “Herkes kendisine gelsin. Hükümet kendisine gelsin. PKK'nın yaptığı Tokat saldırısını bile PKK'nın yapmadığını ispatlamak için altı takla atıyorlar. Peki PKK'yı aklamak için bu kadar çaba sarf edenler, güvenlik güçlerimizi bu tip konularla ilişkilendirmemek için neden çaba sarf etmiyor?” dedi. Vural, askerin siyasete müdahalesini doğru bulmadıklarını da vurgulayarak, “Hukuk çerçevesinde bir hareket tarzını ifade ediyoruz. Askerin böyle bir müdahale etmesini tahrik etmek isteyen, yeni bir bildirinin ipine sarılmak için can atanlar mı var? Bunu da gözyaşı dökenlere sormak lazım” diye konuştu. MHP Grup Başkanvekili Vural, bir gazetecinin, “Askerin içinde illegal bir oluşum olamaz mı?” sorusuna, “Emir komuta dışındaysa illegaldir. Benim merak ettiğim AKP içerisindeki derin koalisyonun aktörleri kimlerdir? Türkiye'yi yöneten derin koalisyon kimleri kullanıyor, kimleri çatıştırıyor, kimleri dinliyor, kimleri takip ediyor?” karşılığını verdi.