Bir inat uğruna...
Usta gazeteci Mehmet Şener yazdı.
Erzurum Güncel- Zurnanın zırt dediği yer işte bu olsa gerek: Danıştay, Erzurum Teknik Üniversitesi yerleşkesinin yapımı için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ne demek bu? Çok açık: Danıştay, söz konusu arazinin "birinci derece tarım arazisi" olduğu gerekçesiyle, Erzurum Ziraat Mühendisleri Odası'nın açtığı davayı esastan görüşmeye başlamış ve dava sonuçlanıncaya kadar geçici tedbir uygulamış. Yani halen yapımı devam eden ETÜ inşaatları duracak. Peki bu durumda nasıl bir yol izlenecek? Anayasa uyarınca, herkesin ve her kurumun yargı kararına uyması ve gereğini yerine getirmesi mecburidir. Bu noktadan hareketle ETÜ de Danıştay kararına uyacaktır. Ancak itiraz hakkı var. Muhtemelen 60 gün içinde ETÜ bu "ara karar"a itiraz edip, yürütmenin durdurulmasının iptalini isteyecektir. ETÜ Rektörü Muammer Yaylalı, dün konuşmak istemedi. Ne düşündüğünü bugün yayınlayacağı basın bildirisinde açıklayacağını söyledi. Fakat aynı Muammer Yaylalı, aldığı yeni bir kararla aslında nasıl bir yol izleyeceğinin işaretini vermiş oldu. O karar şudur: Bugün aynı yerleşkenin içerisinde ETÜ İdari Bilimler Fakültesi'nin temel atma töreni vardı. Dün akşama doğru haber merkezine gelen telefonla, temel atma töreninin ertelendiği bildirildi. Danıştay, idari yargının en üst merciidir. Buna rağmen zaman zaman Danıştay kararlarının uygulanmadığını veya uygulanıyormuş gibi yapıldığına tanık oluyoruz. Çünkü idari yargı, kararını veriyor ve arkasına dönüp bakmıyor. Yani adli yargı gibi kararın takipçisi değil. Şikâyet olunmadıkça, Danıştay resen harekete geçmiyor. Bu cümleden hareketle, "ETÜ de Danıştay kararına uymaz, kafasına göre takılmaya devam eder" demiyoruz. Kaldı ki, işin takipçileri de var zaten? Palandöken okurları çok iyi hatırlayacaktır. ETÜ için havaalanı yolundaki Atatürk Üniversitesi arazisi tahsis edilirken, avazımız çıktığı kadar bağırdık; etmeyin eylemeyin yeni üniversiteyi o sınırlı alana hapsetmeyin. Üstelik ora tarım arazisi ve üç beş metreden su çıkıyor? Sadece biz değil, aklı başında olan herkes itiraz etti, mücadele verdi ama sonuç değişmedi. Özellikle sağlık eski bakanı Akdağ, "hayır yeni üniversite oraya kurulacak" dedi ve dediğini de yaptırdı. Muammer Yaylalı ise buna itiraz etmediği gibi sanki kendi tercihi de o arazisiymiş gibi ısrarla savundu. Yanlış hesap, artık Bağdat'a gitmeden de bozuluyor. Danıştay davanın sonunda nasıl bir karara varır bilemeyiz. Fakat bu yürütmeyi durdurma, ETÜ için çok ciddi bir sıkıntı doğuracaktır. Baksanıza şu anda inşaatları yapan firma bile şimdiden fark talebinde bulunmuş. Gerekçesi de, sulu zemin. Yani müteahhit diyor ki, "siz bana 30-40 metreden su çıkar demiştiniz. Halbuki 10-15 metreden su çıkmaya başladı." Hülasa-ı kelam, ETÜ yanlış yere kuruldu. Bu aşamadan sonra geri dönüşü kolay gözükmüyor, lakin ETÜ'nün başı bundan böyle sıkıntıdan kurtulamaz. Sırf inat uğruna hem yeni bir üniversitenin istikbaliyle oynadılar, hem de Danıştay'ın dediği gibi tarım arazisini murdar ettiler. Yahu Allah aşkınıza Erzurum'da arsa mı yoktu, arazi mi? "Atatürk Üniversitesi şehrin batısında, Erzurum Teknik Üniversitesi de şehrin doğusunda olsun" denilmesine ve bütün şehir bu uğurda irade beyan etmesine rağmen, birileri milletle sidik yarışına girdi ve inadı uğruna henüz doğmuş olan bir üniversiteyi mahkeme kapılarına bıraktı. Böyle daha mı iyi oldu?
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.