Erzurum Güncel- İşte o birilerini çok kızdıracak yazı.... Erzurum, doğruyu, yanlışı ayırt etti sonunda Erzurum, Kış Oyunları’nın başlayıp, sona erdiği güne kadar mükemmel bir sınav verdi. Her yönüyle dört dörtlük bir turnuva süreci yaşadık. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nden, 2011 Genel Koordinatörlüğü’ne, Kayak Federasyonu’ndan, Üniversite Sporları Federasyonu’na, Valilik ve Emniyet’e kadar tüm birimler, Oyunlar’ın kazasız-belasız sonuçlanmasında büyük rol oynadılar. Tabii bu sürecin tek sınıfta kalanı, yerel yönetimler oldu… Bunların başında da Büyükşehir Belediyesi geldi… Belediye’nin başındaki isme de kapanış töreninde Erzurumlu tepkisini, en demokratik biçimiyle gösterdi… Aslında bu sınavda en yüksek notu alan da Erzurum ve Erzurumlu oldu… Zira, kapanıştaki protestolar, halkın, her şeyi çok iyi görüp, anladığını ortaya koydu… O ıslıkların altında, aslında bir gerçeği haykırış vardı… FISU bayraklarını indirip, belediyenin bayraklarının asılmasına… 4 yıl önce oyunların alınmasına rağmen, şehrin hazırlanmamasına… Taşmağazalar’ın brandalarla kapatılmasına… Otobüslere kendi fotoğraflarını yapıştırmasına… ‘Ben yaptım oldu’ anlayışına… Diyalogsuzluğa… Halkla inatlaşmaya… Tarihi eserlerin etrafına baraka ve tuvalet yapılmasına… Şehrin içme suyunun berbat edilmesine… Erzurumspor’un kapatılmasına… “Ben olmasam, tesislerin hepsi portatif olacaktı” sözleriyle, Başbakan’ın hiçe sayılmasına… İsyan vardı, o ıslıkların, ‘yuh’ seslerinin altında… Tabii anlayana… Daha doğrusu, anlamak isteyene… Cemal Gürsel’i dolduran 23 bin kişi, hep bir ağızdan, “Biz iş yapanı da, yapmayanı da görüyoruz. Her yere kendi resimlerini de yapıştırsan, bayraklarını da assan nafile. Koca 4 yılı heba edip, Erzurum’u oyunlara hazırlayamadın, şimdi de bunun hesabını soruyoruz” diye haykırıyordu aslında… Başkan Küçükler’in bu fotoğrafı iyi okuması, gelecek için kendi yararına olacaktır… Ama bundan şüphem var… FOTOĞRAFI İYİ OKU BAŞKAN! Çevresini saran ve “Padişahım çok yaşa” haykıranlar yüzünden bugüne kadar gerçekleri göremeyen ve “Her şeyi ben bilirim” düşüncesine kapılıp, hata üstüne hata yapan Küçükler’in, Erzurum’un en mutlu gününde yaşadığı protestoyu, doğru okumayacağına adım kadar eminim… Mutlak suretle bu protestoyla siyasi bir bağ kurmaya çalışacaktır… O kurmasa bile şimdiden etrafını saran bazı kiralık kalemler, şimdiden bu bağı kurmaya başladı bile… Daha dün, Çifte Minareli Medrese’nin etrafında yapılan yerlere ‘baraka’ adını takanlar, bugün “Yeni düzenleme harika olmuş, çok beğendik” diye, insanların gözünün içine baka baka yalan söylüyor, Başkan da bu yalana inanıyor… Haliyle, “Ben ne muhteşem bir eser yapmışım” havasına giriyor… Yalan Başkan yalan… Bu yalanlar yüzünden bu protestolara maruz kaldın… Artık anla… Anla ki, çevreni saran bu yalancılardan kurtul… Aynı yalancılar, Erzurumspor konusunda da yanlış bir yola sokmadılar mı seni… Ama anlamadın… Erzurumspor’a geçmişte futbolcu satamadıkları için, içlerine attıkları nefreti de göremedin ve onların dolduruşuyla yanlış yola girmedin mi? O gün sana akıl verenler, bugün protestoların ardından seni savunacak tek satır yazmadılar, yazamadılar… Bunu da gör artık Başkan… O isli ve kızarık yüzlerin altında yatan, gerçek yüzleri gör artık… Bugüne kadar görmediğin için, Cemal Gürsel Stadyumu’nda Erzurumlu’nun haykırışıyla karşılaştın… Düşünebiliyor musun Başkan, AK Parti iktidarının, Erzurum’a Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımını yaptığı bir organizasyonda, AK Partili bir belediye başkanı olarak yuhalandın… Hem de AK Partili Spor Bakanı Faruk Özak’ın içten ve samimiyetle alkışlandığı bir törende… Erzurum ve kendin için bu fotoğrafı iyi oku Başkan… Çünkü Erzurum’un artık kaybedecek vakti yok… Artık uçuşa geçen Erzurum’un önündeki engel olmaktan vazgeç… Diyalog kur, her kesimin fikrini al… Halkla bütünleş… Her insan gibi hata yaptığında, bunu kabul edebilecek kadar alçakgönüllü ol… Sokağa çık, öğrenciyle, ayakkabı boyacısıyla sohbet et… Hepsinden önemlisi de, artık kamuoyuyla zıtlaşmaktan vazgeç Başkan… Hele, “Ben yaptım, oldu” anlayışının iflas ettiğini kabul et… …Ve bugünden itibaren beyaz bir sayfa açarak, Erzurum’a kaybettirdiğin yılları, nasıl geri getirebileceğinin muhasebesini yaparak, şimdiden kolları sıva… Ama içimden bir ses diyor ki, nafile çaba, Başkan yine bildiğini okumaya devam edecek, kaybeden de kendisiyle birlikte Erzurum olacak… İnşallah yanılıyorumdur… İŞTE KÜÇÜKLER’İN YAPTIKLARI Kış Oyunları başlamadan önceydi… Palandöken’in “Almanya’ta katı atık zirvesi” haberi sonrasında, basın toplantısı düzenlemişti… Başkan, 2011 ile ilgili yatırımlarını anlatırken, üzüntü duydum… Çünkü, 2011 adına anlattıkları, belediyenin asli görevleriydi… “Cumhuriyet Caddesi’nin kaldırımlarını yeniledik” İyi de Başkan, bunun 2011 ile ne ilgisi var, bu belediyenin rutin işlerinden biri değil mi? “Büfeleri yeniledik” İnanılır gibi değil… Büfe yenileyerek, koca Büyükşehir Belediyesi 2011’e hazırlanmış… Neyse devam ediyoruz… “Yeni elektrik direkleri taktık” Gerçekten büyük icraat!!! “Yolları asfaltladık” Ya Başkan, kentsel dönüşüm ne oldu? “Eski Mal Meydanı’nda başlıyoruz” İyi de Başkan, sporcunun en çok uğrayacağı yer, mesela Kale’nin etrafı… Cevap yok… Devam ediyoruz… “Taşmağazalar’a yeni bir yüz verdik” İşte 2011 kapsamında yapılması gereken bir iş… Ama yetiştiremedin Başkan… Tek bir iş yapmışsın ve onu da yetiştirememişsin… İşte, Başkan Küçükler, Erzurum’u böyle Oyunlar’a hazırlamış… Büfe, kaldırım ve asfalt yenileme… Taşmağazalar yetişmemiş ama önemi yok, brandayı icat edenden Allah razı olsun… Sonra da Başkan diyor ki, ‘niye protesto edildim?” Cevabı sence, bu satırların içerisinde değil mi? BUNLAR DA SIRT SIRTA ÇALIŞTILAR Erzurumlular, kapanış töreninde, başarılı ve başarısızı çok güzel bir şekilde ayırt etti zaten. Biz sadece başarılı isimleri biraz detaylandıralım istedik… Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak: Oyunlar öncesi ve süresince adeta hiç uyumadı. Bakan olduğu günden bu yana Erzurum’a tam 26 kez geldi. Bir şantiye şefi gibi çalıştı. Tüm aksaklıklara anında müdahale etti. Tüm birimlerle koordineli görev yaptı, ekip çalışması yürüttü… Vali Sebahattin Öztürk: Ne Valilik bayraklarını şehrin dört bir yanına astı, ne de canlı yayın aracı kiralayarak, o televizyon senin, bu televizyon benim diyerek, reklam peşinde koştu. Sadece ve sadece devletin kendisine verdiği görevi yaptı. Tam bir devlet adamı gibi çalıştı, delegasyonlarla yakından ilgilendi. Başarısını, binlerce insanın alkışı ile taçlandırdı… Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül: Aylar öncesinde yaptığı ‘Organizasyon bizim işimiz. Yerel yönetimler şehri hazırlasın, biz organizasyonun en iyisini yaparız’ açıklamasının ne kadar doğru olduğunu ortaya koydu. Her ne kadar yerel yönetimler, şehri oyunlara hazırlamakta beceriksiz kalsa da, O ve ekibi sözünü tuttu ve muhteşem bir organizasyona imza attı. Tüm yarışlar, sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde yapıldı. Türkiye’nin olimpiyat yolculuğuna büyük katkı yaptı. 2011 Genel Koordinatörü Bekir Korkmaz: Aylarca uykusuz geceler geçirdi. Hele 11 gün süren Kış Oyunları boyunca, kolunda serum, peşinde sağlık görevlileriyle dolaştı. Hastalığına rağmen, bir Konaklı’da, bir Palandöken’de görüldü. Tüm tesisleri kontrol altında tuttu. Başbakan Erdoğan, “Sorun istemiyorum” talimatı verdi, O da, sorun çıkmaması için gece-gündüz demeden çalıştı. Yani işini yaptı. Sonuçta, FISU Başkanı Killian’dan 10 üzerinden 9 notunu aldı. Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık: Kış Oyunları’nın adeta ‘gizli kahramanı’ oldu. Bilboardlara ve otobüslere resmini yapıştırmadı ama yarış alanlarına giden herkes, O’nun ve ekibinin başarısına şahit oldu. Açılış gününe kadar kar yağmamasına rağmen, tüm pistleri olağanüstü bir çalışmayla yarışlara yetiştirdi. Bu süreçte halktan geçer not alıp, alkışı hak eden isim oldu.