Bu fiyaskonun üstüne mi yatalım?
Haritada yerini göstermeyi bırakın adını ilk kez duyduğumuz kimi ülkeler, en az bir altın madalyayla Paris Olimpiyatlarında boy gösterdi.
Ne yazık ki Türkiye adına sonuçlar tam bir fiyasko…
Türkiye’nin çok iyi olduğu kimi branşlarda bile tel tel döküldük.
Avrupa ve dünya şampiyonlukları bulunan bazı sporcularımız, bronz madalya kazandı diye sevindik!
Besbelli ki orta yerde ciddi bir sorun var:
Türkiye, Paris’e ya iyi hazırlık yapmadan gitti ya da sporcularımız ellerinden geleni yapmadı.
Ne demek koskoca Türkiye için 3 gümüş, beş bronz madalya…
Savaştaki Ukrayna da nal toplattı bize…
Kimse bu fiyaskodan ötürü sporcularımız telin edilsin demiyor.
Denilen tam olarak şudur:
Türkiye, bu sonucu tüm yanlarıyla esaslı biçimde masaya yatırsın…
“Altın madalya kazanamadınız ama göğsümüzü kabarttınız” şeklindeki hamaset nutukları, ülkemize de ülke sporuna da bir fayda sağlamaz.
Çok eskiden şöyle bir sorunumuz vardı:
Ülkemiz uluslararası müsabakalara katılmakta zaman zaman sorunlarla karşılaşırdı.
Bu sorunların birincisi de maddi kaynaktı.
Öyle ki fazla para harcanmasın diye, bazı dallarda yarışmalara sporcu göndermezdik.
Hamdolsun bugün Türkiye’nin böyle bir problemi yok.
Bilakis Türkiye, spora ve sporcularına, pek çok Avrupa ülkesinden daha fazla imkan sunuyor.
Buna rağmen son olimpiyatta bu hazin netice önümüze konulduysa, hükümet meseleyi çok ciddiye almalıdır.
Üç gümüş beş bronza sevinip bununla yetineceksek eğer sonraki yarışmaları görmek bile istemem…
Futbolda da manzara aynı:
Avrupa’da “işte budur” diyeceğimiz bir başarımız yok.
Futbol takımlarımız her yıl yüzlerce milyon dolar harcıyor, ama neredeyse semt takımları karşısında eleniyor.
Demek ki bir yerlerde yanlış bir şeyler yapıyoruz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.