Erzurum Güncel- Kimse kusura bakmasın; ama bu şehir “servet düşmanı” bürokratların elinde oyuncak olmuş zavallı bir beldedir. Bazılarınız soruyor: “Erzurum’a niye büyük sermaye yatırım yapmıyor?” Madem öyle dinleyin o zaman… Erzurum’un “sahte kahraman”ların cirit attığı bir şehir olduğuna dair artık kimsede bir kuşku kalmadı. Şu geçen birkaç yıl içerisinde en az üç büyük firma sırf buradaki servet düşmanları yüzünden, Erzurum’a yatırım yapmaktan vaz geçti. Biri çıkıp size kendisinin ne kadar büyük bir vatanperver olduğunu anlatırsa sakın inanmayın, biz bu sürecin tanığı olarak biliyoruz ki, nice büyük firma karşılaştığı pres yüzünden, Erzurum’dan kaçıp başka şehre gitti. En son örnek Burhanettin Kaya’dır. Hani şu Kaya Ramada Otellerinin sahibi hemşerimiz Burhanettin Kaya… Burhanettin Bey’in başında olduğu şirket, Türkiye’nin en büyük turizm yatırımlarına sahip bir şirkettir. Kıbrıs’tan tutunuz da Antalya’ya kadar, onlarca yerde çok yıldızlı otellerin sahibi… Şu an için Erzurum, turizm yatırımı için çok da cazip olmamasına rağmen, sırf Bakan Bey rica etti diye, Burhanettin Bey Erzurum’a beş yıldızlı bir otel kurmak istedi. Vay sen misin bu şehre yatırım yapmak isteyen, vay sen misin tekere çomak sokmaya kalkan… Servet düşmanı bürokrasi anında harekete geçti ve gavur parasıyla beş lira etmeyecek arsa için otuz lira istedi! Niye? Çünkü arsaya talip olan çok büyük bir şirket… Soymak lazım! Erzurum’a yatırım yapılmış yapılmamış o bürokratın umurunda mı? Nasılsa o her ay devletin kendisine verdiği banka kartını makineye sokup tomarla maaşını alıyor. Erzurum batmış çıkmış ona ne! Yahu etmeyin eylemeyin… Burhanettin Kaya, bu ülkenin en büyük turizm yatırımcısı bir hemşerimizdir. O, şayet rant gözetmeden Erzurum’a geliyorsa, hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Yok; yemezler! Bu şehrin sözümona amme savunucusu ama aslında servet düşmanı olan bürokrasi yüzünden,Burhanettin Bey anasından doğduğuna pişman ediliyor. İşin en hazin tarafı ise, Burhanettin Bey’i bu hengameye iten Bakan Bey’in, tek kelimeyle de olsa sahip çıkmamasıdır. Sonra da yakınıp duruyoruz: Bu şehre büyük sermaye niye gelmiyor? Gelmez… Erzurum bu anlayışta olduğu sürece gelmez, gelenler de geldiklerine ve geleceklerine bin pişmanlar zaten… Kendi halindeki Erzurumlu, şunu iyi bil ki… Bu şehre yatırım yapmak isteyen pek çok şirket var ama sırf Erzurum’daki servet düşmanı adamlar yüzünden kenar duruyorlar. Şayet birileri size gelir de başka türlü yutturmak isterse sakın prim vermeyin. Bendeniz bu işin içinde olan biri olarak size söylüyorum: Bu memleket esasında çok daha büyük mesafe alabilirdi ve bu memleket işsizliği en az olan şehirlerden biri de olabilirdi ama olmadı… Sebebi: Bu şehir adına karar alan ve ne yazık ki onların aldıkları o kararların geçerli olması yüzünden geri kaldı, kalmaya da devam edecek… Öyle ki, kendi öz hemşerileri olan Burhanettin Kaya’ya bile kök söktürüyorlar… Nasılsa onların ceplerinde her ay ödeme garantisi olan maaş kartları var… Kimin umurunda Erzurum batmış, çıkmış… Yine kimse kusura bakmasın; ama gördüğüm şudur: Bu şehri yöneten herkes Vali’sinden belediye başkanına kadar… Herkes rol yapıyor. Bu şehre hizmet yapıyormuş gibi görünmekle birlikte aslında hiçbir şey yapmıyorlar. 29 Haziran’da Başbakan Erzurum’a geldiğinde biz şehir halkı olarak Başbakan’a işte bu gerçeği haykıracağız ve diyeceğiz ki; “Sayın Başbakanım; size sunulan o yalan ve abartılı sunumlara inanmayın. O sunumlar sadece makyajdan ibarettir. Gerçekte Erzurum servet düşmanı, nefsini putlaştırmış yöneticiler ve şehri zerre kadar umursamayan yetkililer yüzünden, hızla irtifa kaybediyor. Sayın Başbakanım; Erzurum, elindeki fırsatları tek tek kaybediyor.” Evet… Başka çaremiz olmadığı için, o gün Sayın Erdoğan’a sesleneceğiz. Kapanın elinde kalan Hazine arazisine bugüne kadar sahip çıkmayan Hazine, nasıl olduysa oldu, birden bire kıytırık arsaları için canhıraş bir şekilde vuruşmaya başladı: Beş liralık arsasına beşyüz lira istiyor. Sonra da soruyorlar: Erzurum’a niçin yatırımcı gelmiyor? Şark kurnazlığının bu kadarına pes doğrusu… Şu kadarını bilin ki: Erzurum, Erzurum olalı bu zulmü, Ruslar’dan bile görmemişti. Manzaranın özeti şudur: Vali durumu idare ediyor, siyasetçi eyyamcı, bürokrasi servet düşmanı… Sivil toplum; hikaye… Medya; demeye bile lüzum yok, zaten dandik… Ahali ise, sadece sandıktan sandığa sorumluluğunu hatırlıyor! Biri gitsin Burhanettin Kaya’ya sorsun, niye Erzurum’a yatırım yapmaktan vazgeçtin? Ya da daha önce kaçıp giden işadamlarına sorun: Niye Erzurum’dan giderken arkanıza bile bakmadınız? Yahu; adam zaten hatır için Erzurum’a yatırım yapacaktı. O da biliyor ki, Erzurum’a gömeceği elli altmış milyon doları, bir insan ömründe geri alamayacak. Fakat O’na rica ettiler O da “tamam” dedi. Sonra, ne rica edenler arkasında durdu, ne de yerel yöneticiler… Haydi kına yakın… Hatta varsa bir de zil takın oynayın… Burhanettin Kaya beş yıldızlı şehir oteli yapmaktan vazgeçti. 29 Haziran’da, bu gerçekten Başbakan da haberdar olacak… Ama o gün birileri kim bilir nasıl mutlu olacak yeniden il başkanı oldum diye… Bu mudur bütün mesele? Bizce değil… Murat Bey, sence de bütün mesele o olmamalı… Hiç olmazsa sen farklı ol ve bu şehirdeki servet düşmanlarına bir “dur” de… Çünkü sen o ekipten değilsin… Kartını makineye sokup, her ay maaşını alan adamın Erzurum diye bir derdi elbette olamaz. Ama Murat Kılıç senin olmalı; şayet bütün derdin şu il başkanlığından ibaret değilse… Ben sizin samimiyetinizi ancak bir şekilde ölçerim; Burhanettin Kaya Erzurum’a davet edilmeli ve niye otel yapmaktan vazgeçtiği sorulmalıdır. Hayır… Durum böyle iyi, idare edip gidiyoruz işte diyorsanız şayet, size sadece kocaman bir “yuh” diyorum. Çünkü yasalar başka bir şey dememe imkan vermiyor. Bilmem anlatabildim mi Murat Beyciğim…