1. HABERLER

  2. KÜLTÜR/SANAT//MAĞAZİN

  3. Bu yasak Erzurum'da olur!
Bu yasak Erzurum'da olur!

Bu yasak Erzurum'da olur!

Doktor yönetmen, müstehcen sahneleri yüzünden filminin festivale alınmadığını öne sürdü. Organizatör ise filmi almadıkları yönünde bir beyanları olmadığını ancak “Çocuklarıma izlettirmediğim küfürlü, açık sahneleri olan filmleri, festivale gelecek g

A+A-

Erzurum Güncel- Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Ruh ve Sinir Hastalıkları uzmanı olarak görev yapan Dr. Mustafa Serkan Eröz, evini ipotek ettirerek çektiği “İçimdeki Sessiz Nehir” adlı filminin, Erzurum’da bu yıl 5’ncisi düzenlenecek olan Dadaş Film Festivali’nde sansüre kurban gittiğini öne sürdü. Dr. Eröz, organizatörün filmindeki erotik sahneleri gerekçe göstererek, filmini festivale almadığını iddia etti. Festival Organizatörü Nil Gürpınar ise “Çocuklarıma izlettirmediğim küfürlü, açık sahneleri olan filmleri, festivale gelecek gençlere de izlettiremem” dedi. Dr. Eröz, senaryosunu yazıp, yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlendiği, başrollerini İranlı Taies Farzan, Ali Yiğit ve Emre Onur’un paylaştığı “İçimdeki Sessiz Nehir” adlı ilk uzun metrajlı filmine Dadaş Film Festivali tarafından ‘örtülü sansür’ uygulandığını öne sürerek, tepki gösterdi. "Hastalarımın yaşadığı gerçek hikâyeler bana hep ilham kaynağı olmuştur" diyerek, filmin senaryosunu hastalarının gerçek hikâyelerinden yola çıkarak yazdığını anlatan Dr. Eröz, filmini Dadaş Film Festivali’nin yarışmalı bölümünü dahil etmek isterken, ‘örtülü sansür’ ile karşılaştığını söyledi. DR. ERÖZ: SORUN, MÜSTEHCEN SAHNELERMİŞ Festivalin yarışmalı bölümünde yer alacak filmlerin organizatörün kendi keyfi ve beğenisine göre belirlendiğini öne süren Dr. Eröz, “Bir sinema festivali düşünün ki yarışmalı bölüme başvuru alınmasın, filmlerin ön seçimi ve seçici kurulu olmasın sadece festival organizatörünün kendi keyfine ve beğenisine göre filmler yarışmalı bölüme seçilsin. Böyle bir sinema festivalini ben daha evvel hiç duymadım, siz duydunuz mu? Festivalde yarışacak filmlerin tamamı herkesin tanıdığı ve bildiği filmler. Festivalin web sayfasında en ufak bir duyuru yapılmamış, hatta başvuru şartları bile yer almamıştır. Sadece festival organizatörünün kendisi tarafından seçilen filmler yarışmalı bölüme davet edilmiştir. Filmimi göndermek istediğimde de 'getir bir izleyeyim ama senin filmde müstehcen sahneler de içeriyor değil mi' denilerek ‘örtülü sansür’ uygulanmıştır. Bu da tarafımdan reddedilmiştir” dedi. “EMEĞİMİZ GASP EDİLDİ” Erzurum’da yaşayarak, Türk sinemasına katkı sağlamayı amaçlayan biri olduğunu ifade eden Dr. Eröz, kendi şehrindeki festivale filminin dahil edilmemesinin üzüntü verici olduğunu savundu. Dr. Eröz, “Anadolu'nun bağrında, Erzurum'da kıt imkanlarla sinema yapan şahsımın önü kesilmiş, bin bir zorlukla mücadele ederek filmi tamamlayabilen 30 kişilik ekibimin ve üstün performans gösteren cefakar oyuncularımın emeği gasp edilmiştir. Biz sinemacılar kendi şehrimizin festivalinde bile filmimizi gösteremiyorsak nerede gösterebileceğiz? Zaten ‘ticari değil’ denilerek dağıtımcılar tarafından vizyon tarihi almakta zorlanan filmim, bir de burada kendi şehrimin festivalinde ‘sansürcü zihniyete’ kurban edilmek istenmiştir.İstanbul'da yaşayan, bakanlıktan bu festivalin düzenlenmesi için kaynak almasına rağmen festivalin büyük bir kısmını Atatürk Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesi’nin iyi niyetli destekleriyle karşılayan bu sansürcü organizatörü kınıyorum” diye konuştu. ORGANİZATÖR: HAYIR DEMEDEMİ AMA… Festivalin 5 yıl önce başlatan ve organizatörlüğünü de yürüten Dadaş Film sahibi Nil Gürpınar ise Dr. Eröz’ün iddialarının kendisini hayretler içerisinde bıraktığını belirterek, “Çok şaşırdım ve üzüldüm. Böyle hastalıklı bir düşünce olamaz” dedi. Filmi festivale dahil etmesi için Dr. Eröz ile ortak dostları olan bir yakının kendisini aradığını anlatan Gürpınar, “Gelen talep üzerine Dr. Eröz ile telefonla görüştüm ve izlemek üzere filmini istedim. Filmi gönderemeyeceğini ancak tüm bilgileri internet sitesinde bulabileceğimi söyledi. Küçük bir araştırma yaptım ve filmin küfürlü ve açık sahnelerinin çok olduğunu gördüm. Ancak şu ana kadar kendisine ‘filmi almıyorum’ diye bir şey de söylemiş değilim. Doğrudur, böyle küfürlü, açık sahneleri olan filmleri festivale almıyoruz. Çünkü, kendi çocuklarıma izlettirmediğim filmleri, festivale gelecek olan gençlere izlettiremem. Nasıl kendi çocuğumu koruyorsam, onları da korumak zorundayım. Ayrıca her şeye ben karar veriyor da değilim. Bir kurulumuz var, orada tartışıyoruz. Elbette ki son kararı ben veriyorum. Öyle zannediyorum ki, bu arkadaşımız, filminden zarar etti ve bunalıma girdi. Katılmak istediği diğer festivallerden de olumsuz yanıt alınca, tüm faturayı bana kesmek istiyor. Tamamen hastalıklı bir düşünce tarzı. Ahlak dışı bir davranış olarak değerlendiriyorum. Benim babam da birçok filminden zarar etti. Sinema işte böyle bir şey. Tüm bunları bilerek ve kabul ederek sinemaya giriyoruz” dedi. FİLMİN KONUSU: Halis 40 yaşlarında, kendisine ait çörek fırını ile ailesinin geçimini sağlayan, yaşadıkları kasabada herkes tarafından sevilen bir adamdır. Karısı Ayla ile aralarında yıllardır süren soğukluğu ise artık kanıksamıştır. Üniversitede okuyan kızları Öykü ise belki de çiftin tek ortak noktasıdır. Çörek fırınınında kendisine yardım etmesi için işe aldığı Meznun ise Iraktan kaçak yollarla Türkiye'ye girmiştir ve tek amacı buradan da Kanada'ya gidip zengin olmaktır. Başlangıçta işe aldığı için Halis'e minnet duyan Meznun bir süre sonra ailenin gergin ama alışılmış hayatını altüst eder, mahremiyet ortadan kalkar ve bilinen ama konuşulmasından bile çekinilen gerçeklerle aile yüzyüze kalır.

Bu yasak Erzurum'da olur!

Bu yasak Erzurum'da olur!

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.