Bu yazı birilerini kızdırır!
Erzurum'un tanınmış ve keskin kalemlerinden Mehmet Şener, bugün öyle bir yazıdı ki, bu yazı birini ve birilerini çok kızdıracak...
Erzurum Güncel- İşte o çok konuşulacak yazı.... Acaba Küçükler hiç merak ediyor mu, "Tarih benden nasıl bahsedecek" diye? İtalyanlar, Pizza Kulesi'nin hem eğilmesini durdurmak, hem de ömrünü uzatabilmek için, 15 yıldan beri müthiş bir mücadele veriyorlardı. Neyse ki sonunda, amaçlarına ulaşmışlar: Kule artık eğilmeyecek ve ömrü de 200 yıl daha uzun olacak. Roma, şu sıralar öğrenci eylemleriyle sarsılıyor. Aynı zamanda çapkınlıklarıyla ünlü Berlusconi'nin kıl payı güvenoyu alması da, Roma'da büyük şok etkisi yaptı. Buna rağmen medeni toplumlarda İtalya, Pizza Kulesi yüzünden önemli haberler arasına girdi. İtalya'nın sembol yapılarından biri olan ve tüm dünyada bilinen Pizza Kulesi'nin, yıkılmaktan kurtulmuş olması, milletler arasında heyecan uyandırmış. Ne yazık ki Çifte Minareli Medrese, dünya ölçeğinde ne İtalya'daki Pizza, ne de Fransa'daki Eyfel kadar bilinen tarihi bir yapı değil. Her ne kadar, sanat yanı ve mimarisi bakımından, özellikle demir yığını Eyfel'le mukayese dahi edilemeyecek kadar kıymetli bir eser olsa da, o nispette bir şöhrete sahip olmadığı için, fazla bilinmiyor. Belki de bu yüzdendir ki, Çifte Minareli Medrese, Büyükşehir Belediyesi tarafından külfeyekûn edilmek istenirken, medeni dünyanın dikkatini çekmiyor. Olup bitenler ortada işte... Ahmet Küçükler, önce barakalarla eseri abluka altına aldı. Türk yargısının, "O barakalar hemen yıkılmalıdır" mealindeki hükmüne rağmen, Başkan, geri adım atmadı! Anayasa'nın amil hükümlerinden biri de, "Herkes, her kurum, her merci yargı kararlarına uymak ve gereğini yerine getirmekle yükümlüdür" ifadesidir. Bu kadar sarih bir hükme rağmen, bugüne kadar bir savcı çıkıp da, "Ahmet Bey, niçin yargı kararına uymuyorsun?" diye sormadı. İlla da birinin bireysel başvuruda bulunması gerekiyormuş. Her neyse... Nasılsa atı alan Üsküdar'ı çoktan geçti. Şimdi adeta it damına dönen o barakalar, maşeri vicdanın itirazına ve sanat tarihçilerinin feryadına, nihayet de yargı kararına rağmen yapıldı. Bu tabloyu gören Başkan, "Madem benim kılıcımın önü de ardı da kesiyor; şu halde hazır Çifteler'i yıkmaya koyulmuşken, bari bir de tuvalet yapayım" dedi. Ve de dubleks bir tuvalet inşaatına başladı! Adını bile zikretmekten tiksindiğim bir kurul, Ahmet Bey'in bu, "tuvalet talebi"ne "olumlu" cevap verince, O da, hemen işe koyuldu: Daha önce arkadaşlarımız yazmıştı. Önce büyük iş makineleri Çifteler'in bahçesine girdi ve herkesin, en çok da üniversitenin gözü önünde günlerce çalıştı!.. Bin yıla yakın zamandır, ayakta kalmayı başarmış olan Çifteler, belki de tarihinde ilk kez böylesine temellerinden sarsıldı. Bir avuç vicdan sahibi insanın dışında, minarelerden arşa yükselen feryadı kimse duymadı, duymak istemedi. Başkan'ın inadı, sağduyusunun önüne geçmiş olmalı ki, iş makineleriyle temellerinden sarstığı Çifteler'in önüne beton yığınından dubleks tuvalet yaptı! İtalyanlar; yıkıldı, yıkılacak olan Pizza Kulesi'ni kurtarmak için, neredeyse bütün dünyayı imdada çağırırken, Erzurum'da Çifte Minareli gibi, dünyada bir eşi daha olmayan muhteşem bir eser, belediye başkanı eliyle yıkılmak isteniyor! Önce barakalarla etrafını kuşattı, şimdi de iş makineleriyle temellerinden sarstı ve önüne tuvalet yaptı. Neydi Çifte Minareli Medrese'nin suçu? Erzurum'da ve özbeöz ata yadigârı olması mı? Sahi neydi Çifteler'in suçu ki, Ahmet Küçükler eliyle bugün böylesine bir hakarete maruz kaldı? Erzurum, kış turizmi ile dünyaya açılmak istiyor, hatta dünya ölçeğinde bir turizm merkezi olmanın hesaplarını yapıyor. Söyler misiniz Allah aşkınıza, dünyanın hangi medeni ülkesinde, Çifteler gibi bir mübarek eserin yüzüne tuvalet yapılır, çevresine barakalar kurulur? Yahut öyle bir şehre kim itibar eder? O tuvalet inşaatı bir aydır sürüyor. Palandöken ise, günlerdir bu tarihe saldırıyı gündemde tutuyor. Buna rağmen, ne Vali Bey'den, ne üniversiteden, ne bir vekilden, ne de ERVAK hariç bir sivil toplum örgütünden tepki gelmedi. Vicdan sahibi vatandaş feryat figan bağırıp duruyor ama sesini bir tek yetkili duymuyor. Bu manzara karşısında Ahmet Küçükler, Çifte Minareli Medrese'yi gerçekten de yıkmaya kalksa, hatta yerine otopark yapsa, kim "dur" diyecektir? Son bir haftadan bu yana, yani Palandöken bu katliamı yazmaya başladıktan sonra, gelen mesajları tek tek okuyorum. Şu ana kadar, vatandaşın bireysel isyanından öte bir tane resmi açıklamaya rastlayamadım. Yarım asrı geride bırakan bir üniversitenin olduğu şehirde, -Ki, o eser vakti zamanında bir üniversite olarak hizmet vermiş- böyle bir katliam yapılıyor ve bir hocadan Allah rızası için tek satırlık açıklama yapılmıyor. Nerede bu üniversitenin tarih bölümü, nerede bu üniversitenin güzel sanatlar fakültesi, nerede bu üniversitenin rektörü? Bu kadar mı korkak hocalarımız? Hakikaten bu kadar mı sindirilmiş ve şehre sırtını dönmüş bir üniversitemiz var? Yahu uzman olmanıza filan lüzum yok. Her şey o kadar açık ve seçik ki, göz göre göre Çifte Minareli Medrese elden gidiyor. Günlerce ağır iş makineleri eserin içinde harıl harıl çalıştı, görmediniz, duymadınız mı? Peki ya o beton yığını dubleks tuvalet? Haberiniz mi olmadı yoksa?! Anladık; siyasetçi diyor ki, "Arkadaş bizim partiden, eleştirirsek ayıp olur, hatırı kırılır" Başka bir ifadeyle Küçükler'in hatırını, Allah'ın hatırının üstünde tutuyorlar. Anladık; Vali Bey de, "Aman bana ne, madem şehir kendi eserine sahip çıkmıyor, ben ne diye durup dururken Başkan'la kötü olayım ki" şeklinde düşünüyor! Peki bu şehrin maşeri vicdanı nerede? Çıplak bir DJ üç beş kişiye şov yapacak diye, günlerce şehirde terör estiren o ahlak bekçileri nerede? Çifteler'in önüne tuvalet yapılması onların şehir asabiyetini hiç mi harekete geçirmiyor? Evet; değil mi bir de şu kâğıttan kaplanlar var. Hani şu unvanları boylarından da uzun olan sivil toplum kuruluşları... ERVAK dışında bir teki bile çıkıp da, "Kardeşim neler oluyor?" demedi. Gazeteci Muhammet İspirli o arkadaşlardan daha mert. Hiç olmazsa basın toplantısında Başkan Küçükler'e, "Sizi bu kararınızdan ötürü kutluyorum. Çok güzel bir eser yapıyorsunuz. Bir de bu kıymetli eser (tuvalet) çok amaçlı olursa memnun olurum" deme samimiyetini gösterdi! Bari siz de konuşun da, en azından desteklediğinizi söyleyin... Ne yazık ki, bizim sesimizi ne Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ne de Başbakan Erdoğan duymuyor. Eksiklik bizde; sesimizi Ankara'ya ulaştıramıyoruz maalesef... Ama bütün kalbimle inanıyorum ki, Erzurum'daki bu rezaletten hem Günay hem de Erdoğan haberdar olsalardı; o barakaları ve o tuvaletleri oraya yapanlara bu dünyayı zindan ederlerdi. Tabii ki, tarih affetmeyecek... Ama bugün için, Küçükler kendini muzaffer bir komutan edasında gördüğünden ne yarını ne de tarihte nasıl anılacak olmasını düşünmüyor bile... Oysa aynı Ahmet Bey değil miydi ki, daha on gün önce basın toplantısında, katı atık projesini anlatırken, "Ben bu şehrin 90 yıl sonrasını da düşünmek zorundayım" demişti. Merak ediyorum: Çifte Minareli Medrese'nin temellerini oyan bir belediye başkanı nasıl oluyor da, bu şehrin 90 yıl sonrasını düşünüyor olabilir? Veya şöyle soralım: Anladık; bizim Çifteler'in, Pizza kadar şöhreti yok! Bu sebeple de dünya dönüp bakmıyor. Ama şu katı atık kadar da mı kıymetli değil ki, Başkan, kökünden yıkmaya çalışıyor? Küçük bir not: Medeni hiçbir ülkede, Çifteler'e benzer eserin olduğu muhite motorlu araç girilmesine dahi izin verilmez. Değil ki Erzurum'da olduğu gibi dozerler günlerce oyup dursun.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.