Buldan'dan Akdoğan'a çok sert yanıt!
HDP Grup Başkan vekili Pervin Buldan, Yalçın Akdoğan'ın açıklamalarını İnternethaber'den Nesrin Yılmaz'a değerlendirdi.
Erzurum Güncel- Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, dün katıldığı bir televizyon proğramında Kobani gösterilerinde Öcalan'ın sokakları tahdik ettiğini iddia etmişti. "Kobani olaylarında Öcalan'ın rolü olduğunu düşünüyorum. Bazen genel bir gidişat oluyor, Öcalan'da boşa düşmemek için bir pozisyon alıyor. Bu zaman zaman bazı olaylarda yaşandı. Ama son olaylarda böyle olduğu kanaatinde değilim. Öcalan'ın verdiği mesajın, bu olayları tahrik ettiği kanaatindeyim. Yani kardeşi üzerinden verdiği 15 Ekim mesajı, nereden çıktı. 15 Ekim diye bir tarih yok. " diyen Akdoğan'a yanıt HDP Grup Başkan vekili Pervin Buldan'dan geldi. AKDOĞAN'IN DÜZELTME YAPMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM Dün akşam proğramı izleme fırsatım olmadı, Yalçın Akdoğan eğer böyle bir cümle söylediyse gerçekten ayıp etmiş, Sayın Öcalan sokakları karıştıran değil daha çok sokakları sakinleştiren bir rol üstlenmiştir bu süreçte. O yüzden kendisine yapılan büyük bir haksızlıktır. Sayın Öcalan'ın bu süreçteki rolünü görmemek, bu süreçteki rolünü tanımamak Sayın Yalçın Akdoğan tarafından yapılan bir yanlıştır. Dolayısıyla Yalçın Akdoğan'ın bu konuda bir düzeltme yapması gerektiğini düşünüyorum. BİZ YALÇIN BEY'LE O MESAJI PAYLAŞMIŞTIK Çünkü Sayın Öcalan bir mesaj göndermeseydi, bir mektup yazmasaydı, ki Yalçın Bey bunu çok iyi biliyor, biz o mesajdan sonra kendisiyle de bir görüşme gerçekleştirdik ve Sayın Öcalan'ın bu mesajını kendi Eşbaşkanlarımızla paylaştık. Sayın Öcalan, sokakların en azında o andaki hareketliliğini durdurmak adına bir mesaj göndermişti. Bunu Yalçın Bey de çok iyi biliyordu. O yüzden böyle bir şey söylenmesini biz kabul etmiyoruz ve doğru da bulmuyoruz. Sayın Öcalan'ın hak ettiği şekilde ona davranılması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle yalan, saçma sapan şeylerle Sayın Öcalan'ı küçük düşürmek, rencide etmek, rolünü küçük düşürmek Sayın Akdoğan'a yakışmamıştır. HDP'nin yol haritasını bildiğini söyleyen Akdoğan'ın HDP kanadından yapılan "Yol haritası bizimle paylaşılmadı" açıklamasını da değerlendiren Akdoğan, "Eylül ayında yol haritası İmralı'ya gösterildi, bunu İmralı ve HDP heyeti biliyordu. Bu nedenle HDP'nin açıklamalarını talihsiz olarak görüyorum" sözlerini de değerlendiren Buldan şöyle devam etti: ORTADA BİR YOL HARİTASI YOK, BİZ GÖRMEDİK Bunu çok açık ve net şekilde ifade ediyoruz. Onların yol haritası dedikleri şey, bize gösterilen 5 maddeden oluşan taslak bir metin. Bu yol haritası değil. Yol haritası varsa, neden bizimle paylaşılmıyor, biz başından beri bunu söylüyoruz. O 5 maddeden oluşan taslak metin mi yol haritası? Eğer buna yol haritası diyorlarsa bunu hiç kimse kabul etmez zaten. Böyle bir şey yok, biz yol haritasını görmedik. Israrla Yalçın Akdoğan'a cevaben söylüyorum; Biz yol haritasını görmedik, sadece 5 maddeden oluşan bir taslak metin gördük. Daha sonra da zaten Kandil'e gitmeden iki önce 18 Ekim'de o 5 maddelik taslak metin bize verildi. Zaten bu taslak metini İçişleri Bakanı aylar önce basına açıklamayaparken ifade etmişti, bunu herkes biliyor. Bu yol haritası değil. ARTIK FITTIRACAĞIZ, BU KADAR YALAN, DOLAN... Biz bunu yol haritası olarak kabul etmiyoruz. Ellerinde bir yol haritası varsa, bunu sadece bize değil kamuoyuna da açıklamak durumundalar, herkes merak ediyor çünkü. İki gündür yol haritası var mı, yok mu bu konuşuluyor. Sayın Başbakan Akil İnsanlar toplantısında da HDP'ye bu yol haritasını gösterdiklerini, Selahattin Demirtaş'a verdiklerini söylemiş, yok böyle bir şey, vermediler. Ortada yol haritası yok. Gerçekten artık fıttıracağız, bu kadar yalan dolan... Bu sürecin bozulmaması için elimizden geleni yapıyoruz ama karşılıklı güven olmazsa bu iş nasıl yürüyecek. KOBANİ KIRMIZI ÇİZGİDİR İki üç gündür tartışılan şeyler hepimizi çok yıprattı. Sayın Başbakan'ın Akil İnsanlar toplantısında söylediklerini köşe yazarlarının köşelerinde yazdıklarından takip ettik, Sayın Başbakan, madde madde şunlarla görüşüldü, şunlar konuşuldu demiş. Tamam görüşmeler yapıldı bu doğru, Sayın Başbakan'la da görüştük, Sayın Efkan Ala'yla da görüştük, Yalçın Akdoğan'la da görüştük, Hakan Fidanla da görüştük. Hepsinde bizim söylediğimiz şey, bir an önce adım atılması, Türkiye'nin Kobani'ye koridor açması. Yaptığımız görüşmelerde bu kabul edilmedi ve bu kabul edilmediği için deolaylar oldu, hareketlilik yaşandı. Cumhurbaşkanı'nın Antep'te söylediği, "Kobani düştü düşecek" açıklamasından sonra aslında sokaklar hareketlendi, bunu neden görmüyorlar. Bu kadar insanlara gaz verip, insanların kafasında farklı bir algı oluşturup daha sonra bütün suçu HDP MYK'nın yaptığı çağrı üzerine atmak doğru bir şey değil. İnsanlar zaten sokaklardaydı. Kobani Kürtler açısından kırmızı bir çizgidir, bunu görmek lazım. Suruçta'ki Kürtlerle Kobani'deki Kürtler akrabadır, aynı havayı soluyorlar. Bayramlarda birbirlerine tel örgüler arasından şeker atıyorlar, bu kadar yakınlar. Şimdi siz, Kobani ile Suruç'u birbirinden ayıramazsınız, Kobani ile çözüm sürecini birbirinden ayrı değerlendiremezsiniz. Bizim bütün öfkemiz bunadır. SUSUYORUZ AMA ONLAR KONUŞURSA BİZ DE KONUŞURUZ Şimdi bu gerçekleri görmeden HDP'yi hedef tahtasına koymak doğru bir tutum değil. Kendi suçlarını örtbas etmek için HDP'nin hedef tahtasına konulmasını biz kabul etmeyiz, ettirmeyiz. Sayın Selahatt,in Demirtaş'ı hedef tahtasına koydurtmayız. Bu kadar açık konuşuyoruz. Susuyoruz, çözüm süreci olduğu için susuyoruz, heyette olduğumuz için susuyoruz ama eğer onlar konuşuyorlarsa biz de konuşuruz.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.