Büyük Atatürk, seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğiz…
Bizim Atatürk’ü, “Atatürk’ü Koruma Kanunu”na dayanarak sevdiğimizi sanıyorsanız feci biçimde yanılıyorsunuz.
Test etmek isteyen varsa buyursunlar bu kanunu mülga ilan etsinler.
Sonra da geri dönüp baksınlar ki kimin Atatürk sevgisi azalıyor?
Atatürk bu toplumun ortak paydasıdır.
Asla pay edilmesine izin vermeyiz.
Vefatının 82. Yılı…
Biz O’nu, Erzurum Kongresi’nde tanıdık ve çok sevdik.
Çünkü iddiası, idealleri, hayalleri ve sarsılmaz bir inancı vardı.
Düşman çetindi, imkanlar namüsaatti…
Buna rağmen Erzurum’dan tüm dünyaya haykırdı:
“Size boyun eğmeyeceğiz!”
“Ya istiklal ya ölüm” ilkesi Erzurum’da vücut buldu ve o kutlu güne giden yolun taşları bu şehirde döşendi.
Erzurum’da 52 gün kaldı…
Şairin ifadesiyle bir avuç insanla bir büyük mücadelenin temellerini attı.
Atatürk’ü anlamak isteyenler, önce Mustafa Kemal Paşa’ya ve elbette ki Erzurum Kongresi’ne bakmalılar.
Öyle bir iklimdi ki orada hava her daim değişiyordu.
Hilafetin korunmasını isteyenler de vardı, Amerikan mandasına dahil olmanın en ehveni şer olduğunu savunanlar da…
Ama o iklimde bir de Mustafa Kemal gibi düşünen ve O’na inanan yiğitler de vardı.
Paşa, işte o kongrede bu gerçeği görünce zaten başından beri planladığı yolculuğun doğru bir yol olduğuna kanaat getirdi.
Güneşin doğduğu şehirde yeni Türk devletinin temelleri atılıyordu.
Sıcak bir yaz günüydü…
Temmuz’un tam ortasıydı, ama havada bir bahar güzelliği ve umuda dair tatlı bir rüzgar vardı.
Ağalar, beyler, şeyhler, hocalar…
Bütün ahali dört gözle, iki katlı o ahşap yapıdan çıkacak bir çift sözü bekliyordu.
İstanbul perişandı, vatanın dört bir yanı da işgal altındaydı.
52 gün sonra da olsa işte o bir çift söz tüm dünyada yankı bulacaktı:
“Ya istiklal ya ölüm”
Bugün Dağlık Karabağ’ın 30 yıl sonra yeniden özgürlüğüne kavuşmasının coşkusunu tüm benliğimizde hissediyor ve seviniyoruz.
Azerbaycan halkının bayramı kutlu olsun…
Tüm Türk dünyasının gözü aydın olsun…
Aşk olsun şehitlerimize…
101 yıl önce de aynı coşkuyu, Erzurum’la birlikte kurtuluşa yelken açacak rüzgara özlem çeken bütün bir vatan yaşamıştı.
Vefatının 82. Yılı…
Kurduğu devlet yüz yıla merdiven dayamak üzere…
Tıpkı o günlerde olduğu gibi bugün de yedi düvel üstümüze saldırıyor, tıpkı o günlerde olduğu gibi bugün de yalnız kaldık…
Lakin mağlup değiliz, ezilmedik ve çare dilenmiyoruz.
Bazı ahmaklar Amerika seçimlerini Biden kazandı diye, tıpkı eskiden olduğu gibi bize mezar yeri arayıp duruyor ya, orada hissedeceksin Paşam, yine yanılacaklar ve bize biçtikleri bu kısa ömür, onların bin yıllık rüyalarını kabusa çevirecek...
Çok şükür dimdik ayaktayız ve bilesin ki Paşam, bize açtığın o kutlu yolda anlımız açık yürüyoruz.
Seni özlüyoruz Büyük Atatürk…
İşgalciler, sen Erzurum’dayken kılıcını elinden alıp rütbelerini ve mazini silmek istediler.
Sen ise, onlara bu zevki yaşatmamak için o çok sevdiğin askerlik mesleğinden Erzurum’da istifa ettin ve sine-i millete döndün.
Paşam, aradan yüz yıla yakın bir zaman geçmiş olsa da hangi Erzurumlu senin bu yiğitliğini unutur ve sana sırtını döner…
Kalk da bir bak Paşam, aradan 82 yıl geçmesine rağmen seni çok sevmeye devam ediyoruz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.