Erzurum Güncel- Mesai saatlerinin kısaltılması Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer kaplarken SGK Uzmanı Emin Yılmaz milyonlarca çalışanın ilk kez duyacağı detayları tek tek sıraladı. Uygulamanın işleyişinde hak kaybı yaşanmaması için 4 günlük çalışma süresinde mesai saatlerinin 1-1,5 saat uzatılabileceğini ve 3 gün izne böylece yer açılabileceğini dile getirdi. Çalışma saati düzenlemesinin avantaj ve dezavantajlarını da anlatan uzman, maaşlarda kayıp olmayacağının altını çizdi.

4 gün çalışmaya geçen ülkeler arasında İngiltere, Hollanda, İspanya, İsveç, Portekiz, Danimarka, Belçika, Finlandiya, İzlanda ve Birleşik Arap Emirlikleri bulunuyor. 4 gün çalışma denemesi yapan ülkeler arasında ise ABD, Almanya, Kanada, İsviçre ve Avustralya yer alıyor. Mesai saatlerinin azaltılması konusu listedeki bu ülkelerin değil Türkiye’nin de gündemine geldi.

İLK UYGULAMA HAYATA GEÇTİ

Türkiye'de 32 milyon çalışanı doğrudan ilgilendiren mesai saatleri düzenlemesi ile haftalık 45 saat olan çalışma saatlerinin 35-40 saate indirilmesi ve 21 yıllık iş kanununun değiştirilmesinin söz konusu olduğu iddia edilmişti. Hatta ilk adım Mezitli Belediyesi'nden gelmiş, imzalanan protokol ile haftalık çalışma süresi 45 saatten 40 saate indirilmişti.

BAKAN IŞIKHAN: ‘DİKKATE ALMAYIN’

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise, “Bakanlık tarafından bir açıklama gelmediği sürece kamuoyunda yer alan haberleri dikkate almayın" demişti. SGK Uzmanı Emin Yılmaz CNN Türk canlı yayınında mesai saatlerine ilişkin herkesin en çok merak ettiği konulara değindi. İşte Yılmaz’ın açıklamalarından öne çıkanlar…

“DÜZENE AYAK UYDURMAK ZORUNDA KALACAĞIZ”

“Pandemi ile çalışma hayatındaki bazı detaylar da değişti. Emn başta uzaktan çalışmayı tanıdık. Devamında yeni terimler ortaya çıktı. Hibrit çalışma, esnek çalışma gibi bir çok yeni çalışma modelleri ortaya çıkıyor. Dünya da yeni sistemi ayak uyduruyor. Bunun üzerine de hukuk kuralları değişiyor. Biz de mutlaka buradaki düzene mecburen ayak uydurmak zorunda kalacağız.

Bununla ilgili İngiltere tabanlı bir sivil toplum örgütü var. 4 Day Week Global. İngiltere, Amerika ve Kanada’da 6-12 aylık zamanlar çerçevesinde pilot bölgeler üzerinden bu denemeleri yapıyor. Bir çok ülkede bununla ilgili denemeler var. Hatta Avrupa’da Belçika’da bu yasalaştı. 4 gün işe gidiyorlar 3 gün tatil yapıyorlar.

GÜNLÜK ÇALIŞMA SAATİ UZAYIP, 3 GÜN İZNE YER AÇILACAK

Burada 3 gün tatil deyince işverenlerimiz biraz korkuyorlar. İş kaybından dolayı gelir kaybı hem işçi hem işveren yönünde kayıpların kesinlikle olmayacağını söyleyebiliriz. Buradaki sistem şu şekilde: Günlük Türkiye’de 7,5 saat çalışma var. Burada 5 ya da 6 gün üzerinden çalışılıyorsa günlük 7,5 saat değil de 1 ya da 2 saat daha fazla çalışma buna ekleniyor. Yani 8,5-9 saat çalışılıyor. Arta kalan 1-1,5 saatlik günlük çalışma saati 1 günü ıskartaya çıkarıyor.”

MESAİ SAATİ DÜZENLEMESİNİN AVANTAJLARINI BİR BİR SIRALADI

4 gün çalışma 3 gün izin sistemi ile İngiltere’de iş gücü verimliliğinin yüzde 86’ya ulaştığı anımsatılınca Emin Yılmaz konuya ilişkin şunları kaydetti:

“İşçi ve işveren için daha faydalı olacaktır. Avantaj kısmına bakarsak çalışan personeli zihnen ve fiziken daha sağlıklı hale getirip, bu sayede bireyin hastalık izinlerinin kısalacağı uzmanlar tarafından tespit edilmiş. Şirketlerin insan kaynaklarında yedek insan gücünün daha az sayıda bulundurulacağı, bireyin kendisine ve ailesine daha fazla zaman ayıracağını, bu çalışma modeli vasıtasıyla iş arayanlar bu uygulamayı yapan şirketleri daha cazip hale geldiğinden dolayı yetenekli insanlar yerleştirilebilecek. Personel maliyetlerinin azalmasında, yemek, enerji, yol ve servis maliyetlerinin azalmasının da daha hesaplı duruma düştüğünün tespiti yapılmış.”

ÇALIŞMA GÜN SAYISI AZALINCA MAAŞ DÜŞER Mİ?

Çalışma saatleri düzenlemesinin dezavantajlı kısmını da şu sözlerle açıkladı: “Burada çalışma günü ıskartaya çıktığından dolayı bazı işverenler özellikle bu araştırmadaki denek grupları ücret indirimi ile ilgili bazı taleplerde bulundu. Ama burada da günlük olarak daha fazla çalışıldığı için hiçbir şekilde iş kaybına, üretim kaybına yol açmadığını da söyleyebiliriz.”