1. HABERLER

  2. GENEL

  3. Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyaya duyurdu
Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyaya duyurdu

Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyaya duyurdu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu.

A+A-

Erzurum Güncel- Erdoğan, "İstikşafi görüşmeler başlatılsın dedik, Miçotaki meydan okuyor. Sen şimdi bu meydanı okuduktan sonra biz eninle nasıl bir araya gelelim. Önce haddini bileceksin. Yunan tarafının son günlerdeki açıklamalarında Kıbrıs Türk'ünü yok sayıyorlar. Bu işin iki devletli çözümden başka çözümü yok. İster kabul edin ister etmeyin. Artık federasyon falan yok!" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: 

Aziz milletim, değerli milletvekili arkadaşlarım sizleri en derin kalbi duygularım ile hasretle muhabbetle selamlıyorum. Dünyada halkının kurtuluş savaşını bizzat yöneten, her badirenin ardından ayağa kalkıp çalışan çok az Meclis vardır.

Ülke ve millet olarak böyle bir Meclis'e sahip olmakla ne kadar övünsek azdır. Meclis'i yeni ve tarihi bir görev daha bekliyor. Reformun çatısını oluşturan yeni anayasa teklifimizi milletimizle paylaştık. MHP'nin de teklife olumlu bakması ile Türkiye tarihinde ilk defa sivil bir anayasa hazırlama ve gerçek bir özgürlük ortamında milletin takdirine sunma şansına sahip olmuştur. Uzun süreli iktidar dönemleri bile sıkıntıları çözmeye yetmemiştir. Vesayet kurumlarının ve medyanın küstah meydan okumalarına kadar nice demokrasi ayıplarıyla karşı karşıya kalmıştır. Cumhuriyet mitingleri gösterileriyle, kendini milletin üstünde gören nice kibir abidesinin saldırılarına şahit olduk. Türkiye, son 7-8 yılda, sınırlarının içinden ve dışından sayısız yeni işgal girişimi ile karşı karşıya kaldı. Terörün, teröristin, sinsiliğin her türlüsünü yaşadık. Bu ihanetlerin hepsi, aziz milletimizin sinesine çarparak paramparça oldu. Diğer yandan sürekli sorun üreten yönetim sistemimizi de rehabilite etmek için çalıştık. Sonunda Cumhur İttifakı olarak ülkemizi yeni bir yönetim sistemine kavuşturmayı başardık.

Yakında kamuoyu ile paylaşacağımız insan hakları eylem planı hazırlıklarında da bunu gördük. Meclis'teki pek çok çalışmada da bu gerçek karşımıza çıktı. Her adımda meselenin eklektik yöntemlerle çözülemeyeceği gerçeği ile karşılaştık. Yeni bir anayasa çalışması başlatmıştık, tüm partilerden eşit üye ile bir komisyon kurarak yeni anayasa için ilk adımı atmıştık. Bu samimi adımımız, CHP'nin işi sürekli yokuşa sürmesi ve masayı devirmesi ile akamete uğramıştı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş aşamasında tekrar bunu gündeme aldık ancak iklimin buna uygun olmadığını gördüğümüz için konuyu dile getirmedik. Bugün uluslararası alanda özgürce irade ortaya koymuş bir Türkiye var. Yeni anayasa için şartlar gayet uygun.

Anayasaların toplumun kahir ekseriyetinin desteğini alması gerekir. Tercihimiz tüm partilerimizin bu sürecin içinde yer almasıdır. Bunun için sonuna kadar samimi bir gayret göstereceğiz. Ancak kimi partiler kendini sürecin dışında tutsa bile biz tüm kesimlerle konuşarak yeni anayasa çalışmalarının içinde olmalarını temin edeceğiz. Bunun için sonuna kadar, acele etmeden, her kesimle istişareleri yaparak bir anayasa metni ortaya çıkartmalıyız. Hatta bu öyle bir metin olsun ki, Türkiye'nin 150., 200. yılları kutlanırken, bu çalışma tarihi dönüm noktalarından biri olarak gösterilsin. Öyle bir metin olsun ki, anayasa hukuku literatüründe tüm dünyada örnek gösterilsin. Diğer toplumlara da ilham versin. Hiç şüphesiz bu konuda en önemli görev TBMM'ye, Cumhur İttifakımıza ve AK Parti grubumuza düşecektir. Sizlerden bu sürece özellikle sahip çıkmanızı istiyorum. Sayın Bahçeli'nin ortaya koyduğu çerçeveyi memnuniyetle karşıladım. Bu konuda Cumhur İttifakı olarak tam bir anlayış biçimindeyiz. İnsan hakları eylem planımızda yeni anayasa meselesi ile ilgili de özet bir çerçeve ortaya koyacağız.

Buradan akademisyenlerimize, üniversitelerimize, medya kuruluşlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin hep birlikte tekliflerimizi yıl içinde hazırlayalım ve tartışmaya başlayalım. Vizyoner bir bakış ile bunları milletimizle paylaşalım. Milletimizin önüne en kapsayıcı, ufku geniş metni koyalım. Cumhuriyetimizin 100. yılını yeni sivil bir anayasa ile karşılayalım. Biz, Cumhur İttifakı olarak çalışmalara en yapıcı katkıyı sunmakta kararlıyız. Nihai karar elbette milletimizin olacaktır. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.

Dünya salgın tehdidi ve tedbirlerinin yol açtığı ağır sorunlarla yüzleşiyor. Biz, sistemimizin gücü ve tedbirler sayesinde bu süreci nispeten daha az hasarla atlatıyoruz. Batılı ülkeler salgınla baş etmekte zorlanırken biz sonrası dönemin hazırlıklarına başladık. Esnaf başta olmak üzere her vatandaşımızın sıkıntısını biliyoruz. Çözüm için sürekli yeni destek programları geliştiriyoruz. Vatandaşlarımıza verilen destekler 51 milyar lirayı geçti. Bizim şu anda hazinemiz hamdolsun tamamen esnafımızın, milletimizin emrindedir. Bay Kemal bunları takip edemiyorsa ben ne yapayım. Biz kasamızdan çıkanı biliyoruz.

Bay Kemal, Malatya'yı Elazığ'ı bir gitsin görsün. Bence, 'ya bunu da nasıl da yapmışlar?' der.

Şehirde halkına hizmet etmek isteyen bir belediye yönetiminin, zihniyetinin var olmasıdır. Geçtiğimiz günlerde İzmir'deki yağışlar sonucu yaşanan sel felaketi ile ilgili bir habere benim de gözüm ilişti. Sel felaketinin ardından nasıl olduysa hatırladı CHP Genel Başkanı'na bir esnaf ''Altyapı İzmir'de bitik. Sizden ricam ediyorum, burada 35 senedir CHP var, lütfen bu altyapıyı düzeltin'' diyor. Aklıma bu vatandaşımız kimi kimi şikâyet ediyor düşünmedim değil. İzmir'deki Çiğli tramvayı temel atma töreninde konuşan Kılıçdaroğlu, kendi belediyesinin hazineden daha uygun şartlar borçlandığını övünerek anlatıyordu. İzmir Büyükşehir Belediyesi zaten bütçesinin 2,5 katı borçlu belediye olarak böyle bir borçlanma hakkına sahip değildir, Bay Kemal. Bunları öğren"

 

Ortada borçlanma izni bulunmadığı için belediyenin kredi kullanımız söz konusu değildir. Proje finansmanı ile tahvil ihraçları birbirleriyle ilgisi olmayan konulardır. Kılıçdaroğlu ekonomiden ve rakamlardan anlamadığı için hazinenin sağladığı uluslararası finansman kredi şartlarının daha uygun olduğunu da bilmiyor. Hepten cahil. Bunların hangi yalanlarını düzelteceğimizi bilmekten usandık. Bunları görünce bir anda 1994 yılında İstanbul Belediye Başkanlığına seçildiğimiz günleri hatırladık. Hazine ve Maliye Bakanlığı herhangi bir tahvil müsaadesi vermedikten sonra hiçbir belediye bu şekilde borçlanmaya gidemez. Bu sonunda bana gelir, benim de onaylamam gerekir. Ben onamadan bu dış borçlanmayı yapamaz. Bilmiyor. Hiçbir şeyi takip etmiyor. Bundan sonra da sen bu yanlışla gidecek olursan burada soru işaretleri artar.

İstanbul'u sokakları çöpten geçilmeyen, ulaşım felç, havası kirli, insanları sahipsiz bir şehir olarak devralmıştık. El ele verip, birkaç yıl içinde şehrin tüm sorunlarını çözüm yoluna koyduk. CHP belediyesinden devralmıştık. Bu meselelerin bazıları yeniden hortlamaya, CHP'li belediyelerin olduğu şehirlerde görülmeye başlandı.

Bakanların atanarak gelmesine tepki gösteriyor. Evet, bakanlar milletin seçtiği Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. CHP'deki gibi kasetle gelip, kasetle gitmiyor.

Bu ülke için ne yaptınız da karşı çıktık diyor. Anayasa Mahkemesi'nin, Danıştay'ın önünde kamp kuran, her kanunu yargıya taşıyan bunlar değil miydi? Esasen biz hiçbir partinin iç işlerine karışmayız, kendimizinkine de karışışmasını istemeyiz. Kiralık milletvekili vereceksin, böyle bir şey olabilir mi ya? Böyle demokrasi mi olur? Bunlar bunu da yaptı. Diğer partilerden istifa edenleri alkışla karşılayanların CHP'deki istifaları yerden yere vurmasını da ibretle takip ediyoruz. Bu tabloyu faşist zihniyetin ifşası olarak değerlendiriyoruz. Gelişmelerin düğüm noktası 2023 seçimleri olacak.

 

Kıbrıs meselesi Türk ve Kıbrıs halklarının ortak davasıdır. 1960'larda Kıbrıs Türk tarafına otonomi hakkı bile tanımayan bunlardı. Amaçları Ada'yı tek başlarına yönetmekti. Annan kendisi bana şunu söylemişti: ''Ben 4 kez bu işe giriştim, başaramadım, şimdi de başaramayabilirim.''.. Ben de kendisine dedim ki 'Türk tarafında garantör ülke olarak Türkiye'den olumsuz bir şey görmeyeceksiniz.'... 'Peki' dedi, başladı. Çalışmalar sürerken onlar kayış attı. Annan 'söz verdim, bu işi bitirmeden ayrılamayız' dedi. Referanduma gittik, Türk tarafı olarak soydaşlarımız yüzde 75 Evet dedi, Rumlar ise yüzde 65 hayır dediler. Bütün bunlara Güney Kıbrıs AB'ye alındı, Kuzey Kıbrıs alınmadı. 

İstikşafi toplantılar geçen hafta İstanbul'da başladı. Şimdi Miçotakis meydan okuyor. Biz seninle nasıl bir araya gelelim. Haddinizi bileceksin. Barış arayışı varsa sende bana meydan okuma, haddini bil. O zaman sen masayı tekmeledin, masadan kaçtın. Bu şekilde gitmesi halinde de biz seninle masaya oturamayız. Adalarda yaptıklarınız ortada. Neyinize güveniyorsunuz? Bir yerden destekler gelecek, buna mı güveniyorsunuz. Türkiye dimdik ayaktadır, gereğini de gerektiği zaman yapmasını bilir.  Miçotakis'e bir şey daha hatırlatmak isterim. Sen bazı dağlara güveniyorsun, o güvendiğin dağlara kar yağdı. Hiçbirinden sana fayda gelmez ama biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Onun için çılgın Türkleri iyi tanıyacaksın. İki devletli çözümden başka Kıbrıs'ta çözüm yolu kalmamıştır. İster kabul edersiniz ister etmezsiniz. Türk tarafına uygulanan ambargoları ağırlaştırarak sürdürüyorlar. Daha fazla izin vermeyeceğimizi tüm dünya bilmelidir. Yardımcım Fuat Bey Kıbrıs'a gidiyor, çalışmaları başlatacağız. 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.