1. YAZARLAR

  2. Mehmet ŞENER

  3. Davulumu İstiyorum
Mehmet ŞENER

Mehmet ŞENER

Yazarın Tüm Yazıları >

Davulumu İstiyorum

A+A-

Millet olarak müşterek özelliklerimizden birisi de vur denilince öldürüyor olmamızdır. Yöneticilerimiz de bu tiyniyette, sokaktaki sade vatandaşımız da? Kimi adamlar "ramazan davulcusuyuz" deyip, sahurda milletin canına düşüyordu ya, belediye de, bu ramazanda artan itiraz ve tepkileri dikkate alarak "sorun"a köklü çözüm buldu: "Ramazan davulcusu olmayacak!" Oldu mu peki? Hayır olmadı; hem de hiç olmadı. Bazı şeyler vardır ki yeri ve zamanında yapılması halinde hem güzeldir, hem de ihtiyaçtır. Misal ramazan davulu da bu fasıldandır ve üstelik de kadim bir geleneğin yaşatılması adına, bırakın yasaklanmasını teşvik dahi edilmesi gereken kültürel bir sorumluluktur. Yasaklamak veya yok saymak yerine, ıslah etmek daha doğru olmaz mıydı? Kaldı ki kimsenin yasağı filan da taktığı yok. Dün sahurda Kayakyolu'nda teneke çalar gibi yine davul tokmaklıyorlardı! Evet bu şekildeki davul, yaşlısından gencine, çocuğundan kadınına herkesi rahatsız ettiği gibi, asırlar öncesine uzanan bir geleneğe karşı da nefret birikimine yol açıyor. Ramazanın birinci ve ikinci günü Ankara'daydım. Sahurda ramazan davulcuları da vardı, klarnetçiler de? İftardan sonra ise, başta Gençlik Parkı ve Kuğulu Park olmak üzere, başkentin dört bir yanında çeşit çeşit eğlenceler düzenlenmişti. Kim neden hoşlanıyorsa, oraya gidiyor. Hadi Erzurum'un ne imkânı Ankara kadar çok, ne de Ankara'daki tolerans Erzurum'da mevcut. Fakat buna rağmen Erzurum'da belediyeler ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. Tamam belki ses düzeni iyi değil, hatta seçilen sanatçılar ve programlar için yeterince özen gösterilmiyor; olabilir. Ama sonuçta Erzurum bu işi yeni yeni öğrenmeye çalışıyor. Ramazan davulcusu için aynı şey geçerli değil. Bi kere yasak son derece anlamsız ve kaba bir tutumdur. Büyükşehirlerde belediyeler ramazan davulcularını sınava tabi tutuyor ve gerçekten geleneğe uygun biçimde davul çalanlar, yakalarında belediye tarafından verilmiş fotoğraflı tanıtım kimliği ile mesleklerini icra ediyorlar. Ahmet Küçükler'in bu kararı doğru olmamıştır. Yasak çözüm olsaydı, Türkiye hiç suç cennetine döner miydi? "Ramazan davulcusu olmayacak" demek yerine,"mesleğini düzgün biçimde icra edemeyenlere izin verilmeyecektir" şeklinde ilerlemek doğrusu olacaktı. Ayrıca şöyle bir durum da var: Belediye başkanları ne zamandan beri halkın gelenek ve göreneklerini iki satırlık emirle ortadan kaldırıyor? Ahmet Bey gibi iki dönem başkanlık yapmış ve hukuk tahsili görmüş bir yöneticiye, bu nobran tavrı hiç yakıştıramadım. Davul çalıyorum diye saçma sapan sesler çıkaranlara izin vermeyin tabii ki, fakat güzel bir geleneği de böyle bir kalemde harcamayın. "Sen sahura davul sesiyle mi uyanıyorsun?" diye soranlar için söyleyelim: Ben davul sesiyle uyanmıyorum. Ama ben davul sesiyle uyanmıyorum diye, asırlardır süregelen bir kültürün yok edilmesine de gönlüm razı olmaz. Hastayı, yaşlıyı, nöbet tutanları, öğrenciyi ve de ben davul sesi duymak istemiyorum diyenleri gözetmek ve onların hukukuna halel getirmemek kaydıyla davulumuzu geri istiyoruz. Haydi Sayın Başkan duy bu sesimizi? Dün Ankara'dan döner dönmez önce davul yasağıyla, sonra da yılanlı gösteriye karşı verilen tepkiyle karşılaştım. Davul meselesini anlatmaya çalıştık. Yılan meselesi ise, hakikaten anlaşılır gibi değil. Ramazanda yılanlı gösteri olmazmış! Yahu niye olmasın? Yakutiye vatandaşı sokaktan veya evinden cebren alıp bu tür gösterileri izlemeye mi götürüyor ki, diyorsunuz ki ramazanın ruhuna uygun değil. Ne zaman vazgeçeceğiz bu dayatmacı ve buyurgan anlayıştan? Kim neden hoşlanırsa onu izler, onu dinler. Sana ne, bana ne? "Sen olsan yılanlı gösteri izler misin?" İzlemem; çünkü ben yılanı da sevmem gösterisini de? Ama aynı şey başkaları için son derece cazip gelebilir, heyecan verici olabilir. Ben niye ona karışacakmışım ki? Ramazanın ruhu? Beylik bir laf? Ağzı olan sallıyor. İyi de efendi nedir bu ramazanın ruhu? Dozunda ve seviyeli olması kaydıyla Ramazan'da eğlence olmayacağına dair bir yasak mı var? Allah adına kim hüküm verebilir? Meydan orada gider bakarsın, meşrebine ve mezhebine uymuyorsa oturmazsın. Çünkü aynı saatlerde başka bahçe ve meydanlarda başka eğlenceler de var. Bir yerde türkü söyleniyor, başka yerde ilahi okunuyor? Bir yerde ortaoyunu var, öbür tarafta semazenler? Kimse kimsenin özgürlüğünü kısıtlamadığı ve hukukunu çiğnemediği sürece, isteyen istediği müziği dinlemeli ve arzuladığı eğlence biçimini yaşamalı? Yeter ki dayatma olmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.