Davutoğlu:'Kılıçdaroğlu’nun yerinde olmayı istemezdim'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Kılıçdaroğlu’nun yerinde olmayı istemezdim” dedi, çözüm sürecini istismar edenin gerekli cevabı alacağını söyledi.
Erzurum Güncel- AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinin, ciddiyetle sahiplendikleri ve gece gündüz mesai harcadıkları bir süreç olduğunu söyledi. Davutoğlu, “İçişleri Bakanımıza, güvenlik birimlerimize bu talimatı verdim. Kim çözüm sürecini bahane ederek ya da istismar ederek Türkiye’de kamu düzeni ile ilgili olarak bir şüphe uyandırmaya kalkarsa devletin güçlü eli onun üzerinde olacak” dedi. Davutoğlu’nun hedefinde CHP kongresi ve Kemal Kılıçdaroğlu da vardı. Davutoğlu, 944 imza ile aday gösterilen Kılıçdaroğlu’nun büyük oy kaybı yaşamasına ilişkin, “CHP kadrolarına nasıl şüphe hali vardır. Kim kime niçin oy vermedi? Doğrusu ben Kılıçdaroğlu’nun yerinde olmayı istemezdim” diye konuştu. CHP’YE BAŞÖRTÜSÜ TEPKİSİ Başbakan Ahmet Davutoğlu, ortaöğretimde alınan başörtüsü kararına ilişkin CHP’den gelen tepkileri değerlendirerek, "Bu milletin lise öğrencisi dahi artık sizden daha özgür kararlar veriyor. Sizin gibi ’tıpış tıpış gidip oy kullanacaksınız’ demiyor lise öğrencisi" dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, ikinci Bakanlar Kurulu’nda AB sürecini ele aldıklarını hatırlatarak, bir eylem planı paylaştıklarını ifade etti. Artık ortaöğretimde ve lisede de başörtüsünün tamamen özgür olduğunu anlatan Davutoğlu, gençlere seçme hakkının tanınması gerektiğine işaret etti. Gençlerin kıyafetlerini seçme özgürlüğünün olduğunu söyleyen Davutoğlu, "İhtilaf ve fitne bu zihniyetin kafasında. Öyle aileler var ki başı açık başı örtülü kardeşlerimiz yan yana. Lise öğrencisi kendi kararını veremez. Bu milletin lise öğrencisi dahi artık sizden daha özgür kararlar veriyor. Gerçek şahsiyet, özgürlük fikri ortaöğretimde oluşur. En kritik dönem ortaöğretim dönemidir. O dönemde gençlere kendi kıyafetini, kendi düşüncesini seçme hakkı vermezseniz daha sonraki dönemde başka talimatlar bekleyen gençler yetiştirirsin. 18 yaşında da onlara seçme ve seçilme hakkını tanıyacağız. Gençlerimiz daha erken karar almanın sorumluluğunu hissedecekler. Bu kararımız da eminim milletimizin nezdinde büyük bir coşku oluşturdu. Gençlerimiz, aynı ülkenin vatandaşı olmanın bilinciyle okullarımızda, Meclisimizde, kamuda hep beraber çalışacaklar" diye konuştu. Uyuşturucu ile mücadele eylem stratejisinin ana parametrelerini belirlediklerini anlatan Davutoğlu, "Kasım ayında Uyuşturucu ile Mücadele Şurası’nı toplayacağız. Bu belayı gençlerin önünden kaldıracağız, bu belayı gençlerin önünden kaldırana kadar uyuşturucu tacirlerine terörist muamelesi yapacağız. Siz de çocuklarınıza muhabbetle sarılın. Hiçbir güç anne yüreğinden güçlü değildir. Evladınızı ayıplamak, dışlamak yerine bağrınıza basın ki uyuşturucu tacirleri sizin aranıza giremesin. Uyuşturucu ile mücadele izleme komitesi, koordinasyon komitesi ve her vilayetteki yapılanmayla bu meselenin üzerine gideceğiz" ifadelerini kullandı. Maliye Bakanlığı’ndan aldığı brifingi hatırlatan Davutoğlu, kayıtdışılıkla ilgili çalışmaların yapılacağını ve devletin şans oyunlarına giremeyeceği yönündeki açıklamalarını yineledi. Davutoğlu, genel başkan yardımcılarından da brifingler aldığını anlatarak, her bir birimde gördüğü heyecanın kendisini de heyecanlandırdığını ifade etti. Bundan sonra da çalışmaların devam edeceğini belirten Davutoğlu, iki yeni mekanizma oluşturulduğunu bunlardan birincisinin ulusal güvenlik mekanizması, diğerinin ise çözüm süreci olduğunu dile getirdi. Çözüm süreci ile ilgili olarak AK Parti kadrolarının sağlam olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Türkiye’de provokasyona izin vermeyeceklerini belirtti. Çözüm sürecinin şu anda etnik ve mezhebi çatışmaların olduğu Ortadoğu bölgesindeki tek başarı hikayesi olduğunu belirten Davutoğlu, "Başka ülkeler etnik ve mezhebi temelde ayrışırken, problemler, girdaplar içine düşerken Türkiye Cumhuriyeti devleti bizim önceliğimizde, AK Parti kadroları bu meseleyi ebediyen çözmek için bir çaba içindedir. Bütün taraflara sesleniyorum, çözüm süreci ve kamu düzeni birbirine alternatif değildir. Bir çözüm süreci toplantımızda güvenlik bakanlarımız ve İçişleri Bakanımızı da bu talimatı verdim. Kim çözüm sürecini bahane ederek ya da istismar ederek Türkiye’deki kamu düzeniyle ilgili olarak bir şüphe oluşturmaya kalkarsa devletin güçlü eli onun üzerinde olur. Hiçbir şekilde şehirlerimizde, şehirlerimizin çevrelerinde çözüm süreci istismar edilerek farklı yapılanmalara gidilmesine izin vermeyiz. Eğer iyi niyet varsa ki olduğuna inanıyoruz ve bu şekilde yürümeye kararlıyız, çözüm süreci herkesin katkılarıyla başarıya ulaşacaktır ama istismar edenler, provoke edenler olursa onlara da kamu düzenini korumak adına gerekli cevaplar verilecektir. Bir çözüm süreci başladığında yaptığım bir metaforu tekrar paylaşmak istiyorum. Çok hızla akan bir nehirde karşıdan karşıya geçerken Elhamdülillah yarı yolu geçtik, geri dönmenin maliyeti karşıya ulaşmanın maliyetinden daha yüksektir. Bu herkes için geçerlidir, onun için bu meseleyi inşallah en kısa zamanda çözmek için kararlı şekilde sürdüreceğiz" dedi. Ahlak, erdem ve siyaset dersinden sonra üçüncü dersin insanlık dersi olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Partimizin, hükümetimizin bu süreçte herhangi bir zarar görmemesi için yoğun çaba sarfederken bir taraftan da Suriye ve Irak’tan gelen mülteci akınlarıyla uğraştık. Kürt kardeşlerimiz ve akrabalarımızla ilgili olarak dünyada hiçbir ülkenin atamayacağı adımlar attık. Sınırlarımızı aştık, her şeyimizi paylaşmaya hazır olduğumuzu bir kez daha gösterdik" diye konuştu. "KOBANİ’DEN GELENLERİN SAYISI 160 BİN 335" Geçen hafta 3 gün içinde 138 bin 211 vatandaşın Suriye’den Türkiye’ye girdiğini anlatan Davutoğlu, bunun bütün Avrupa ülkelerine son 3 yılda girenden daha fazla bir sayı olduğunu ifade etti. Davutoğlu, “Orada gösteri yapanlar sınırları açarak daha önce mültecilerin gelişine muhalefet ediyorlardı, şimdi sınırlarımızı Kürt kardeşlerimize de açtık hiçbir ayrım göstermeden. Şimdi başka niyetlerle provokasyona kalkışıyorlar? Bir insanlık meselesi söz konusu olduğunda bizim için Arap, Kürt, Türk, Yedizi yoktur. Sadece insan vardır. İnsana insanca muamele etmek vardır. Hepsi bizim akrabamızdır, hepsi bizim kardeşimizdir? Bu konuda herhangi bir istismara izin vermeyiz. Şu an itibariyle Kobani’den gelenlerin sayısı 160 bin 335. Hangi ülke buna bir anda kucak açabilir? Biz size gül atmaya devam edeceğiz ama o attığınız taşlar bu milletin vicdanına en çok da oradaki Kürt kökenli vatandaşlarımızın vicdanına atılan taşlardır" dedi. Dünyaya seslendiğini belirten Davutoğlu, "Biz bu insanlık sınavını onurla vakarla verirken, bu konuda tek bir karar almayan BMGK nasıl bu insanların yüzlerine bakacaklar. Biz yıllarca bu meselenin takipçisi olurken, mülteciler sorununu bu aziz milletin omuzlarına yükleyenler gelecekte bu insanların yüzüne nasıl bakacaklar" diye konuştu. Dördüncü dersin basiret ve strateji dersi olduğunu belirten Davutoğlu, "(Musul’da IŞİD tarafından konsolosluk görevlilerinin alıkonulması) Bizler gece gündüz onlara hangi şartlarda kalıyorlar, başlarına bir zarar gelir mi diye düşünürken, onları takip ederken ve yüreğimiz sürekli ürperirken, acaba bir şey olacak mı diye konuşurken birileri de bu 101 günü provokasyonla geçirdiler. Şunu dediler, ’Hükümetle IŞİD işbirliği içinde’. Bugün gündeme gelen bazı batılı rehineler aslında 1.5-2 yıl önce kaçırılmışlardı ama hiçbir o ülkenin basını bunu gündemde tutmadı. Ama bazı basın organları bu zaman zarfında öylesine yayın yaptılar ki, bizim üstünümüze öyle geldiler ki, biz bir şeyler söyleyelim o vatandaşların başına bir şey gelsin. Ama biz basiretle, sabırla davrandık. Benim hakkımda gensoru verdiler. İstediler ki, ben orada bir şey söyleyeyim rehinelerin can güvenliği tehlikeye girsin. Bütün söyledikleri yalan çıktı? Basiretle süreci yönettik" diye konuştu. Kılıçdaroğlu’nun kendisini aradığını ve bu tebriğin takdire şayan olduğunu anlatan Davutoğlu, "Aynı tavrı Sayın Bahçeli ve Cumhurbaşkanlığına talip olan Sayın Demirtaş’tan da beklerdim" dedi. Davutoğlu, "Bu devlet kendisi için çalışanı, bu millet kendisi için çalışanı ödüllendirmeyi bilmeli. MİT Müsteşarımız hakkında ne tür fitneler çıkarıldığını hepiniz biliyorsunuz. Şimdi her şey daha net anlaşılıyor. Bu operasyon sonrasında dahi nasıl bir yalan ve iftira kampanyası yürüttükleri ortaya çıkıyor. Bu paralelci zihniyet şu günlerde yaptıkları yayınla bu operasyonu hem küçük düşürerek hem arkasında başka saikler arama noktasına gittiler. Bunlar milletle sevinmeyi öğrenemedi ama biz onlara öğreteceğiz" diye konuştu. Suriye ve Irak’ın Türkiye’nin komşusu olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Suriye ve Irak bizim komşularımızdır ve komşumuz olarak kalacaktır? Suriye ve Irak halklarının kaderi bizim kaderimizdir? Suriye ve Irak’ta mezhebi çatışma, dini gerilim varsa Anadolu topraklarında biz rahat ve huzurlu olamayız. Irak’ta 2003 müdahalesinden bu yana bütün Iraklı kardeşlerimizin sürece etkin şekilde katılmasını arzu ettik, bunun için çalıştık" ifadelerini kullandı. "TÜRKİYE’NİN POLİTİKALARINDA MEZHEP VE ETNİK TEMELLİ YAKLAŞIM YOKTUR" “Bizi dinlemeyenler Irak halkına büyük bedel ödettiler hem de bölgeyi büyük açmazla karşı karşıya bıraktılar” diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların hiçbirinde Türkiye’nin sorumluluğu yoktur. Aynı şekilde Suriye’de daha hiç kimse harekete geçmemişken, Beşar Esad’ı ordu ile halkı karşı karşıya getirmemeye çalışan bizdik? Herkes köşesinde olanları seyrederken, Suriye’de olacakları gördüğümüz için defalarca Şam’a biz gittik. Mezhepçi politikalar takip etmeyin diye. Buna rağmen biz mezhepçi politikalar izlemekle itham edildik. Mısır’da da mezhepçi politika takip etmedik. Hiçbir zaman Türkiye’nin ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin politikalarında mezhep ve etnik temelli yaklaşım yoktur, olmayacaktır. Bizi hep niye açık tavır koymuyorsunuz diye eleştirenler daha olayları da takip etmiyorlar. Geçen sene Ekim ayında, hiçbir ülke yapmamışken IŞİD’le ilgili tanımlamayı açık ve net şekilde yaptık. Terör ve radikalizmin tek ilacı içselleştirici siyasettir, bütünleştirici kültürdür." "NEPOTİZM OLMAYACAK" İl başkanları ve partililere seslenen Davutoğlu, "Sizden beklentimiz nasıl Ankara’da üst düzeyde yapılan değişim nasıl olgunluk içerisinde yapılmışsa, il ve ilçelerdeki yapılırsa, değişimlerde de aynı olgunluğu göstermenizi bekliyorum. Küçük hesapların yer almasını istemiyorum. Bu süreçte nepotizm (akraba ve yakın arkadaşları kayırma) olmayacak" dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.