Erzurum Güncel- Zaman gazetesinin haberine göre, Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü'nde kalan 657 kişiden 16'sı nakış, 50'si dikiş ve giyim, 32'si de arıcılık kursu sayesinde meslek sahibi oldu. Dikiş ve giyim eğitimi görenler, kurs bitmeden ilk siparişlerini alarak aile bütçelerine katkıda bulunmaya başladı. Van ve Erciş'te 2011'de yaşanan depremlerde, birçok insan can verirken, geri kalanlar da büyük acılar yaşadı. Depremzedeler acılarını hafifletmek için dinî değerlere sarılmayı tercih ediyor. Bunun yanında kendilerine sunulan kurs imkânlarından faydalanarak meslek sahibi oluyorlar. Vanlı depremzedeler, 2011'in Ekim ayında yaşadıkları büyük depremin ardından farklı şehirlere gittiler. Erzurum'da Milli Eğitim Bakanlığı Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü'nde bugüne kadar 657 kişi kaldı. Depremzedeler burada okuma-yazma ve meslek edinme kurslarına katılıyor. Okuma-yazma kursuna 24 kadın devam ediyor. Bilgisayar kursundan ise 46 depremzede faydalanıyor. Bugüne kadar nakış kursundan 16, dikiş ve giyim kursu sayesinde 50 kadın meslek sahibi oldu. Ayrıca arıcılık eğitimi alan 32 kişiye arıcılık sertifikası verildi. Enstitü Müdürü Erdal Korkmaz ise misafirlerin mutluluğundan duyduğu sevinci, "Acılar yerini sevince bıraktı. İnsanların yüzündeki tebessüm beni dünyanın en mutlu insanı yapıyor." sözleriyle dile getiriyor. Enstitüde çocuklara yönelik eğitimlerde ise 19 kişiye anasınıfı hizmeti veriliyor. Kreşten faydalanan çocuk sayısı 32. Sınava hazırlanan öğrenciler de unutulmamış, seviye belirleme sınavları için açılan kurstan 25 öğrenci faydalanıyor. Depremzede olup anasınıfında öğretmenlik yapanlar da var. Dikiş ve giyim kursunu başarıyla tamamlayıp arkadaşlarıyla açacakları serginin hazırlıklarını yapan Sevtap Emek, depremden önce bir işi olmadığını, kendilerine sunulan imkânla meslek sahibi olduğunu belirtiyor. Van'a döndüğünde kendi işini yapacağını sözlerine ekleyen Emek, "Acılarımızı nasıl unutacağımızı bilmiyorduk. Her gün kâbus gibi geçiyordu. Bu işlerle uğraşmaya başladıktan sonra normalleşmeye başladık. Acılarımız bir nebze olsun dindi." diyor. Aziziye Halk Eğitim Merkezi eğitmeni Ayşe Aydın, dikiş ve giyim kursuna katılan kadınların oldukça azimli olduğunu belirtiyor. Kurs bitmeden sipariş almaya başlayan ve aile bütçelerine katkıda bulunacak seviyeye gelen depremzedeler olduğunu söylen Aydın, "Kurs boyunca yapılan ürünler Enstitü'de sergilenecek. Buradan da gelirler elde edilecek. Bu durum hem kursiyerlerin kendilerine olan özgüvenlerinin artmasına hem de acılarının hafiflemesine vesile oluyor. Onlardaki değişim gözle görülebiliyor." ifadelerini kullanıyor. Acılarını Kur'an-ı Kerim okuyarak dindiriyorlar Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından görevlendirilen 3 vaize tarafından depremzede 60 kadına Kur'an eğitimi veriliyor. Erkekler ise Kur'an derslerini müftülük tarafından görevlendirilen imamdan alıyor. Genç, yaşlı 30'a yakın erkek Kur'an'ı öğrenmiş şimdilerde kimi tecvit öğreniyor, kimi de hafızlığa hazırlanıyor. Kur'an'ı sadece öğrenmekle yetinmeyenler de var. Numan isimli çocuk ise hafız olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Depremzedelere imamlık yapan Fatih Alver ise gözlemlerini anlatırken şaşkınlığını, "İnanılmaz derecede bir gayret var. 50 yaşını aşmış Cem amca bile çok kısa sürede Kur'an okumayı öğrendi." sözleriyle ifade ediyor. Depremzedeler, haftada 2 gün de psikolog desteği alıyor. Burada aylardır bir arada kalan, ortak bir yaşam sürdüren 114 aile adeta tek aile haline gelmiş. Onlar zor durumda kendilerine uzanan bir ele nasıl teşekkür edeceğinin ve vefa göstereceğinin hesaplarını yapıyor. Depremzedelerin dilinden "Allah herkesten razı olsun." duası eksik olmuyor. Zaman