1. HABERLER

  2. EKONOMİ

  3. Doç. Dr. Hasan Türkez, açıkladı!
Doç. Dr. Hasan Türkez, açıkladı!

Doç. Dr. Hasan Türkez, açıkladı!

Doç. Dr. Hasan Türkez, Erzurum’un Kafkaslar, Orta Asya ve Ortadoğu’nun Nanoteknoloji Üssü olma yolunda önemli bir merkez olabileceğini söyledi. İşte o haberin ayrıntıları...

A+A-

Erzurum Güncel- Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Türkez, Erzurum’un Kafkaslar, Orta Asya ve Ortadoğu’nun Nanoteknoloji Üssü olma yolunda önemli bir merkez olabileceğini söyledi. Atatürk Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 17-19 Mayıs 2012 tarihleri arasında bu yıl 3.sü düzenlenen Uluslararası Türk Şöleni kapsamında gerçekleştirilen “Bütün Yönleri ile Türk Dünyası Sempozyumu”’nun ilk gününde Atatürk Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi BAHTİYAR VAHAPZADE salonunda konuşan Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Türkez Türkiye ve Türk Cumhuriyetlerinde Nanobiyoteknoloji araştırmalarının durumu ve OECD Ülkeleri İle Karşılaştırılması üzerine bir analiz ve değerlendirme sunusu yaptı. 19. Yüzyılda tekstil ve demiryolunun, 20. Yüzyılda otomotiv ve Bilgisayar teknolojilerinin insanoğlunun refahını arttıran devrimsel gelişmeler olduğunu, 21. Yüzyılda ise nanoteknolojinin en önemli sanayi devrimi olarak kabul edildiğini belirten Doç. Dr. Türkez, pek çok ülkenin bu teknolojiyi en kritik araştırma alanı olarak gördüğünü ifade etti. Türkez, konuşmasında başta malzeme ve imalat sektörü, elektronik ve bilgisayar teknolojileri, tıp ve sağlık sektörü, havacılık ve uzay araştırmaları, savunma sektörü ile biyoteknoloji ve tarım olmak üzere pek çok endüstri alanında kullanım potansiyeli yüksek olan bu teknoloji ile enerji maliyetlerinin düşürülebileceği, üretim süreçlerinin kısalacağını ve ulusal gelirin artırılabileceği belirtti. Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ve OECD ülkelerinde 90’lı yıllardan günümüze kadar yürütülmüş olan araştırma sayılarına ait verilerin ışığında ülkemizin bu teknolojide önemli bir mesafe kat ettiğinin görüldüğü ancak bunun henüz istenen düzeye ulaşmadığını anlatan Doç. Dr. Türkeç, Türk Cumhuriyetlerinin nanoteknoloji araştırmalarına katkılarının oldukça yetersiz olduğu ve söz konusu cumhuriyetlerde bu konuda ciddi farkındalık oluşturulması gerektiği vurguladı. NANOTEKNOLOJİK ÇALIŞMALARIN ÖZENDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL FARKINDALIĞIN OLUŞTURULMASI GEREKMEKTEDİR Avrupa Birliğinin 6. Çerçeve Programı sayesinde nanoteknoloji araştırmalarına yeniden yapılanma ve ivme kazandırdığını, ülkemiz de ise TÜBİTAK tarafından hazırlanan Vizyon2023 Programı’na öncelikli alanlardan biri olarak alınmış bulunmasının bu konuyu verilen değerin önemli göstergeleri olduğu belirten Doç. Dr. Türkez, “Türk Cumhuriyetleri ile bölgesel, tarihsel ve kültürel açıdan ortak özellikleri bulunan ülkemizin bu konuda kardeş ülkelere rehberlik edebileceğini ve bu yolla asrın teknolojisinin yaygınlaşmasını sağlamasının mümkün olabilecektir. Aralarında kardeşlik bağı bulunan Türk Cumhuriyetleri’nin geleceğin teknolojisinde söz sahibi konuma gelmesini sağlamak, konu ile ilgili uluslararası yayın ve patent sayısını arttırmak, üretilen teknolojilerin endüstriyel uygulamalarda hayata geçirilmesini sağlamak ve dışa bağımlıılığın önüne geçmek ve en önemlisi geleceğin teknolojisinde Türkiye ve Türk Cumhuriyetlerinin etkin rol alabilmelerini sağlamak amacıyla tamamlayıcı unsur olan medyanın desteğiyle nanoteknolojik çalışmaların özendirilmesi ve toplumsal farkındalığın oluşturulması gerekmektedir. Ortak katılımla kurulacak nanoteknoloji araştırma merkezleri ile Türk Cumhuriyetlerinde ortak bilim politikalarının oluşturularak, ülkeler ve üniversiteler arası kalıcı ilişkilerin kurulması önem arz etmektedir. Bu merkezler yoluyla Nanoteknoloji alanında gerekli altyapının oluşturulması, geliştirilecek projelerin sürdürülebilir olması ve araştırma finansman kaynaklarının temin edilmesi mümkün olacaktır. Bu merkezlerde araştırmaları yürütecek bilim adamları yetiştirilerek, eğitim ve araştırma faaliyetleri geliştirilmelidir. Anadolu’daki en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Erzurum’un son dönemlerde bölgesinde saygın yeri olan bir bilim ve eğitim merkezi haline geldiği bu nedenle de ortak nanoteknoloji politikaları doğrultusunda kurulabilecek merkezlerin Erzurum’da olmasının çok isabetli olacaktır” Doç. Dr. Türkez, 2010 yılında kurulan ve bu yıl Fen Fakültesi bünyesinde Moleküler Biyoloji ve Genetik ile Matematik, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi bünyesinde Makine Mühendisliği, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat ve İşletme bölümlerine öğrenci alarak eğitime başlayacak olan Erzurum Teknik Üniversitesinin bünyesinde İstanbul ve Ankara'dan sonra Türkiye'nin üçüncü Yüksek Teknoloji Araştırma Merkezi'ni kurulacağını ve bu merkezde nanoteknoloji-nanobiyoteknoloji ve diğer ileri teknoloji alanlarında çalışmalar yapacaklarını da sözlerine ekledi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.