Ekrem, “Erzurum’da yeniden kendi küllerimden doğabilir miyim” provası yaptı!
Peşinen belirteyim ki…
İmamoğlu’na yapılan taşlı saldırıyı; amasız, fakatsız, lakinsiz kınıyorum.
Şiddet, nereden gelirse gelsin, kime dönük olursa olsun…
Şiddet, bir insanlık ayıbı ve utanç sebebidir.
Ceza kanununda bir madde var: “Tahrik indirimi.”
Haberlerde sık sık duyarsınız, “Falanca kişinin aldığı ceza, ağır tahrikten ötürü şu kadar indirildi.”
Bu bile bazı hallerde (tıpkı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum örneğinde olduğu gibi) asla şiddeti meşru ve makul göstermez.
Gelelim meselenin asıl özüne…
Karşımızda, yasa tanımayan hatta kimi hallerde kendini devletin de üstünde gören hadsiz ve şımarık bir belediye başkanı var.
“Miting yapmayacağım, yalnızca esnafı selamlayacağım” diye dilekçe veriyor; ardından otobüsün üstünde akla ziyan kelamlar ettikten sonra, etrafına toplanan üçyüz beşyüz kişiyle miting yapmaya kalkıyor.
Erdoğan’ın İstanbul’daki asrın en büyük mitingi karşısında, alabora olan gemiye dönen artık bilmem kaçlı masa, zevahiri kurtarmak, en önemlisi de Batı medyasını ayağa kaldırmak için türlü kurnazlığa başvuruyor!
Erzurum’daki olayın zamirinde de, işte önceden çalışılmış o kurnazlıklardan biri var.
Allah aşkınıza söyler misiniz, AK Parti daha bir hafta önce aynı Erzurum’da muhteşem bir miting yapmadı mı?
AK Parti neyin ezikliğini yahut da korkusunu yaşıyor olabilir ki, İmamoğlu’nun sözde mitinginden çekinsin, paniklesin?
Erzurum halkı, kahır ekseriyetle zaten tercihini çoktan yapmış… Hal böyle iken Erzurum’da sadra şifa oyu bile olmayan CHP’yi niye ciddiye alsın, yapacağı mitingi niye taşlasın?
Mehmet Sekmen, yaptığı devasa hizmetlerle Erzurum’un takdirini toplamış bir belediye başkanı… Onca işinin gücünün arasında, oturup Ekrem İmamoğlu’nu nasıl engellerim diye hesap mı yaptı?
Eleştirin, ama komik olmayın.
Çok önemli bir husus daha:
Birilerinin sandığı gibi Vali Okay Memiş, haddini bir hayli aşan Ekrem’e boyunun ölçüsünü bildirmekten ne aciz biridir ne de devletin o makamını küçük düşürecek biridir.
Vali, İmamoğlu’na, “Kes ulan terbiyesiz” demediyse bu, O’nun aldığı devlet terbiyesinin bir icabıdır.
Birkaç ay önce cumhurbaşkanı adayı olarak yola çıkan ama geldiği nokta itibariyle sadece çırak çıkan Ekrem İmamoğlu, kimsenin kuşkusu olmasın ki 14 Mayıs sonrası için hesap yapıyor:
Seçimde mağlup olmuş Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine CHP’nin başına geçebilir miyim?
Gündemde kalmanın türlü yolları vardır.
Hani derler ya reklamın iyisi kötüsü olmaz diye…
Ekrem İmamoğlu bu anlayışta bir zat…
Yapmaya çalıştığı şu:
Ne yapmalıyım ki, dibe vuran siyasi karizmamı yeniden ayaklandırayım, sönen yıldızımı yeniden parlatayım?
Vaka o ki, Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’nun otobüsüne birileri taş fırlattı, pet şişe attı.
Baştan sona yanlış ve aptalca bir eylem…
Ekrem İmamoğlu değil bir kere, bir ay boyunca Erzurum’da kalıp mitingler yapsa ne değişirdi ki, bu ziyaretinden ötürü AK Parti korkmuş olsun…
İdari ve adli soruşturma titizlikle devam ediyor.
Kameralar sayesinde taş atanlar da maksatları da ortaya çıkacaktır.
Emniyeti acımasızca karalayanlar, az biraz sabretselerdi, bu olayın aslında hiç de durup dururken olmadığını göreceklerdi.
Üstelik polis, taş atanlara da esaslı biçimde müdahale etti.
Ekrem İmamoğlu, gittiği yerlerde hır çıkarmayı seviyor!
Ya polisle ya da valilerle kavga ediyor. O da olmadıysa kendisini eleştiren vatandaşa kafa tutuyor!
Tamamen AK Parti’nin hatası yüzünden İstanbul’da kazandığı seçimi, asrın zaferi gibi gören Ekrem, bu halet-i ruhiye ile artık “devlet benim” demeye başladı!
Adama sormazlar mı, ey Ekrem İmamoğlu, madem kendini artık partiler üstü bir büyük lider görüyorsun…
O halde niçin CHP seni madara etmesine rağmen istifa edip cumhurbaşkanı adayı olmadın?
Erzurum’da bir şey denemek istediler ve kısmen de amaçlarına ulaştılar.
Fakat unuttukları şu: Atılan üç beş taşla devrim yapılmaz, taşkınlık yapıp sağa sola çemkirmekle de lider olunmaz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.