Erdoğan çok sert çıktı!
Başbakan Erdoğan'ın, partisinin grup toplantısından ülke gündemine ilişkin açıklamalarda buludu.
Erzurum Güncel- İşte o konuşmadan satır başları... 'KADINA KALKAN ELİ LANETLİYORUM' Önümüzdeki cuma günü hem dünyada hem de Türkiye'de 8 Mart dünya kadınlar gününü kutlayacağız. Yarın Türk Metal İş sendikasının düzenleyeceği bir etkinlikte kadınlar gününü kutlayacağız. 8 Mart'ta ise inşallah Siirt'te olacağız. Bir yanda açılış yapacağız bir yandan da Siirt'teki hanım kardeşlerimizle bu önemli günü ele alacağız. Kadına yönelik şiddeti,kadına kalkan eli şiddetle lanetlediğimizi bunu durdurmak için de her türlü tedbiri alacağımızı buradan bir kez daha ifade ediyorum. Şiddetin her türlüsü kötüdür. Kadına ve çocuğa şiddet tahammül edilemeyecek bir kötülüktür. Kadına el kaldırmak, kadını katletmek, bazılarının töre adı altında ifade ettiği gibi kahramanlık değil insafsızlık vicdansızlıktır. Kadına yönelik şiddet konusu başta muhalefet olmak üzere siyasi istismar aracı olarak kullanılıyor. Şiddet daha fazla duyarlılık gösterildiği için sanki şiddette bir artış varmış gibi gösteriliyor. Geçmişte hiç bir bilimsel istatistik tutulmamış. 'ARABESKTEN NİYE RAHATSIZ OLUYORSUNUZ?' Önceki gün Pazar sabahı saat 8.30 itibariyle çok değerli sanatçımızı sevgili Müslüm Gürses'i hakka uğurladık. Kendisine rahmet niyaz ediyorum. Müslüm Gürses sadece bir ses sanatçısı değildi. Gençliği derinden etkileyen bir sasnatçıydı. Sanatçının yanında bir itirazın bir sivil itirazın da unutulmaz önderiydi. Duyguların temsilcisiydi. Bakınız burada şu anektodu paylaşmak istiyorum. Merhum Aşık Veysel bir dönem sazıyla Sivas'a inememiş şehir merkezine giremediğini söylemiştir. Elindeki sazı elinden alan polisin sazı kırdığını ya da yaktığını söyler. Saz gerici bir müzik aleti olarak görülür. Görüldüğü yerde toplanması yakılması emri veriliyor. Bu CHP zihniyeti böyle bir şeydir. Halk müziği dahi yasaklanıyor. Türkiye'nin en büyük değerlerinden Itri de hafızlardan silinmek isteniyor. Ankara'da bir Itri konseri verilmesi planlanıyor. Ama daha plan aşamasındayken sözüm ona sanatçılar da devreye giriyorlar ve senfoni salonunda tek sesli müzik yapılamaz deniyor. Dönemin Kültür Bakanı görevden alınıyor. Devlet Konser salonunda Itri konseri icra edildi. Hatta dönemin Kültür Bakanı bu niyetinden dolayı görevinden alınıyor. Bu anlamsız yasağı biz kaldırdık. 'AHMET KAYA'YA YAPILANLARI UNUTMAYIN' İnsanların siyasi tercihlerine dini tercihlerine kılık kıyafetlerine müdahale edildiği kadar o duygularını nasıl ifade edileceğine de müdahale edildiler. Müslüm Gürses, Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur halkın diliyle müzik yaptılar. Yıllarca bu ülkede arebest müzik tartışması yapıldı hala yapılıyor. Bırakın ya onun da bir kitlesi var. Farklılıklar bizim zenginliğimiz niye rahatsız oluyorsunuz. Bu insanlar halkın içinden geldiler. Boyunları büküktü kalpleri kırıktı. Sazlarıyla sözleriyle baskıya çok güçlü bir şekilde isyan ettiler. Merhum Ahmet Kaya gurbette gözlerini yumdu. Seversin sevmezsin ayrı konu. Şivan Perver benzer bir tek tip baskı sonucu terör örgütünün baskıları yüzünden memleketine hasret yaşıyor. Ahmet Kaya'ya yapılanları unutmayın. O köşelerinde yazı yazanlar duayen geçinenler neler yaptılar. salondan zor kaçırıldı Ahmet Kaya. Ama aynı Ahmet Kaya beni Pınarhisar'a uğurlayan isimlerden birisidir. Çünkü o da aynı duyguların insanıydı. Belediye Başkanlığım döneminde kendisiyle olan diyaloğumuz çok farklıydı. Bu sanatçılar horlandılar aşağılandılar. Halkı olduğu kadar halkın sevdiği müzisyenleri aşağılamaya devam ettiler. Toplumu dayatma sevdası olanlar içinde var. Dinlersiniz dinlemezsiniz ama halkın tercihine saygı duymak tahammül etmek zorundasınız. Yine belediye başkanlığım zamanında kendisiyle görüşmelerim olmuştur. Kendisinin nasıl bir duygu insanı olduğunu çok iyi biliyorum. Zaten yaptığı müzikte bunu görüyorsunuz. Müslüm Gürses'i eserleri olduğu kadar bu isyanıyla da hatırlayacağız. Tekrar kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. 'DÖNÜN ÇAĞRISI YAPTIM' Viyana'da Medeniyetler İttifakı forumuna katıldık ve ardından da Türkiyeli öğrencilerle bir araya geldik. O öğrencilerle Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya dizelerini paylaştık. Orada lisans ve lisans üstü eğitimlerini görüyorlar. Bir kısmı dönüyor bir kısmı da orada yaşamlarını sürdürüyor. Ben kendilerine Türkiye'ye dönün çağrısı yaptım. Artık Türkiye'de parya değilsiniz dedik. 1 Mart'ta Almanya Sosyal Demokrat Parti Başkanı ile daha sonra da ABD DIşişleri Bakanı Kerry'i Ankara'da ağırladık. Dün de Yunanistan Başbakanı'nı 10 bakanıyla birlikte ağırladık. Sayın Samaras ile birebir görüşmemiz oldu. İki ülke arasındaki ilişkileri tüm ayrıntılarıyla görüştük. 'BÜYÜKŞEHİR OLAN 29 İLİ İLÇELERİYLE ZİYARET EDECEĞİZ' İnşallah bu haftasonu da Siirt'e gideceğiz ve ardından planımız Mersin ve Eskişehir var. Art arda 29 büyükşehir olan illerimizi dolaşacağız ve sadece şehir merkezi değil ilçeleri de dolaşıp halkımızla bütünleşmek istiyoruz. Bizim için sandıktan çıkan sonuç istatistikler değil, köyünde ziyaret ettiğimiz vatandaşımızın hissiyatı önemlidir. Vatandaşımız sandıkta oyunu kullanır ama ondan sonra ne düşünür biz bunu önemsiyoruz. Başbakanım nolur buradan evimize gidelim. Annem bir kahve yapar güzel falan dedi. Ama ben senin kahveni içeceğim dedim. 'ŞEHİT VE GAZİ YAKINLARIMIZ MANÜPİLASYONA MARUZ KALIYOR' Bize karşı umudun daha fazla arttığını gördüm. Kayseri ve Balıkesir'de şehit ve gazilerin bilgi amaçlı sözleri oldu. Şehit yakınlarımızla da gazilerimizle de tam bir iletişim içindeyiz. Samimiyetle sabırla adımlarımızı atıyoruz. Şehit yakınlarımız ve gazilerimiz yaşadıkları acılardan ötürü art niyetli çevrelerin manüpilasyonuna maruz kalıyorlar. Muhalefetin ağır tahrikleri ve iftiraları istismarları nedeniyle şehit ve gazilerin süreçle ilgili soru işaretlerine sahip olduklarını gördük. Bizim şehitlerimizin ruhunu muazzem edecek hiç bir adımı atmamız mümkün değildir. 'TERÖRÜ ÇÖZMEK İÇİN NE YAPTILAR?' Allah aşkına bu nasıl bir milliyetçiliktir. Bu ülkenin şehitleri en son kendileri şehit olsun diye canlarını verdiler. Bu şehitler bu toprakların huzuru için birliği için canlarını ortaya koydular. Bu ülkeye korkaklık fitne salmak milliyetçilik değildir ve olamaz. Şehit cenazeleri önünde slogan atmak milliyetçilik değildir. Hem sizlerden hem aziz milletimden bir şey rica ediyorum. 30 yılı gözümüzde canlandıralım. BDP'nin farklı isimler altında nerede durduğunu herkes biliyor. Ama ben CHP ve MHP'nin nerede durduğuna dikkatle bakmanızı öneriyorum. Peki terörü çözmek için ne yaptılar. 30 yıl boyunca CHP'nin de MHP'nin de iktidarda olduğu dönemler oldu ama çözüme hiç bir katkısı olmadı. MHP bu süreçte küfretmekten hakaret etmekten bir de şehit cenazelerini istismar etmekten başka bir şey yapmadılar. Her salı BAhçeli'yi dinleyin intikam küfür her şey var. Muhalefette oldukları dönemde de bir şey yapmadılar. Biz çözmüyoruz çözdürtmeyeceğiz dediler. Dikkat edin hiç bir tasavvurları yok. Hatta neyi eleştirdiklerini bilmez haldeler. Bizi ihanetle suçlayanlara sesleniyorum: Siz 30 yıldır milli bir duruş sergileyemiyorsunuz. Eğer ortada bir ihanet varsa bu millete yapılan gençlere yapılan bir ihanettir. 'KILIÇDAROĞLU DOĞRU SÖYLÜYOR' Yalan söyleyenden Başbakan olmaz diyor CHP lideri. Bakın bu süreçte CHP Genel Başkanı'nın söylediği tek şey bu. Evet doğru yalan söyleyenden Başbakan olamaz. Bunun için Kemal Kılıçdaroğlu yalan söylemeye devam ettiği için Başbakan olamayacak. Hala diyor ki bu işin çözüm yeri parlamento. Samimiysen dürüstsen o üç tane arkadaşını görevlendirelim ne gerekiyorsa yapalım. Bakınız CHP'de Meclis kürüsüsünden ırkçılık yapan vekil kazandı CHP böylece aslına rücu etti. CHP 30 yıl bouyunca bu işin çözülmemesi için nasıl ayak direttiyse bugün de aynısını yapıyor. MHP aynısını yapıyor. SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK OLMAZ Bu sürece destek vermek sadece siyasilerin görevi değildir. STK’Ların da medyanın da görevi. Balıkesir’de İmralı görüşmelerini yayınlayan gazetelerle ilgili sözlerim oldu. Kimse bu sabotajın üzerine gitmiyor. O bildik yazarlar bize basın özgürlüğü dersi vermeye kalkıyor. Sınırsız bir özgürlük olamaz. Kendi özgürlük alanını geçiyorsan mütecaviz olursun. ELEŞTİRİMİZİ AÇIK AÇIK SÖYLERİZ Medya kendine göre nasıl bir özgürlük alanı ilan ediyorsa biz de hissiyatımızı açıklamak konusunda ve sorumluluk üstlenen insanlar olarak bizler de en az onlar kadar özgürüz. Biz eleştirimizi açık açık dile getiririz. Ama aynı zamanda sansürün karşısında gazetecilerden de önce dururuz. Hiçbir devirde yazamadıklarını yazıyorlar. Biz onlara kürsülerden cevap vermiyoruz. Bunlar gitsinler mahkemelerde cevap versinler. Kimse de mahkemeye gönderme diyor. BİZİM NE SÖYLEDİĞİMİZE BAKIN Basın özgürlüğü diyenler ABD’ye baksın. Orada medya milli meseleler karşısında milli tavır göstermeyi başarıyor. CHP ve MHP, terör örgütünün bu ülkede siyaseti şekillendirmesine zemin hazırlamışlardır. Aynı şekilde medya kuruluşları yaptıkları yayınlarla terör örgütüne oksijen sağlamıştır. Biz malum medya ile değil, CHP ve MHP ile değil milletimizle yürüyoruz. Biz son noktayı koyuncaya kadar ortada dolaşan her belge, bilgi dedikodudan öteye geçmez. Şu anda dolaşan belgelerin de kimler tarafından nasıl sızdırıldığını kısa zaman içinde açıklarız. Kimin ne söylediğine değil bizim ne söylediğimize bakın. 'BU SÜREÇTE TAVİZ VERMEYİZ' Biz az konuşuyor çok iş yapıyoruz. Önüne gelen konuşmaya çalışırsa birisi baltayı taşa vurursa bu kriztali kırarız. Biz bu süreci başarıyla bitirmek zorundayız. Biz kanı durdurmak için adeta çırpınıyoruz. Biz bu süreçte hiç bir taviz vermeyiz. Milletin değerleriyle örtüşmeyen hiç bir adımı atmayız. Milletimizin hayır duası bizimle oldukça her tahriki ezer geçeriz. Milletimiz bize güvensin. Şehitlerimizin bize emanetlerini daha da büyütmektir. Bu arada Halkbankamızın voleybol takımı bize bir ilki yaşattı. Erkeklerde Avrupa şampiyonu oldular. Şu anda şamoiyonluk kupasıyla buradalar. Tüm takımı buraya alalım. Bu heyecanı birlite yaşayalım.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.