Erdoğan'a ayetli cevap
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Zonguldak gezisinde Genel Maden İşçileri Sendikası’nı ziyaret etti. Kılıçdaroğlu burada sendikanın taşeronlaşmaya karşı durması gerektiğini söyledi. Ardından Kılıçdaroğlu sustu. Parti Meclisi üyesi emekli müftü İ
Erzurum Güncel-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak’ın Devrek İlçesi’nde kalabalık bir partili grubu tarafından karşılandı. Partilileri selamlayan Kılıçdaroğlu, yaklaşık 120 araçlık konvoy ile Zonguldak’a hareket etti. Şehir merkezinde otobüsten halkı selamlayan Kılıçdaroğlu, Genel Maden İşçileri Sendikası’na (GMİS) geldi. Kılıçdaroğlu, GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu ve maden işçileri tarafından sendika binasının önünde çiçeklerle karşılandı. “ÜRETENİN YANINDAYIZ” Ramis Muslu’nun makamına çıkan Kılıçdaroğlu, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Hakkı Süha Okay, kurultayda Parti Meclisi'ne seçilen İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ve partililer, grizu faciasında ölen 30 madenci için başsağlığı dileğinde bulundu. Sendikanın taşeronlaşmaya karşı durması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, CHP olarak yeraltında üreten emekçinin yanında olduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Aramızda zaman zaman görüş farklılıkları olabilir ama CHP olarak her zaman üretene, katma değer yaratana destek vereceğiz. Biz de sizden tek bir şey istiyoruz. Siz de koşulsuz olarak yanınızda olan CHP’ye destek verin, Türkiye’ye destek verin. Türkiye’yi içinde bulunduğu darboğazdan el ele vererek çıkaracağız” dedi. Muslu da madenciliğin ayrı bir deneyim, bilgi, kültür isteyen bir iş kolu olduğunu belirterek, “Yer altında kesinlikle taşeron firma istemiyoruz” diye konuştu. MADENCİLER İÇİN DUA ETTİ Parti Meclisi üyesi emekli müftü İhsan Özkes, Muslu’nun makamında ölen madenciler için dua etti. Özkes, Başbakan Erdoğan’ın, “Bu mesleğin kaderinde bu var” sözlerine karşılık, “Bu kader değildir. Bu anlayış çok tehlikelidir, bir anlamda intihar demektir. İntihar günahtır, hiçbir madenci bile bile intihar etmez” dedi. “Tedbir, takdiri bozar” şeklinde bir söz olduğunu hatırlatan Özkes, tedbir alınması ve İslam dininin doğru anlaşılması halinde bu tür olayların yaşanmasının önüne geçilebileceğini ifade etti. AYETLİ CEVAP CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Sayın Başbakan şunu çok iyi bilsin kaderin ne olduğunu biz de biliyoruz ama önce insan aklını kullanacaksınız, gerekli önlemleri alacaksınız sizin gücünüzü aşan bir olay olursa onu 'kader' olarak söyleyeceksiniz” dedi. Zonguldak'ta göçüğün meydana geldiği Karadon Maden Ocağı'nı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, Türkiye Taşkömürü İşletmesi (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan'dan bilgi aldı. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı açıklamada, teknik rapor ortaya çıkmadan kazaya ilişkin ayrıntılı bilgi elde etmenin mümkün olmadığını belirtti. TTK'nın madencilik alanındaki deneyimine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bu birikimden yararlanılması gerektiğini söyledi. Konuşmasında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı raporlarından alıntılar yapan Kılıçdaroğlu, bu raporlarda mevcut kazaların yüzde 98'inin “önlenebilir türde” olduğunun ifade edildiğini belirtti. Raporlara göre işletme belgesi olan iş yeri sayısının 87, belgesi olmayanların sayısının ise 604 olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in raporların ayrıntılarını kamuoyuna açıklamasını beklediğini kaydetti. Uluslararası Çalışma Örgütünün 1995 yılında kabul ettiği maden iş yerlerinde iş sağlığı ve iş güvencesiyle ilgili uluslararası sözleşmenin 1998 yılında Türkiye'de bürokratik mekanizma tarafından kabul edildiğini ancak şu ana kadar parlamentoya sunulmadığını belirten Kılıçdaroğlu, anlaşmanın bir an önce Meclise getirilmesi gerektiğini söyledi. Maden iş yerlerinde çalışmanın çok zor olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Buraya gelirken yolda gördük, işçilerimizin yüzlerinde kömür karası var. Aslında bu onların emeklerinin ne kadar yüce olduğunu, çalışmalarının ne kadar zor koşullarda gerçekleştiğini gösteriyor. Onlar şu anda bizim soluduğumuz temiz havayı değil, yüzlerce metre aşağıdaki kömür tozlarını teneffüs ediyorlar. İş yeri güvenliği, iş sağlığı çok önemli kavramlar ama bu kavramlar sadece uluslararası sözleşmelerde, yasalarda yazılı kavramlar olmaktan çıkıp günlük yaşamımızın da bir parçası olmak zorundadır.” Madenciliğin gelişmesi için teknik olanakların geliştirilmesinin önemine değinen Kılıçdaroğlu, bunun yer altında güvenliği de artıracağını söyledi. Yatırım olanaklarının büyük ölçüde kısıtlandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, bunun iş güvenliğinin sağlanmasını engellediğini ve olumsuz sonuçlara yol açtığını savundu. "CHP EMEKTEN, EMEKÇİDEN YANA BİR PARTİDİR” Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından gazetelerin sorularını da yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kazaya ilişkin daha önceki açıklamaları ve bugün grup toplantısındaki konuşmasının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Sayın Başbakan şunu çok iyi bilsin kaderin ne olduğunu biz de biliyoruz ama önce insan aklını kullanacaksınız, gerekli önlemleri alacaksınız sizin gücünüzü aşan bir olay olursa onu 'kader' olarak söyleyeceksiniz. Yoksa hiçbir önlem almadan, gerekli çabaları göstermeden yer altına, madenlere işçileri indireceksiniz, ondan sonra hiçbir önlem almadığınız için patlamalar olacak ve siz bunu 'kader' olarak algılayacaksınız. Bu doğru bir olay değil. Sayın Başbakan'ın kader kavramı nedir, ne anlama geliyor onu okumasını isterim. 'İşçi dostu' olarak da bir eleştirisi olmuş galiba. Herhalde rahmetli Bülent Ecevit'in Çalışma Bakanlığı döneminde neler yaptığını Sayın Başbakan öyle anlaşılıyor ki bilmiyor. CHP emekten, emekçiden yana bir partidir. Alın teriyle kazanılan paranın kutsal olduğuna inanan bir partidir. Dolayısıyla emekçinin hakkını korumak elbette siyasal iktidarın da görevidir, onu kabul ederiz kuşkusuz. Ama Sayın Başbakan'a şunu sormak isterim, sizin iktidarınız döneminde İş Güvencesi Yasası'na sınırlama getirdiniz mi getirmediniz mi? Yine sizin iktidarınız döneminde taşeron işçiliğin bir devlet politikası olarak uygulamaya konulduğunu herhalde Sayın Başbakan da kabul eder. Bugün kamuda yaklaşık 2 milyona yakın işçi taşeron aracılığıyla çalıştırılıyor. Acaba Sayın Başbakan bu işçilerin hangi gerekçeyle taşeron aracılığıyla çalıştırıldığını bize anlatırsa biz de onun ne kadar 'işçi dostu' olduğunu öğrenmiş oluruz.” Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin “Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında 'Manşetlerle gelen manşetlerle gider, manşetlerin doldurduğu açık denizlerde alabora olur' gibi ifadeleri var. Bunlarla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?” şeklindeki soruya yanıt vermedi. Kılıçdaroğlu, burada sadece işçilerle ilgili konuşacağını söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun maden ocağına gelişi sırasında görüntü almak isteyen basın mensupları arasında kavga çıktı. Kılıçdaroğlu ile beraber Ankara'dan gelen gazetecilerle yerel basın mensupları arasında sık sık gerginlik yaşandı. Konuşmasının ardından Kılıçdaroğlu, kazanın yaşandığı ocağın girişine gitti. Kılıçdaroğlu parti otobüsünden de kazanın olduğu ocağın çevresinde toplananlara seslenerek, başsağlığı diledi. İŞTE O AYET Ve (mallarınızı) Allah yolunda infâk edin (başkalarına verin)! Ve de kendi elinizle (kendinizi) tehlikeye atmayın! Ve ahsen olun! Muhakkak ki Allah, muhsinleri sever. İŞTE BAŞBAKANIN SÖZLERİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın, konuşmasının büyük bölümünü CHP Kurultayı ve sonrasında yaşanılanlara ayırmasına rağmen, CHP Genel Başkanı seçilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun adını bir kez bile telaffuz etmemesi dikkat çekti. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: Erdoğan konuşmasına Necip Fazıl Kısakürek’in 27 ölüm yıldönümü nedeniyle şairin bir şiiriyle başladı. Erdoğan şiirde şu dörtlüğü okudu: Gideriz nur yolu izde gideriz, Taş bağırda, sular dizde gideriz. Bir gün akşam olur biz de gideriz, Kalır dudaklarda şarkımız bizim... CHP KURULTAYI TENEKE HER ZAMAN TENEKEDİR Tenekeyi istediğiniz kadar altın sarısına boyayın, teneke tenekedir. Bu CHP zihniyeti kolay kolay değişmez. Değirse de o zaman geriye CHP kalmaz. VAADLERE AYIRACAK VAKTİM YOK Ana muhalefet partisinin değişim sloganıyla girdiği kurultay statükonun daha güçlenmesiyle sona erdi. Orada sarf edilen bol kesen vaatlere vakit ayıracak değilim. Böyle vaatlerin bir adım sonrası Kayseri, Konya, Mardin’e deniz getirme vaatleridir. Biz Kayseri’ye deniz getiremedik ama Yamula barajını yaptık. Bunlar onu bile yapamadı. Yaşanan her olayda cilalarının döküldüğüne şahit olacaksınız. SABAH RÜZGARIYLA GELEN AKŞAM RÜZGARIYLA GİDER Değerli arkadaşlarım unutmayın, Manşetle giden manşetle gider. Sabah rüzgarıyla gelen akşam rüzgarıyla gider. Bir önceki genel başkanlarının nasıl manşetlerle alaşağı edildiğini görsünler ve ondan örnek alsınlar. Ağlayanlar aday olmayacağım diyenler var mıydı vardı. Dedim ya, timsahın gözyaşları bunlar. Yelkenleri manşetlerle şişirilenler açık deniz çıktıklarında alabora olurlar. Halk kelimesini ağızlarından düşürmeyenler sırtlarını goygoyculara sırtlarını dayamış durumdalar. Ağızlarındaki üç kelimeden biri halk olanlar halka gitmek yerine Anayasa Mahkemesi’ne gidiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisiyiz diyenler kongrelerine Türkiye’nin iktidar partisini davet etmemişlerdir. Biz davet edilmediğimiz yerde durmayız. Arkadaşlarımıza Davet edilmediğimizi özellikle belirtin ama demokrasimiz için hayırlı olsun dediğimizi söyleyin dedim. Ama ben aramam. Biz davet edildiğimiz eve gideriz. AVUÇLARINI YALAYACAKLAR CHP’de önemli olan koltuğun değil zihniyetin değişmesidir. Hafta sonu kurultayda zihniyetin bir katre daha değişmediği görülmüştür. Bir şey daha öğrendim, Ak Parti’ye yakın medya varsa hemen yandaş medya damgası vurulurdu. Şimdi iki tür medya türedi, biri candaş medya diğeri yoldaş medya. 24 saat mesai sarf ettiler hala mesai sarf etmeye devam ediyorlar. Medya egemenliği milli egemenliğinin üzerinde değil. Medya egemenliği milletin egemenliğinin karşısında her zaman avucunu yalayacaktır. MEDYA İLE BERABER YÜRÜMEDİK Her zaman söyledik, malum medya ile beraber yürümedik, onlara rağmen iktidara geldik. CHP’de olan bu statükoculuğun popülizme kaymasından başka bir şey değildir. Statüko sadece oyuncu değiştirmiştir. Siz bunu istediğiniz kadar cilalyın, parlatın özü değişmedikten sonra değişmez. GRİZU PATLAMASI İnsaniyetin gereği önce suçlu aramak değil, insanları kurtarmaktır. Bizim sarf ettiğimiz sözler acıları paylaşmaktır. Bu tür kazaların işin kaderinde olduğuna dair sözlerin işin doğasına dair sözlerdir. Kusurları örtmeye yönelik değildir. Hukukun gereği neyse o yapılmaktadır. Ancak her zaman yapıldığı gibi acının istismar edildiğine şahit olduk. Herkes cibilliyetinin gereğini yapıyor ve bunlar her zaman bunu yapmaya devam edecekler. Ne Türkiye’de ne de dünyada ilk kez grizu faciası yaşanmıyor. Kimse acılar üzerinden, ölen işçi kardeşlerimiz üzerinden oy avcılığına çıkmasın istismara kalkışmasın. MİLLETİM UNUTMADI Bugün işçi dostuymuş gibi işçiyi politikalarına malzeme edenlerin geçmişte bu kesimleri inim inim inlettiğini benim milletim unutmadı. Kaşıkla verdiklerini kepçeyle söke söke aldıklarını benim milletim unutmadı. Zonguldak’a gittiğimde orada da şahit oldum. Bu olayda da madenci kardeşim metanet içindeydi. Kendisini tahrik etmek isteyenlere tenezzül etmiyor. HALKIMIZ GEREĞİNİ YAPTI Birisi gelmiş oraya edep bilmeden adeta intihar komandosu, provokatif eyleminin tek başına yapmaya çalıştı. Ama hamdolsun halkımız gereğini orada yaptı. Olayın olduğu ilk andan itibaren oradaki bakan ve milletvekili arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. REFERANDUM SÜRECİ Millet yegane mühür sahibi. Mühür sahibi olarak tartışmalara millet son noktayı koyacak. YSK zorlama bir karar ile referandum süresini 120 gün olarak belirledi. Hayırlı olsun. Nitekim referandum, tarih olarak 12 eylül gününe geldi. Kapım kapı dolaşarak bu anayasa değişikliğini anlatacağız. Millet nasıl olsa evet oyu verecek diye rehavet içinde olmayacağız. Meclisimizi erken tatil etmek istiyorsak elimizde çok önemli yasa tasarıları var. Arkadaşlarımı yoğun çalışmaya davet ediyorum. Anayasa değişikliğinde nasıl çalıştıysanız aynı şekilde yasa tasarılarını bitirmek için yoğun bir şekilde çalışmamız gerekiyor ki temmuz ayında meclis tatile girsin.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.