Erzurum Güncel-Türkiye'de yayın yapan 39 ulusal gazeteden 32'si günlük siyasi gazete gazete olarak çıkartılıyor. Aralarında 10 tanesinin yayın politikası ne olursa olsun Erdoğan'a hakaret etme amacına yönelik olduğunu söyleyen Star'dan Karaalioğlu medyadaki yeni yapılanmaya dikkat çekiyor Star Yazarı Mustafa Karaalioğlu, "bu ülkede gazeteciliğin ne kadar sert ve bazen de etik sınırları aşan bir kuralsızlıkla yapıldığını biliyoruz" dediği yazısında etik sorununa dikkat çekiyor. Karaalioğlu "medyanın keskin ve takipçi olması elbette demokrasinin bir özelliğidir. Medyanın sayısız yapısal sorununu ayırarak, medyasız demokrasinin olamayacağını bilmek gerekiyor" diyor Türk demokrasisinin medya üretimi açısından fevkalade zengin olduğunun altını çizem Karaalioğlu medyanın sadece sayısal olarak değil, muhalefet gücü açısından da benzersiz bir noktaya geldiğini söylüyor. 32 ulusal siyasi gazetenin en az 10'unun doğrudan ve sadece muhalefet yaptığına vurgu yapan Karaalioğlu bu anlayışın normal bir muhalefet olmaktan öte yayın politikası, ne olursa olsun iktidar karşıtlığı üzerine bina edildiğini söylüyor. Gazetecilik aracılığıyla muhalefet değil, açık ve net bir şekilde Erdoğan ve Erdoğan'ın kişisel politik kariyerine saldırıldığını öne süren Karaalioğlu "Medyada Erdoğan'a hakaret fikri ve politikası üzerinden yeni bir pazar oluştu. Bu pazardan pay almak için art arda gazeteler kuruluyor ve birbirleriyle sertlikte yarışıyorlar. Eskiden beri muhalif pozisyonda olanlar da yayınlarını bu yeni pazar dalgasına göre değiştiriyorlar ve sertleştiriyorlar. Bu gruptaki gazeteler her gün, birbirine benzeyen haberlerle, aynı bakış açılarıyla, aynı yorumlarla okurları önüne çıkıyorlar. " tesbitinde bulunuyor. Karaalioğlu medyada böyle bir dönemin hiçbir zaman olmadığının altını çizerek "Her devirde muhafazakar iktidarları ve liderleri hedef alan özel medya girişimleri vardı ve şimdi olduğu gibi ekonomik açıdan güçlü gazete ve televizyonlar zaten tabiatı gereği hep bu iktidarların karşısındaydılar. Menderes, Özal, Erbakan gibi liderler de sistematik olarak yıpratıldı ve köşeye sıkıştırılmaya çalışıldı. Medya gücü üzerinden ülke istikrarsızlaştırıldı ve askeri darbeler de yapıldı. Geleneksel olarak medya düzeni Kemalistulusalcı bir çizgiyi hep korudu. Ama bugün o geleneksel gazete ve televizyonlara ilaveten onların yanı başında yeni bir pazar açılmış bulunuyor: Hakaret medyası..." diyor. Meydanın içinde, en sağdan en sola kadar yer yer ulusalcı, yer yer Ergenekoncu ama mutlaka anti-Erdoğan bir yeni medya pazarı kurulduğunu ifade eden Karaalioğlu bu benzersiz durumu "Kürt sorununda çözüme karşı, dindarlın sosyal ve siyasal hayattaki görünümüne tepkili, ekonomik kalkınmadan hazzetmeyen, genelde AB düşmanı, azınlıkların hakları konusunda duyarsız ve illa da askerin siyasetten uzaklaşmasına karşı çıkan bir medya..." şeklinde tanımlıyor. "Demokraside fikirlerin serbestçe söylenme hakkı vardır" diye Karaalioğlu "Herkes, düşüncesini dilediği gibi söyleyebilmeli, basın yayın yoluyla paylaşabilmeli. Bu düşünceler bugün gördüğümüz gibi demokratik ahlak açısından gayrımeşru da olabilir. Yeni Türkiye, öfke sahiplerin de seslerini duyurabildikleri için "yeni"dir. Şiddet ve kişisel hakaret olmadığı müddetçe en eski fikirlerin de ifade hakkı olacaktır" diyor Tarihte benzeri görülmemiş bir medya pazarının kurulduğu, herkesin aklına ve ağzına geleni sınırsızsa dile getirdiği bir düzende kalkıp ülkede basın özgürlüğü sorunundan bahsetmenin kimseyi ikna edemeyeceğini söylüyor. Karaalioğlu "Hiçbir zaman medya muhalefeti bugünkü gibi açıkça "hakaret" ve "düşmanlık" formunda yapılmadı. Hiçbir zaman böylesine kapsamlı ve sistematik olarak sadece bir kişiye karşı yayın ittifakı kurulmadı" diyor Kaynak: Haber7