Erdoğan'dan çok sert terör mesajı!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dağlıca'daki 16 askerimizin ve Iğdır'da 14 polisimizin şehit düşmesinin ardından çok sert açıklamalarda bulunarak, 'Terör örgütünün silahları bırakmasının dışında görüşülecek müzakere edilecek bir şey yoktur' dedi.
Erzurum Güncel- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm millete, akademisyen, sivil toplum kuruluşu temsilcilerine seslenerek, "Ülkemize ve milletimize sahip çıkmak, hayatımızın diğer alanlarındaki tüm farklılıklarından ayrı olarak her birimizin ortak sorumluluğudur. Bunun için birliğimize, beraberliğimize sahip çıkmalıyız. Yani, yerli olmalıyız. Yerlilik, bu ülkenin, bu milletin menfaati için gerektiğinde kendi çıkarlarımızdan vazgeçebilmemizi gerektirmektedir" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, YÖK Yönetim Kurulu üyeleri ve üniversite rektörlerini kabul etti. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, "Genel olarak eğitim sistemimizin özellikle de yüksek öğretim kurumlarımızın, üniversitelerimizin meselelerini tartışmak, konuşmak için yaptığımız bu toplantıyı maalesef milletçe üzüntü ve öfke içinde olduğumuz bir günde gerçekleştiriyoruz. Pazar günü terör örgütü tarafından Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesinde yapılan saldırıda 16 askerimizi şehit verdik. Bu sabah da Iğdır'da düzenlenen bombalı saldırıda 13 polisimizi şehit verdik. Dağlıca'da şehit düşen ve aralarında tabur komutanı olan yarbayımızın da bulunduğu askerlerimizle, Iğdır'da şehit düşen polislerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına,Türk Silahlı Kuvvetlerine, emniyet teşkilatımıza ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralı askerlerimize ve polislerimizi de Allah'tan şifa temenni ediyorum. Dağlıca'da kaybettiğimiz 16 askerimiz ve Iğdır'da yitirdiğimiz 13 polisimiz Türkiye'nin 30 yılı aşkın bir süredir devam eden bölücü terörle mücadelesinde verdiği şehitler kervanına katıldılar. Ay yıldızlı al bayrağımızı göklerde dalgalandırmanın, İstiklal Marşımızı göğsümüzü kabartarak okuyabilmenin, özgürlüğümüzü ve demokrasimizi muhafaza etmenin bedelini ödemeye devam ediyoruz. Şairin dediği gibi, 'Bu ülkede şehitler tepesi hiç boş kalmadı'. Öyle anlaşılıyor ki boş da kalmayacak. Yattığı toprak, tuttuğu bayrak belli. Bütünüyle şehitlerimizin toprağa aktığı her kanı bu coğrafyayı ilelebet vatanımız olarak tescil eden birer mühürdür" ifadelerini kullandı. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Milletimizin 1071'de Alparslan'ın ordusunda, 1299'da Osman Gazi'nin arkasında, 1543'te Fatih'in emrinde, 1920'de Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde verdiği mücadelede aynı ruhla ve bu kararlılıkla bugün de devam ediyor. Milletimizi bin yıldır vatanımız olarak sahip çıktığımız, adeta dört elle sarıldığımız Anadolu coğrafyasından söküp atmak isteyenler bugüne kadar hep hezimete uğradılar. İnşallah, bundan sonra da ülkemizin ve milletimizin birliğine, beraberliğine ve dirliğine göz dikenler yine aynı akıbete uğrayacak, aynı hüsranı yaşayacaktır." "HEDEFLERİMİZ KONUSUNDA BİRLİK OLMALIYIZ" "Bu vesileyle hangi kökene, hangi meşrebe sahip olursa olsun, tüm milletime, siyasetçilere, medya mensuplarına, aydınlara, akademisyenlere, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerine seslenmek istiyorum" diyen Erdoğan, "Her karışıyla Anadolu ve Trakya toprakları hepimizin ortak vatanıdır. Türkiye'ye 78 milyon vatandaşımızın tamamının ortak devletidir. Bu ülkenin ve bu devletin, 78 milyon vatandaşımızın her birine ihtiyacı var. Aynı şekilde bu ülkeye, yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne de hepimizin ihtiyacı var. Ülkesini ve devletini kaybedenlerin yürek yakan görüntülerini her gün televizyonlarda seyrediyoruz. Türkiye, bizim ortak hayat alanımız, ortak sevdamız, ortak geçmişimiz, ortak geleceğimizdir. Ülkemize ve milletimize sahip çıkmak, hayatımızın diğer alanlarındaki tüm farklılıklarından ayrı olarak her birimizin ortak sorumluluğudur. Bunun için birliğimize, beraberliğimize sahip çıkmalıyız. Yani, yerli olmalıyız. Yerlilik, bu ülkenin, bu milletin menfaati için gerektiğinde kendi çıkarlarımızdan vazgeçebilmemizi gerektirmektedir. Unutmamalıyız ki TBMM, hepimizin Meclisidir. Hükümet, hepimizin hükümetidir. TSK, hepimizin ordusudur. Adalet teşkilatımızın hakimleri, savcıları hepimiz için vardır. Emniyet teşkilatımızın mensupları hepimizin polisidir. Devletin diğer tüm kurumları da aynı şekilde milletimizin tamamına aittir. Yöntemde, söylemde anlaşamıyor olabiliriz ama hedeflerimiz konusunda birlik olmalıyız" şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.