Erdoğan'ın kafasındaki 'Başkanlık Modeli'
Başkanlık Modeli Sempozyumu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, nasıl bir başkanlık sistemi istediğini anlattı.
Erzurum Güncel- Başkanlık Modeli Sempozyumu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, nasıl bir başkanlık modeli istediğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkanlık Modeli Sempozyumu'nda, ülkede yapısal değişime ihtiyaç olduğunu belirterek, nasıl bir Başkanlık Sistemi istediğini anlattı. Ak Parti'nin 13 yıllık iktidarında sihirli iki kelimenin "İstikrar ve Güven" olduğunu belirter Erdoğan, "Hükümet kurmakta zorlanılan dönemler yaşandı. Bu süreçte Türkiye ağır bedeller ödedi. Başkanlık sistemiyle ilgili ifade edilen önemli gerekçelerden biri de, hükümetlerin programlarını uygularken güçlü bir bürokratik direnişle karşılaşmalarıydı. DAMDAN DÜŞEN BİRİ OLARAK SÖYLÜYORUM Bunu damdan düşen bir insan olarak konuşuyorum. Benim bir şansım daha var, İstanbul gibi bir şehirde belediye başkanı olmam, ama genel siyasette neler getirdiğini gördüğüm için, teori pratik buluşmasını yaşayarak gördüm. Cumhurbaşkanı Başbakan arasında farkıl görüşler olduğunda neler yaşandığını gördüm" diye konuştu. ÇÖZÜM ARAYIŞI HEP DEVAM ETTİ Devlet sistemini dönüştürmeyle ilgili çabalarda "Kısa zamanda sonuç alma"nın hedeflendiğini anlatan Erdoğan "1'inci Meşrutiyetin ilanı sırasında 9 haftada bir anayasa ilan edildi. Bu anayasanın ülkenin sorunlarına çözüm getiremeyceği anlaşılması uzun sürmedi. Rusya'yla girilen savaştan sonra bu sistem çöktü. İkinci meşrutiyette büyük beklentiler ve kısa sürede sonuç alma hayalleriyle ilan edildi. Balkan Harbi ve 1'inci Dünya Savaşı'yla ülkenin paramparça olmasıyla bunun çözülemediği görüldü. Cumhuriyette de bu arayış devam etti. Önce tek parti, sonra çok partili sistem, sonra yine tek partili sisteme karar kılındı. İkinci dünya savaşından sonra çok partili döneme geçildi. Darbelerle sarsıntı geçirmiş olsa da çok partili sistem bugüne kadar devam etti. Çok partili seçime geçildiğinden sonra temel mevzuatlarda yapılan değişikliklerle bu çözüm arayışı hep devam etti" "AKSİ YÖNDE DAVRANANLAR TEDİP EDİLECEK" Türkiye'nin önünde kendini tartmasını sağlayacak zengin bir siyasal tarihi bulunduğunu anlatan Erdoğan, Başkanlık Sistemi tartışmalarının büyük ölçüde 150 yıllık ideolojik değerlendirmeler etrafında döndüğünü belirterek, "Demokrasi ve özgürlükler konusunda samimi görüşlere sahip olan, bunları ifade edebilen herkes bu sürece katkı verecektir. Aksi yönden davrananların milletimiz tarafından teşhiş ve tedib edileceğine inanıyorum." DEMOKRASİ VE CUMHURİYET BİRBİRİNE KARIŞIYOR "Şu tespiti yapmamız gerekiyor, buna mecburuz. Türkiye'nin şekil olarak Anglo Sakson, ruh olarak Fransız kökenli bir demokrasisi bulunuyor. Bu da demokrasi ile cumhuriyetin birbirine karışmasına yol açıyor. Daha açık bir ifadeyle Türkiye'de bürokratik oligarşiye dayalı bir anlayışla sistem tahkim edilmeye çalışılırken, halkın demokrasi yoluyla bu sürece etkin katılımına yeterli önem verilmemiştir." KÖKLÜ BİR REFORM Değişim önce siyasal sistemden başlamalı. Kendi sorunlarını çözemeyen bir siyasal sistemin ülkenin sorunlarını çözmesi mümkün müdür? Ülkemizde, yapısal değişimleri gerçekleştirmesi beklenen siyasal sistemin bizatihi kendisi, değişimi engelleyen bir yerde durmaktadır. İşte bu bakımdan da başkanlık sistemini, Türkiye'de siyasal sistemin değişiminde, köklü bir reform, radikal bir adım olarak görüyoruz TÜRKİYE'YE ÖZGÜ, ARININ BALI OLUŞTURMASI GİBİ... Büyük değişimler ancak arkalarında büyük toplum desteği olan güçlü liderler eliyle gerçekleşir. Türkiye'nin parlamenter sisteminden, Başkanlık sistemine zayıf koalisyonlarla geçmesinin mümkün olmayacağı açıktır. Bugün Türkiye arkrasında yüzde 52'lik halk desteği olan bir cumhurbaşkanıyla hazırdır. Bu sistem Amerikan sistemiyle aynı olmayacak. Asyadaki diktatörlüklerle benzer yanı olmayacak. Türkiye'ye özgü, adeta bir arının balı oluşturması gibi her çiçekten alacak ve bize çok farklı bir balı tattıracak. BAŞKANLIK SİSTEMİ DEYİNCE PADİŞAHLIK ANLAYANLAR Türkiye'nin tarihi kültürel geçmişine ve bugünün ihtiyaçlarına uygun bir sistem olacak. Öyle bir tarihten öyle bir medeniyetten geliyoruz. Başkanlık sistemiyle aklına padişahlık gelenlere sesleniyorum. Dünyada hiçbir başkanlık sisteminin olmadığı yerde monarşi yokken, parlamenter sistemlerde monarşi vardır. Parlamenter sistemde fiilen yasama ve yürütme iç içe geçtiği için güçler ayrılığı üç değil, iki ayak üzerine oturur. Halbuki başkanlık sisteminda güçler ayrılığı sistemi çok daha etkin kurulabilir. CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ ÇÖKTÜ... Biz sadece devletin temsilcisi bir cumhurbaşkanı değil, devletle birlikte milletin de temsilcisi bir devlet başkanı istiyoruz. Rejimin muhafızı olarak tasarlanan ve milletin temsilcisi durumundaki hükümeti yola getirmekle vazifeli olarak konumlandırılan cumhurbaşkanlığı sistemi, 10 Ağustos 2014 tarihi itibariyle çöktü.. Pozisyonlarını korumanın çabası içinde olanlar biliyorlar ki başkanlık sistemi gelirse artık biz bir daha bu pozisyonları koruyamayacağız. Ülkenin geleceğini düşünen herkes yeni anayasa ve başkanlık sistemi talebimizi desteklemelidir. internethaber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.