Erzurum Güncel- İşte o çok konuşulacak yazı...

Adam ya da kadın hiç fark etmez.

Korkak, iktidar açlığı içinde ve can sıkıntısından zevk alan biriyle çalışıyorsanız geçmiş olsun.

Hele ki, böyle nevrotik biri şefiniz, amiriniz, müdürünüzse yandınız.

İş hayatınız burnunuzdan gelir.

Yazarken bile içim titriyor ben de zamanında mobbinge maruz kalmış biriyim.

Psikolojik şiddet karşısında ne yapacağını bilemez insan.

İçiniz içinizi yer, eliniz, ayağınız titrer. Ne kadar başarılı olsanız da karşınızdaki aşağılığın nezdinde hiç bir kıymetiniz yoktur.

Sizi bir böcek gibi görür ve her fırsatta bakışlarıyla, sözleriyle ezmeye kalkar.

Dedim ya ben de zamanında mobbinge uğradım. Elimden bir şey gelmediği için Allah’a havale ettim, bastım istifayı.

Çok şükür iş bulmam uzun sürmedi.

Maaşım yarı yarıya düşmüştü ama huzurum, kendime olan özgüvenim yerine gelmişti.

Ne yazık ki, bu sorunla mücadele etmeye çalışan bir yığın insan tanıyorum.

Bu kez, “Allah sabır versin” deyip geçmeyeceğim. Çünkü gelen ihbarlar ve yaptığım araştırmalar gösteriyor ki, insanımızın, emekçimizin burnundan getiriyorlar.

Öncelikle Vali Okay Memiş’in girişimleriyle hayat bulan Tekstilkent’ten bahsetmek istiyorum.

Tanımadığım numaraya ‘alo’ dememle, ağlama sesi duydum. Karşımdaki gözyaşları içinde derdini anlatmaya çalışıyordu.

Tekstilkent’te çalışan bir işçiydi.

Biraz sakinleştikten sonra, “Abi dayanamıyorum artık. Her gün bağırıp, çağırıyorlar. ‘İşinize gelirse, dışarıda bir yığın işsiz var, siz gidin onlar gelir’ deyip duruyorlar. Bazı arkadaşlarım ayrılmak zorunda kaldı. Eşimden ayrıyım ve benim çocuğum var. Ona bakmam lazım” derken, iç geçiriyordu.

Sordum, soruşturdum.

Gözyaşlarıyla olanı, biteni anlatan o işçinin dedikleri yalan değildi, fazlası yok, eksiği vardı.

Sonra bir başka telefon daha.

Hemen hemen aynı şeyleri duydum.

Tabi özel sektör olunca elimiz, kolumuz bağlı. Kimi kime şikayet edeceksin?

Bu satırları 600’ü aşkın insanın ne şartlarda çalıştığını bilin, haberiniz olsun diye yazıyorum.

Ama birazdan okuyacaklarınızı da ‘sonuç alalım’ diye yazıyorum.

Şikayet CİMER’e yapılmış ve cevabı da gelmiş.

Olayın kahramanı (!) Horasan Devlet Hastanesi’nde görevli bir birim müdürü.

Kahramanımızın sağlık çalışanlarına neler yaptığını anlatan mektubu yayınlasam, hop oturur, hop kalkarsınız. Sinirleriniz bozulur.

Gelin görün ki, bu müdür denen şahıs hakkında mobbing uygulamaları nedeniyle bir çok soruşturma açılmış. Bazılarından ceza almış, en azından birinden aldığı CİMER’in cevabından da anlaşılıyor.

Hatta bir seferinde istifası bile istenmiş. Hastanenin başhekimi, müdürü yerinden olmuş ama kahramanımızın kılına dokunamamışlar.

Artık hangi ‘siyasi dayı’ devreye girdi, kim bu mobbingci müdür için telefon trafiği başlattı bilmiyorum.

Bununla birlikte Valiliğe giden soruşturma dosyalarının sümen altı edilebileceği ya da cezasının silinebileceği gibi iddialara da inanmak istemiyorum.

Ama adım gibi eminim.

Vali Okay Memiş, hem Tekstilkent hem de Horasan Devlet Hastanesi’nde yaşanan bu rezilliklere sessiz kalmayacak gerekeni yapacaktır.