1. HABERLER

  2. DOĞU ANADOLU

  3. Erzurum Yine Duyarsız…
Erzurum Yine Duyarsız…

Erzurum Yine Duyarsız…

Erzurum'da aylık olarak yayınlanan GüncelTimes, dergizi kapak konusu yaptığı HES'ler, yine çok konuşulacak ve çok tartışılacak...

A+A-

Erzurum Güncel- Erzurum’da HES’lerin yapımına başlamasıyla birlikte yükselen tepkiler, sonradan yerini sessizliğe bıraktı. En son HES’lerin bulunduğu bölgede, TEMA Vakfı ve 25 sivil toplum örgütü Aşağı Katıklı Mahallesi'nde miting düzenledi. Mitinge TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca, Erzurum Kalkınma Vakfı Başkanı Erdal Güzel ve çok sayıda vatandaş katıldı. Bu eylemde bölgede yapılan son eylem oldu. HES inşaatı yapılan yörede 4 bin ailenin yaşıyor, 3 milyon ağaç ve 40 bin dönüm de arazi bulunuyor. HES projesi sonucunda bölge halkının geçinemeyecek duruma geldiği belirtilirken, Tortumlunun, Uzunderelinin ve İspirlinin hakkı, büyük şehirlerde Erzurumlu olmayan insanlar tarafından aranıyor. İşte bunlardan birisi ise, Çoruh Aksu Vadisi Koruma Platformu. Bu Platform üyeleri her fırsatta, Erzurumlunun haklarını aramak için değişik eylemler gerçekleştiriyorlar. Son günlerde ise hedeflerinde Borusan var. Borusan Enerji Yatırımları ve Üretim AŞ'nin Erzurum'daki Aksu Çayı üzerinde hidroelektrik santrali (HES)inşa etmesini sık sık protesto ediyorlar. FARKLI BİR ÖNERİ: Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi ve Çağlayan Bilim Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Doç. Dr. Karahan, Tortum havzasında HES’ler yerine, yenilenebilir rüzgar ve güneş enerjisi önerisinde bulundu. Hidroelektrik santralleriyle ilgili olarak tartışmaların gündemde olduğu Erzurum’da, özellikle Tortum eksenli olarak yürütülen HES projelerine ilginç bir yaklaşım getirildi. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi ve Çağlayan Bilim Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Doç. Dr. Faris Karahan, Tortum havzasında HES’ler yerine, yenilenebilir rüzgar ve güneş enerjisi önerisinde bulundu. YENİLENEBİLİR RÜZGAR ENERJİSİ Çağlayan Bilim Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Doç. Dr. Faris Karahan, Erzurum’da son günlerde öncelikli gündem maddesi haline gelen hidroelektrik santralleriyle ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu. Türklerin Orta Asya'dan Anadolu’ya geliş süreçlerinin tamamında, tarım ve kentleşmeyle ilgili tüm uygulamalarında su boylarına yerleştiklerini kaydeden Karahan, medeniyetlerini de, yine suyla geliştirdiklerini belirtti. Anadolu'da ve dolayısıyla Tortum Havzası'nda suyun, hayatın kendisi olduğunu vurgulayan Karahan, bu bölgede suyla gelen bir kültürün söz konusu olduğunu kaydetti. Doç. Dr. Karahan, “Suyun var olmadığı ya da kısıtlandığı bir coğrafyada tarımdan, yerleşmeden, kültür ve hatta sanattan bahsetmek de mümkün değildir.” dedi. “TORTUM HAVZASINDA AYRINTILI BİR ÇED YAPILMALIDIR” Havza düzeyinde gerçekleştirilen HES projeleri için yönetmeliği by-pass etmek amacıyla her bir küçük HES projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna gerek olmadığı şeklinde raporlar alındığının anlaşıldığını dile getiren Doç. Dr. Faris Karahan, “Oysa Tortum Vadisi bir havza sistemidir. Birbirine bağlantılı gerçekleşecek HES projeleri ise, tüm doğal yaşamı olumsuz etkileyecektir. Burada uygulanan irili ufaklı tüm HES projeleri için havza düzeyinde halkın, yerel yönetimlerim, sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak ve üniversitelerin bilimsel değerlendirmeleri göz önüne alınarak sadece bugünü değil, gelecek en az 25 yılı değerlendiren Tortum Gölü havzasını kapsayan ayrıntılı bir ÇED yapılmalıdır. Tortum Gölü havzasında sudan enerji elde edecek şirketlere suyla birlikte alan da tahsis edilmekte ve 49 ile 99 yıllığına suyun tüm haklan devredilmektedir. Su hakkı temel yaşam ve insan hakkıdır ve bu hak anayasal ve uluslar arası sözleşmeler bakımından kamu adına saklı tutulmalıdır.” diye konuştu. YENİLENEBİLİR RÜZGAR VE GÜNEŞ ENERJİSİ YAKLAŞIMI… Tortum Gölü havzasının, dünyada 2000 yılından beri korumaya değer 200 ekolojik alandan birisi olarak Kafkasya Ekolojik Bölgesi'nin Doğu Karadeniz Bölgesi ile birlikte baş ucunda bulunduğunu anlatan Çağlayan Bilim Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Doç. Dr. Faris Karahan, bu havzada HES projeleri yerine ‘yenilenebilir rüzgar ve güneş enerjisi, orman kaynaklarının geliştirilmesi ve korunması, erozyonun azaltılması ve kırsal turizmin geliştirilmesine yönelik doğaya ve yerel kültürlere saygılı’ anlayışlara önem verilmesi yerinde olacaktır. Çünkü idarenin Tortum ve Uzundere ilçelerinde HES'lerle ilgili uygulamalarının anayasamız ve uluslar arası sözleşmeler bağlamında insan, flora ve fauna yaşamının korunması yaklaşımını tehdit eder durumda olduğu açıktır.” HABER ANALİZ... Toplumsal ve devletsel düzenler, doğaya saygı ve onu koruma çerçevesi içinde, insana dayandırılmayınca, bir de gaza gelip sözüm ona kalkınma ve büyüme yolunda, bazı aklı evveller batı ve onun değerlerini kabaca öykünmeye kalkınca, bu ülkede güzel işler de ticaretten güzelce devam ediyor!... Şimdi de, Aksu dersi, Çorum nehri, İspir, Uzundere ve Tortum 20 megavat elektrik için gene HES'lerle yok edilmeye çalışılıyor!... Yani nehirleri ve dereleri kurutan, çevreyi bertaraf eden, abuk, sabuk, ileriyi görebilen insan aklının kabul edemediği, sözüm ona şu enerji politikaları... HES'lerden devlet sınıfı gölgesinde fayda elde etmeye çalışan toplam zihniyet de, karşılarında örgütlenmiş çiftçiler ve köylü sınıfı da olmadığı için, işlerini daha kolay yürütüyorlar!... Dağa katliamı tüm hızıyla sürerken, bir yandan da, Erzurum ve çevresinde yeni HES’lerin kurulması için çalışmalar tüm hızıyla sürüyor… Tortumlunun, İspirlinin, Uzunderelinin Arazileri Ankara'dan bir emri vakiyle yasal kılıfına uydurulup, adaletin mülkün temeli olduğu bu ülkede bir şekilde iradeleri dışında ve bir anlamda, "gasp" edilmiş!... Mülkleri iradeleri dışında ellerinden alınmış!... Haberleri olmadan kamulaştırılmış ve parasal karşılıkları gene haberleri olmadan bankaya yatırılmış!... Yetmemiş tarlasındaki ağaçlar da kesilip, sesleri çıkmasın diye yakacak odun olarak(!) diğer köylülere dağıtılmış!... Köylüler birbirine düşürülmüş!... Küçücük bahçeleri bir şekilde elinden alınan köylü, ''tarlam olmazsa ben burada yaşayamam'' diyor!... Bir başka köylü, '' ...Derdimizi kimseye anlatamıyoruz. Sanki herkes şirketin adamı... Hani tapu kutsaldı? Karşımıza evlatlarımız yaşındaki jandarmayı çıkartmasınlar!... Bu memlekette kanun yok mu?...'' diyor!... Aksu Vadisi, Çoruh havzası dünyanın sayılı bakir alanlarından... Ve HES'leri organize eden toplam güç, yavaş yavaş milleti birbirine düşürüp, böl yönet taktiğiyle, doğayı ve insanla olan ilişkisini, acımasızca, insafsızca, vicdansızca, yok etmeye hazırlanıyor... Parasını ödüyor ya!... Ve artık, herşey para ya!... Kim karışabilir?... Kime ne!... Peki insanları saymadıklarını anladık da, bu hayırlı işleri yaparken hiç sordular mı; o bölgenin binlerce yıldır akan Çoruh’a, ve Tortum çayına sordular mı; ulu ceviz , kayın, elma, kızılcık, meşe, köknar, şimşir ağaçlarına, sordular mı; orkidelerine ve diğer korumaya alınmış endemik bitkilerine, sordular mı; göllerine, sordular mı; balıklarına, serçelerine, kırlangıçlarına, bülbüllerine, şahinine, atmacasına, kartalına, sordular mı; yavru ceylanına, karacasına, çakalına, tilkisine, kurduna, ayısına?... Ya bu bölgede binlerce yıldır yaşayan, kazmanın ucunun şimdilik dokunmadığı bu toprağın diğer sahiplerine ne demeli?... Onların bu kıyımda hiç mi kabahatleri yok?... Belki ben yumurtayı az yiyen, kafasız biri olduğum için, kafam basmıyor bu mühim elektrik işlerine!... Büyüklerimiz gibi, büyük büyük düşünemiyor, büyük göremiyorum; ne bileyim işte!... Bu yüzden, sağır kapıya, kör pencereye karşı feryat edip duruyoruz belki de!... Ama siz siz olun, bu doğanın yok edilmesine, bir yurttaş olarak demokratik yollardan karşı durun!... Kendi haklarınızı koruyamadınız belki ama, çocuklarınızın, torunlarınızın haklarını korumaya çalışın!... Lütfen, onlara olan borçlarınızı da şimdiden ödemeye çalışın!... “Onlar kuşların kelebeklerin kanat çırpışını, rüzgarla dans edisini, öldürdükleri balıkların nasıl su balesi yaptığını görmezler, kuruttukları derelerin çoşkun sesini duymazlar ve kuşların seslerini dinlemezler. Çünkü onlar sanatı kültürü sadece şehirlerde kapalı salonlarda yapılır sanırlar. Ancak bimeliyiz ki; boldorozlar vadiye indiklerinde, yaban hayvanlar öfkelendiğinde ve Aksulular isyan ettiğinde BORUSAN artık son konserini veriyor olacak!..”GüncelTimes

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.