Erzurum'a bir kapakcık geldi!..
Ülkede tek olma özelliği taşıyan Ege Üniversitesi Kalp Kapakçık Bankası her yıl 150 kişiye hayat veriyor
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 13 yıl önce kurulan ve Türkiye'de hala tek olma özelliği taşıyan Kalp Kapakçık Bankası, ülke genelinde her yıl 150 kişiye hayat veriyor. Bankanın bir milli servet olduğunu söyleyen Kalp Kapakçığı Bankası Sorumlusu Kalp Damar Cerrahı Prof. Dr. Yüksel Atay, "Yurtdışından getirilen her kalp kapakçığı 5 bin euro değerinde. Biz bu bankayı kurup devamlılığını sağlayarak hem milli servetimizi de korumuş hem de yurtdışına bağımlı kalmamış oluyoruz" dedi. Ancak, halen çocuk kalp kapakçığı konusunda sıkıntı yaşadıklarını dile getiren Atay, "Çocuk kalp kapakçığı bağışı çok az olduğu için İzmir'de 50'ye yakın, Türkiye'de ise 200'e yakın minik beden kalp kapakçığının değiştirilmesini bekliyor. Vatandaşlarımızdan bağışlar konusunda duyarlı olmalarını bekliyoruz" dedi. DÜNYADA 7 TANE VAR Türkiye'de ilk defa 1996 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesinde kurulan Kalp Kapakçığı Bankası, dünyada İtalya, İngiltere, Belçika, İsrail, Fransa ve ABD'dekilerle birlikte 7 kalp kapakçığı bankasından biri olma özelliğini taşıyor. Uluslararası Doku Bankaları Birliği'ne üye olan EÜ Kalp Kapakçığı Bankası, son 5 yılda 1500 kalp kapakçığını bünyesinde saklarken, bu süre zarfında 800'ünü Türkiye'nin dört bir yanında ihtiyacı olanlara nakil için vererek hayat kurtardı. 2009 yılı içinde, 70 kalp kapakçığını İstanbul'a, 29 kapakçığı Ankara'ya ve 1 kapakçığı Erzurum'a veren banka, İzmir'de ise 45 kişiyi tekrar hayata bağladı. Kurulduğu günden bugüne kadar Ege Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Servisi'nde 500 kalp kapakçığı takıldı. Ege Üniversitesi Kalp Kapakçığı Bankası'nda şu anda bulunan kalp kapakçığı sayısı ise 75. OTOPSİLER ÖNEMLİ 2 tekniker ve 2 uzman doktorun kontrolü altında çalışan bankaya en çok done ise, Adli Tıp Kurumu'ndan ailelerin izniyle alınan kapakçıklardan geliyor. Otopsi sırasında ailelerle görüştüklerini ve kabul edenlerin yakınlarının cenazesinden kalp kapakçıklarını aldıklarını söyleyen Prof. Dr. Atay, "Otopsiye alındığında kişiler boydan boya kesildiği için biz de ailelere durumu anlatıp, yakınlarının naaşından kalp kapakçıklarını alıp alamayacağımızı soruyoruz. Kimisi anlayışla karşılayıp onay veriyor. Kimisi ise 'Ben yakınımı kestirmem' diyor. Halbuki otopsi sırasında zaten ölen kişinin vücudu açılıyor. Bu sırada bir insana umut olacak kalp kapakçıklarını vermelerini rica ediyoruz. Çünkü her bir kalp kapakçığı milli servet" dedi. Eksi 196 derecede saklanıyor Kalp kapakçıklarının saklanmasına kapakçıkların antibiyotikle temizlenerek başladığını belirten Prof. Dr. Atay, saklama aşamasını şöyle anlattı: "Kapakçıklar alüminyumdan yapılma poşetlere yerleştiriliyor ve dondurma işlemi başlıyor. Bu işlemden sonra kapakçıkları, içinde sıvı azot bulunan ve derecesi eksi 196 olan dolap içinde 5 yıl boyunca saklayabiliyoruz."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.