Erzurum’da bir tarih yok ediliyor!
Türkiye'de eşine rastlanılmayacak özelliklere sahip bir sivili mimarlık örneği Süleyman Ağa konağı, Batı Barok ve Avrupa kültürünü yansıtan Erzurum'daki tek eser. İşte bu eser Anıtlar Kurulu ve Büyükşehir Belediyesinin duyarsızlığı nedeniyle bugün yok olm
Erzurum Güncel- Erzurum’da Anıtlar kurulu ve Büyükşehir Belediyesinin ihmalkarlığı 106 yıllık tarihi konağın yok olmasına neden oluyor.
Erzurum’un en merkezi yerinde bulunan tarihi konak, bugün yanında yapılan bir inşaat kazısı nedeniyle büyük hasar gördü. Tarihi binanın duvarlarında ve tavanında kısmen çökükler meydana gelirken, bina sahibi Abdul Vahap Atmaca, Anıtlar kurulu ve Büyükşehir Belediyesini suçladı. Anıtlar kurulunun bu binanın yanında inşaat kazısı yapmasına müsaade etmesine ve Büyükşehir Belediyesinin bu inşaat göz yummasına anlam veremediklerini belirten Abdul Vahap Atmaca, Anıtlar Kurulunun ve Büyükşehir Belediyesinin acilen müdahale etmesi gerektiğini söyledi.
Paha biçilmeyen ve Türkiye’de bir örneği bulunmayan konağın göz göre göre yok edilmeye çalışıldığını ifade eden Atmaca, “Bu olay tamamen tarihe bir saldırıdır. Bu binada oluşan hasarlardan Anıtlar kurulu ve Büyükşehir Belediyesi sorumludur. Buraya ruhsat ve izin verenler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. Acilen bu kazı ve inşaat durdurulmalıdır” dedi.
ANITLAR KURULU NE YAPIYOR…
Erzurum’da tarihi camilerin yıkılmasına göz yuman Anıtılar Kurulunun Erzurum’da ne yaptığı merak konusu oldu. Belediyelerin bir çok işine müdahale eden ve şehirdeki görüntü kirliğinin önünde engel olan Anıtlar Kurulu tepki çekmeye devam ediyor.
İŞTE O TARİHİ KONAĞIN öZELLİKLERİ…
Batı Yapı Sanatının ender örneği Erzurum'da yaşıyor
Kayıtlarda 'Hacı Bekirzade Ağa Konağı" olarak geçiyor. Sahibi Erzurumlu Süleyman Ağa. Tüccar, ufuk sahibi, çocuklarını okutmuş. Onlardan biri bütün Erzurum'un tanıdığı Fizo Baba. Fizo Baba lakaplı Hüseyin Karagöl, Diş Hekimliği, ardından Fizik okumuş. Erzurum Lisesinde Fizik öğretmenliği yapmış. Konak, uzun ve ilginç öyküye sahip.
1908 tarihinde yapılmış. Yani Meşrutiyet ile yaşıt. Batılı etkinin Osmanlı topraklarında estiği bir dönemde Hacı Bekirzade Süleyman Ağa, ileri görüşlü bir tüccar olarak kendisine Batı üslübunda konak yaptırıyor. Konak Rus Ampri ve Barok mirarisinin izlerini taşıyor. Barok, Avrupa İtalyasında doğmuş, Rusya'ya ardından Osmanlı'ya moda olarak geçmiş bir yapım tarzı.
Konak birbirinden ilginç özelliklere sahip. Türkiye'de içerisinde hamam olan ilk ve tek ev. Yine parasıyla ve tapusuyla özel kaynak suyuna sahip. Süleyman Ağa, konağın su derdi olmasın diye Palandöken dağından tapuda 'iki lüle su' diye geçen suyu satın almış. Yakın zamana kadar Süleyman Ağa'nın torunu Mesrure Atmaca'nın yaşadığı bu tarihi evin her yanı ayrı bir tarihi güzelliğe sahip.
Her taş oymasına 1 Osmanlı altını
Süleyman Ağa, konağı yaptırırken hiçbir şeyden kaçınmamış. Ampri ve Barok tarzında konak inşa ettiren Hacı Bekirzade Süleyman Ağa, bir kusuru olmasın diye dış cephede her bir taşın oyması için 1 Osmanlı altını vermiş. Mimarı ve ustaları İstanbul'dan getirtilen, çağının Erzurum ve Osmanlı ülkesi için özellik arz eden konağı, hiçbir şeyden kaçmayan zihniyetin sağlam temelleri nedeniyle günümüzde hala ayakta ve canlı duruyor.
Konağın her yanı ayrı cevher
Konak, dış cephesinde çok kıymet arz eden yontma ve oyma taşlarının yanı sıra içerisinde de adeta tarihi değeri biçilemeyecek eşyaları barındırıyor. En dikkat çekici eşyalar arasında Ruslar tarafından yapılan "Rus Sobası", yine 100 yılı devirmiş Porselen Karpuzlu Lüks Lambası bulunuyor. Konağın en nadide eserleri ise hiç şüphesiz ki, tek parça ceviz ağacından ve yontulmadan yapılmış iki köşe ve koltuk takımı.
Unutmadan altını çizeceğimiz başka bir nadide eser ise hayvan motifli halı.
Rus işgalinde Ruslar konağa el koymuşlar. 1 yılı aşkın Rus Karargah binası olarak kullanılan bina için Rus Komutan, konak sahibine kaldığı süre için kira ödemiş. Ancak bu kira ödemesine dair elde mevcut bir vesika ne yazık ki kalmamış.
Bu esere sahip çıkılmalı
Konak içerisinde yapılan hamama yalıtım çok güzel yapılmış, sızdırma yok.. külhanı var, soğukluk sıcaklığı var..
7 Oda, ahşap, çift kanatlı kapılar, 4 avlu, bezemeli bezemesiz çatı örtüğü, ön kapı çok görkemli, arka kapı görkemsiz ve alçak.. dış kapıyla arka kapı birbirini görüyor... Suyu özel tapulu, satın alınmış kaynak suyu.. iki lüle su biçiminde tapuda kayıt bulunuyor.
Erzurum Kültürünü canlı tutacak bir eser
Konak sahipleri, bu kıymetli eser için artık yapacakları fazla bir şey olmadığını düşünüyorlar. özel sektör açısından çok nadide bir işletme vasıflarına sahip Konak, aynı zamanda Kamu elinde halka açılma özelliklerini de taşıyor.
Barındırılacak bir yeri olmadığı için Kültür Müdürlüğü, çok nadide tabloları Ankara'ya Kültür Bakanlığına göndermek zorunda kalmıştı. Kültür Bakanlığı veya Belediyelerin elinde gerçek değerini bulacak, aynı zamanda insanların ziyaretine açılabilecek bu nadide esere sahip çıkılması gerekiyor.
Süleyman Ağa kimdir?
Batı Barok ve Avrupa kültürünü yansıtan Erzurum'daki tek Konağı yaptıran Hacı Bekirzade Ağa Efendi, Erzurumlu bir tüccar. Ufku açık, geleceği gören biri olduğu attığı adımlardan anlaşılan Hacı Bekirzade Süleyman Ağa, çocuklarını okutmuş. Onlar içerisinde Erzurum için ünü hiç unutulmayan Hüseyin Karagöl yani NAMI DİĞER FİZO BABA geliyor.
Fizo Baba, Diş hekimliği fakültesini bitirmiş, ardından fizik okumuş. Erzurum Lisesinde öğretmenlik yapmış, hürriyet gazetesinde gazetecilik yapmış, Cerrah Paşa Tıp Fakültesini kuran Hazım Bumin ile yakın arkadaş.
Hacı Bekirzade Ağa Efendi Konağı Restorasyon Raporları
Konakla ilgili restorasyon projeleri hazırlatılmış. Ancak mevcut sahipleri bunun için kaynak temin edememişler. Anneleri Mesrure Atmaca'nın terki dünyası sonrası aile bakımsızlıktan yitmektense, Konağın Kamu veya özel sektör eliyle yaşatılmasını arzuluyorlar. Aile tarafından hazırlatılan Restorasyon raporlarında Konak şöyle tarifleniyor:
(Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon ve Statik Raporu)
Hacı Bekirzade Ağa Efendi Konağı çok katlı yeni yapılaşmanın arasında tekil bir örnek olarak kalmıştır. ön cephesinde bulunan kitabesi ve tapu kayıtlarına göre bina 1908 yılında yapılmıştır. O tarihten günümüze kadar Hacı Bekirzade Ağa Efendinin ailesi tarafından konut olarak kullanılagelmiştir.
1916-1918 Rus işgali sırasında Rusların karargah olarak kullandığı konak işgal sonrası , sonraki dönemlerde ise sürekli konut kullanımını sürdürmüştür.
Ev iki ana kısımda incelendiğinde ön kısmının çok fazla değişiklik geçirmeden günümüze kadar geldiği buna karşın daha ihmal edilmiş olan arka kısmının çatısının değiştiği ve mimari elemanları kısmen kaybettiği göze çarpmaktadır.
Mimarisi:
Konak geleneksel Erzurum konut mimarisi özelliklerini göstermekle beraber, Erzurum'da örneğine az rastlanır bir taş işçiliğiyle süslü doğu cephesiyle öne çıkmaktadır. Ampri ve Barok tarzı uygulanan konak genel olarak üç kısımdan oluşmaktadır.
1.Girişte bulunan taş kaplı sofa ve etrafındaki odalar. Bu sofa yine zemini taş kaplı olan koridorumsu bir mekanla arka bahçeye bağlanmaktadır.
2.Giriş sofasına açılan odaların güneybatıda konumlanmış olanından geçilerek ulaşılan, geleneksel Erzurum evlerinde Tandır evi olarak adlandırılan mekan olduğu düşünülen, yine taş kaplı sofa ve etrafındaki odalar, ki bu odalar arasında hamam da bulunmaktadır.
3.Arka bahçeye açılan koridora bağlı, konağın kuzeybatısında konumlanmış olan ve ev sahiplerinin hizmetli mutfağı olarak inşa edildiğini belirttiği kısım.
Konak geleneksel Erzurum evleri yapım tekniğine uygun bir şekilde inşa edilmiştir. 70-85 cm kalınlığındaki taş duvarlar belli aralıklarla yatay ahşap hatıllarla birbirine bağlanmıştır. Taş duvarlar pencere ve kapı yanları dahil köşelerde kesme, orta kısımlarda ise moloz yığma sistemiyle inşa edilmiştir.
Binanın taş duvarlarıyla ilgili statik bir sorunu bulunmuyor.
(Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon ve Statik Raporu
Ağa Efendi, Mesrure Atmaca'nın dedesi, Erzurumlu, evin tapusunda da ismi geçiyor. Süleyman Ağa, Batı Barok ve Avrupa kültürünü yansıtan Erzurum'daki tek eser,
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.