Mağdur öğretmenler, fişlerdeki bilgilerin ‘yalan ve iftira’ olduğunu açıkladı. Bir öğretmen, “Kendi sözlerini ben söylemişim gibi yazmış” dedi...

Milli Güvenlik dersindeki fişleme skandalının boyutları büyüyor. Okullarda ajanlık yapan üniformalı öğretmenlerin fişlemelerde senaryo yazdığı ortaya çıktı. BUGüN’e konuşan mağdur öğretmenler, subayları olayları çarpıtmakla suçladı. Bir öğretmen, subayın gönderdiği bilgilerin çoğunun yalan ve çarpıtma olduğunu söyledi. Fişlenen bir okul müdürünün skandal notlarla ilgili değerlendirmesi de şöyle:

“Sürekli gelip çayımı, kahvemi içiyordu. Bana yaklaşıyor ve konuşuyordu. Fişlenen öğretmenlerin hepsi vatanperver. Biri 3 tane dil biliyor. Bilkent mezunları, doktora yapanlar var.”

Akif ve Yunus Emre mi sakıncalı?

Yüzbaşının Erzincan’daki 3. Ordu Komutanlığı’na gönderdiği mesaj formlarında çarpıtma yaptığını aktaran yönetici, “Kendi konuşmalarını ben demişim gibi göstermiş. Yemekhanemize gelip yemek yiyordu. ‘Allah’ımıza hamdolsun. Vatan millet sağ olsun. Afiyet olsun’ deniliyordu. ‘Vatan sağ olsun’ demek sakıncalı mı? Kendisi bana ‘Ne güzel bizim birliklerimizde de bu dua var’ dedi. Ama fişlemeye tam tersini yazmış.” Mağdur öğretmenler, Mehmet Akif ve Yunus Emre’den şiirlerin okunduğu etkinliğin suç unsuru varmış gibi yansıtılmasına tepkili. öğretmenler şöyle konuşuyor:

“Peygamber sevgisi ve Türk Milli Eğitimi’nde sevginin yeri ve önemi diye bir program düzenledik. Okutacağımız yazıların onayını Milli Eğitim’den ve Kaymakam’dan aldık. İstiklal Marşı okundu, Atatürk ve Türk büyüklerine saygı duruşu yapıldı. Mehmet Akif ve Yunus Emre’den şiirler okundu. Bunlar sakıncalı mı?” Yüzbaşının, Erzurum Müftülüğü tarafından Kutlu Doğum ile ilgili düzenlenen yarışma ile 18 Mart çanakkale Şehitleri programını da tehlikeli bulduğunu belirten okul yetkilisi, ‘programda manevi konular var’ ifadesini anlamakta zorlandığını kaydediyor.

Yüzbaşı’nın okul laboratuarında irticai içerikli CD bulundu şeklindeki iddiasının tamamen yalan olduğunu vurgulayan okul müdürü, “Laboratuarda öyle CD olur mu? Kendisi getirdi attı oraya. Delili, ispatı yok öyle bir şey ola bi lir mi?” diyor.

MAAŞIMIZI NE YAPACAK?

Bordrolarının dahi bilgi notu olarak gönderildiğine işaret eden öğretmenler "Bizim maaşlarımızı ne yapacaklar. Bu çarpıkların bitmesi gerekiyor ki öğretmenler asli görevlerini huzurlu şekilde yapabilsin" ifadelerini kullanıyor. öğretmenlerin dikkat çektiği bir başka nokta üniformalı öğretmenlerin okulda farklı bir güçmüş gibi davranmaları. Bu durum şöyle dile getiriliyor: "Müdürün, amirin üstünde bir yetkili gibi okula giriyordu. Kapı çalıp müsaade istemeden odalarımıza giriyordu. Herkesin tedirgin olduğu bu korku imparatorluğunda nasıl eğitim verilebilir?"

Serbest öZDEN- BUGüN