Erzurum'da cemaatler ve sağ neden güçlü?
Erzurumlular, hangi parti güçlüyse ona verir."
Erzurum Güncel- Erzurumlular, hangi parti güçlüyse ona verir."
Bu sözü, burada farklı siyasi görüşlere sahip birbirlerinden bağımsız birçok kişiden duydum. Kimilerine göre bunun sebebi Erzurumlular arasında "yerleşik bir ideolojik anlayış olmaması", kimine göre de "güçlü olandan icraat ve hizmet beklentisinin daha gerçekçi olması."
Erzurum'da geçmiş seçimlere bakıldığında seçmenin genelde sağcı, devletçi ve milliyetçi anlayışı benimseyen partilere yöneldiği görülüyor. İlde son dönemde AKP sandıktan ezici bir oy farkıyla birinci parti çıksa da, MHP'nin de oy oranını artırması dikkat çekici.
1983'ten bu yana Erzurum'dan milletvekili çıkaramayan CHP ise "görünür olma" çabasında.
Seçimlerde Erzurum'daki Kürt ve Alevi oylarını kendisine çekmesi durumunda sürpriz yapabilecek parti ise HDP.
Yakın tarihteki oy oranları ve sokaktaki eğilimler, AKP'nin 7 Haziran'da Erzurum'da yine üstünlük sağlamasının şaşırtıcı olmayacağına işaret ediyor.
AKP, 2011 yılı genel seçimlerinde yüzde 69'u aşan oy oranıyla Erzurum'da 5 milletvekili çıkarmış, MHP ise yüzde 13'lük oy oranıyla meclise bir milletvekili gönderebilmişti.
2014 yerel seçimlerinde ise AKP'nin oy oranı yüzde 59'a yaklaştı, MHP de oylarını yüzde 29'a çıkardı. Fethullah Gülen'in memleketi Erzurum'da yerel seçim öncesinde 17-25 Aralık operasyonlarının, oy oranlarında MHP'ye artış olarak yansıdığı dile getiriliyor.
'Cemaat'in Türkleri MHP'ye, Kürtleri HDP'ye...'
İsmini vermek istemeyen Gülen Cemaati'ne yakın isimler, "Cemaat'in kime oy vermeyeceği belli, oy verecekleri partiyi de bireyler kendi belirleyecek, özel bir çalışma yok" diyor. "Cemaat'in Türkleri MHP'ye, Kürtleri HDP'ye verecek" söylemi dile getirilse de, cemaat oylarının ağırlıklı olarak MHP'nin oylarını arttıracağı yolunda yorumlar yapılıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erzurum seçmeninin tercihi yaklaşık yüzde 69 oyla Recep Tayyip Erdoğan'dı.
Erzurum'a giderken, sandıktan hangi partinin birinci çıkacağından çok, sağ partilerin neden tarih boyunca hep önde gittiğini, sol siyasetin neden kendini var edemediğini ve cemaatlerin nasıl burada güçlendiğini daha çok merak ediyordum.
'Osmanlı, Sünni İslamı yükseltti'
Bu soruları, Erzurumlu yazar ve Erzurum Kalkınma Vakfı (Ervak) Başkanı Erdal Güzel ve köşe yazarı Dursun Şen'e sordum.
Sağın ve Sünni İslam anlayışının cemaatlerinin güçlü olmasının nedenleri gözlemcilere göre "Erzurum'un coğrafi öneminde, Osmanlı döneminde Şii Safevi devletine karşı Sünni inancın güçlendirilmesinde, Rus işgalleri ve komünizm tehdidine karşı sağ politikaların empoze edilmesinde" yatıyor.
Erdal Güzel süreci şöyle anlatıyor:
"İran'daki Şii Safevi Devleti'ne karşı Osmanlı burada Sünni inancı zirvede tutmak için uğraşmış. Anadolu'da o zaman, özellikle Türkmenler arasında Şah İsmail'e büyük bir teveccüh var. İran'a, Şii Safevilerin olduğu taraflara kayıyorlar. Osmanlı da buradaki kaybı önlemek, Şii tehdidine karşı direnç oluşturmak için Sünni İslamı yükseltiyor. Daha sonra da Sünni İslam'ın yükseltilmesiyle birlikte burada devlet ağırlıklı bir ideolojik sistem meydana geliyor."
Güzel'e göre, Osmanlı döneminde Şii gücüne karşı yaratılan "Sünni İslam direnci", Sovyet Rusya'nın da komünizm tehdidine karşı perçinlendi. 1828'dan 1918'e kadar, Rusların işgal etmek için mücadele verdiği Erzurum'da, tarihten gelen komünizm tehdidi 1960'lara kadar uzandı.
Erdal Güzel, Afganistan, Macaristan ve Bulgaristan'daki komünizme karşı 'yeşil kuşak' oluşturma projesine atıfta bulunuyor ve şu yorumu yapıyor:
"Yeşil Kuşak projesini hayata geçirenler, bu işi odak noktası olarak Erzurum'u düşündüler. O zaman burada, komünist bloka karşı düşünce sisteminin bir refleks oluşturması lazımdı. Tehdit altında olan ve en müsait yerlerden biri de Erzurum'du. O yüzden burada aşırı dozda bir milliyetçilik duygusu ve din eksenli bir propagandaya ağırlık verildi."
Gülen, Komünizmle Mücadele Derneği'nin kurucularından
Kuzey Serhat Bölgesinde konumlanan ve sınır komşuları itibariyle stratejik önemde bulunan Erzurum'da, 1960'ların başında Komünizmle Mücadele Derneği kuruldu. Derneği kurucuları arasında Fethullah Gülen de vardı.
Köşe yazarı Dursun Şen, geçmişe dair komünizm algısı üzerine bir anısını anlatıyor:
"Erzurum'da biz öğrenciyken, bir gazeteci için 'komünist' diyorlardı. 'Komünist nasıl biridir?' diye görmeye giderdik. Ama bir tane vardı. Okulda bir komünist olmasına rağmen okulların kapısına 'Komünizm görüldüğü yerde ezilmelidir' yazardı. Bu biraz, Erzurum'da 'muz üreticileri derneği kurmak' gibi bir şeydi aslında."
Tarihindeki komünizm tehdidi, Erzurumluların günlük yaşamlarına da söylemleriyle aktarılmış. Birbirlerine öfkelenen Erzurumluların hakaret amaçlı kullandığı ifadelerden biri de, "Rus uşağı" sözü.
Erzurumlu yazarlar Dursun Şen ve Erdal Güzel, komünizm tehdidine karşı sağ partilerin ve din eksenli cemaatlerin oluşumunun da bu dönemde başladığını söylüyor:
"Komünizme dönük yeşil kuşak hareketi başlatıldıktan sonra, İmam Hatip liseleri çoğaldı. Komünizm tehdidinin oluşturulması neticesinde cemaatler hep bu dönem güçlendi."
Erzurum'da alt yapısı olan milli ve manevi değerleri sahiplenme duygusu, din eksenli politikaların da toplum içinde yer etmesiyle cemaatler de sivil toplum kuruluşları aracılığıyla ilde etkin hale geldi.
Erdal Güzel, cemaatlerin güçlenmesiyle şehirdeki sosyal demokrat yapının bölgeyi terk etmesi, Alevilerin ekonomik şartlar ve mahalle baskılarından dolayı Batı'ya göç etmeleriyle de ildeki "heterojen yapının da giderek homojenleştiğini" söylüyor.
'Garnizon şehri'
Güzel'e göre, Sünni İslam ve milli hassasiyetlerin yanı sıra, bölgenin sosyolojik yapısını etkileyen unsurlardan biri de Erzurum'un "garnizon şehri' olması:
"Garnizon şehrinde yaşayan insanlar devlete ve devleti ifade eden değerlere çok sıkı bağlıdırlar. Bu bir hayat tarzıdır. Erzurum'da bir çocuk doğduğu zaman kendisini askeri bir ortam içinde bulur. Biz savaş oyunları oynardık. Askeri oyunlar içerisinde yaşamını sürdüren bir halkın beklentisi, yaşam tarzı da elbette devlet ve devletin ideolojisinde olmalıdır."
"Cumhuriyeti kuran iradenin burada olması da bundandır. Devleti sahiplenme duygusu vardır. Halk da, devleti yöneten kimse onun yanındadır."
Erzurumlu yazarlar, siyasi liderlerin Erzurum'daki mitinglerde milli duyguları, devletçi anlayışları öne çıkarmalarının sebebini ilin geçmişten gelen bu özelliğine bağlıyor.
Kendisini radikal ülkücü olarak tanımlayan MHP'nin Aziziye ilçesi eski belediye başkanı adayı Ahmet Murat Resuloğlu da Erzurum'da cemaatlerin güçlenmesini 1980 sonrası dönemle açıklıyor:
"Erzurum siyasete daha İslamcı radikal pencereden bakan bir şehir haline geldi. 1980 ihtilalinden sonraki Erzurum'da cemaat yozlaşması, demokratik anlamdaki kısırlığı da ortaya koydu. Din ağırlıklı, din eksenli bir gruplaşma, kutuplaşma oldu. Cemaatlerdeki, dindeki yozlaşma şehrin ticaretinden, şehrin gelişmişliğine ve siyasetine yansımaya başladı."
AKP'nin iktidara gelmesiyle cemaatlerin de "AKP çatısı altında birleştiğini" belirten Resuloğlu, Gülen Cemaati ve parti arasındaki gerilimin ortaya çıkması üzerine de diğer cemaatlerin yaratılan boşluğu doldurma çabasıyla AKP'ye yakın görünme çabasında olduğu görüşünde.
Resuloğlu "yozlaşma" olarak nitelediği cemaat yapılarının artması ve seçimlere yansıması için de "Entelektüel Müslüman, entelektüel seçmen yapısı çok zayıf" diyor.
'Sol gelsin ki, demokrasi uçsun'
Erzurum'da siyasi parti olarak öne çıkan AKP ve MHP'nin dışında 1983'ten bu yana milletvekili çıkaramayan CHP de "görünür olma çabasında". CHP Erzurum Milletvekili Adayı Gonca Aytaş, siyasi yapıya ilişkin şu yorumu yapıyor:
"Şu anda şehrin kaybetmesinin nedeni iki parti olması. İkisi de sağ tandanslı, MHP ve AKP. Biz hep şu örneği veriyoruz. Demokrasi bir kuş, sağ ve sol kanadı var. Burada sadece sağ kanadı var uçmuyor. Biz de 'sol gelsin ki demokrasi uçsun' diyoruz."
Seçim TIR'larının meydana kurulmasına izin verilmemesiyle gündeme gelen Aytaş, her ne kadar sıkıntı çekmiş olsalar da olayın "görünürlüklerini arttırdığı" görüşünde.
MHP'nin hedefi birincilik
MHP milletvekili adayı Gökhan Arslan ise milliyetçi geleneğin güçlü olduğu Erzurum'da 'bu sefer birinci parti çıkma' hedefinde olduklarını söylüyor ve ekliyor:
"Ama çok güçlü bir maddi güçle karşı karşıyayız, iktidar mevcut gücünü her şekilde kullanıyor. Anadolu coğrafyasında yaşayan insanların güçlünün yanında saf tutma gibi saf bir yaklaşımı söz konusu. Bu seçimlerde bu hesabın bozulacağını düşünüyoruz."
AKP milletvekilleri ve il başkanıyla ısrarlı taleplerimize rağmen seçim programları gerekçesiyle görüşemedik.
Erzurum'da genel havaya bakıldığında AKP'nin yine birinci parti çıkma ihtimalinin yüksek olduğu algısı hakim.
Fakat dengeleri değiştirebilecek bir parti de HDP. Partinin barajı aşması halinde, HDP'nin muhafazakar adayı Seher Akçınar Bayar'ın milletvekili seçilebileceği belirtiliyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.