Erzurum Güncel- Oyunlar köyü sporcuların her türlü ihtiyacını karşılasa da antrenörlerin ve takım yetkililerinin zaman zaman şehre indiği haberini alınca hemen biz de yola koyulduk. Şehre gelen turistlerin yemek için uğrak noktalarından biri, 12 evin birleştirilip restore edilmesiyle ortaya çıkan ‘Erzurum Evleri.’ Otantik dekorasyonuyla gelenlerin ilgisini çeken mekanda, yer sofrası ve büyük siniler de gelenleri şaşırtıyor. Hemen ardından yabancılar ve gönüllüler, fasıl dinleyip kahvelerini yudumlamak için ‘Daşhane’yi mekan tutuyorlar. Türküler eşliğinde kahvelerini yudumlayanlar, hareketli müziklerle ‘göbek atmayı’ da ihmal etmediler. Böylece hem sporcular hem de gönüllüler günün bütün yorgunluğunu ve stresini güzel yemekler ve türkülerle atıyor. Bu kalabalık içinde Londra’da yaşayan bir Avusturyalıya rastladım. Sadece yarışları izlemek için İngiltere’den kalkıp buraya kadar gelmiş. Adı Stephan. Erzurum’daki oyunları da kenti de çok beğendiğini ifade eden Stephan “Bu, hayatımda geçirdiğim en iyi gece. Buradaki insanlar bana hem çok iyi davrandı hem de çok yardımcı oldu. Erzurum’u hiç unutmayacağım” dedi. ANTREMANLAR OLMASA... Peki ya işin sporcu tarafı nasıl? Daha önce de belirttiğimiz gibi oyun köyü, onların bütün ihtiyaçlarını karşılıyor. Yine de Erzurum’u çok merak ettiklerini de söylemekten geri durmadılar. Kanada Kayaklı Koşu takımının kendi deyimleriyle ‘kaybedenleri’ Anthony Killick, Adele Lay ve Vince Ruel, antrenmanlarda ve yarışlardan zaman bulup da henüz kenti gezme şansı bulamadıklarını söylediler. Dün koşulan kadınlar ve erkekler sprint yarışlarında elendikleri için kendilerine ‘kaybedenler’ diyen sporculardan Anthony, kayaklı koşu parkurunu çok beğendiğini söylerken, Adele söze girip “Parkurlar çok güzel ama biraz zor. Özellikle tırmanış bölümleri beni çok yordu” dedi. Vince ise özellikle bireysel yarışın yapıldığı parkurun oldukça zor olduğunun altını çizdi. ÇOLUK ÇOCUK TRİBÜNLERE Üniversitelerarası Kış Oyunları’nın başlamasında önce yetkililer neredeyse tüm sporlar için biletlerin bittiğini, ilginin çok yüksel olduğunu açıklamışlardı. Ancak Erzurum’a gelip de ilgili görünce, aslında yetkililerin açıklamalarını yetersiz kaldığını söylemek lazım. Çünkü Erzurumlular, uzak, yakın, açık alan, kapalı salon ayrımı yapmaksızın tribünleri dolduruyor. Dün sabah, ilk iş biathlon ve kayaklı koşu yarışlarını takip etmek için Kandilli yollarına düştüm. Kandilli merkezden 40 km. uzakta. Bir de havanın önceki iki güne oranlar daha soğuk olduğunu göz önüne alınca, seyircilerin parça parça ve beklenilenin altında bir sayıda parkur kenarındaki yerlerini alacaklarını düşünüyordum. Ancak yanılmışım. Yarışlar 10.00’da başlarken, biatlonda tribünler neredeyse tamamen doluydu. Yine de Erzurumlular Kandilliye gelmeye devam ettiler. Hem de sadece büyükler değil. Çoluğunu çocuğunu alan oyunları takip etmek için düşmüştü yola. Gelenlerle ayak üstü konuşma şansım oldu. Bir kısmının ismini alabilecek kadar bile yanında kalamadım çünkü mümkün olan en çok sayıda insanla konuşmak istiyordum. Birçoğunun ortak görüşü var: Olimpiyat (Erzurum bu oyunları olimpiyat olarak bellemiş. Bu iyi bir şey çünkü Universiade’ı ne kadar benimsediklerinin de göstergesi) buraya kadar gelmiş. Bunu kaçırmak olur mu? İLGİNÇ OLDUĞU İÇİN GELİYORLAR Çocuklarının da bu oyunları yakından görmesini istedikleri söyleyenlerin bir de temennisi var: Belki bizim çocuklarımız da bir gün burada yarışır. Yolda üç gence yanaşıp “Oyunlar öncesinde şehirde hiç bu sporları size tanıttılar mı? Yani izlediğiniz sporları biliyor musunuz?” dedim, lakin baltayı sert kayaya çarpmışım. “Ben biliyorum bu sporların büyük çoğunluğunu. Hem daha önce kayak yaptım hem de Eurosport’ta bu sporları yakından takip ediyorum “ cevabını verdi. Sorumun gerçek cevabını ise daha sonra verdi: “Ama bizim gibi olanların sayısı az. Çünkü böyle bir bilgilendirme ya da tanıtım olmadı. İnsanlar, bu sporlar ilgilerini çektiği için geliyorlar.