Erzurum'da SMA'lı çocukların 'Şerife Öğretmeni'
Yıllarını öğrenci yetiştirmeye adayan 25 yıllık öğretmen Şerife Ataman Çintosun, emekliliğinin ardından şimdi de kollarını SMA’lı çocuklar için sıvadı.
Gazete Güncel- Erzurum’da iki SMA hastasının sağlığına kavuşmasında büyük rol oynayan Çintosun; şimdi de Yunus Emre’nin sağlığına kavuşması için mücadeleye devam ediyor. Hayatını çocuklara adayan fedakâr öğretmen artık okulda değil, sokaklarda insanlık dersi veriyor.
Erzurum’da 25 yıl boyunca sınıf öğretmenliği yapan Şerife Ataman Çintosun, uzun yıllar boyunca yüzlerce öğrenci yetiştirdi. Fedakâr öğretmen yetiştirdiği öğrencilerine kimi zaman anne oldu, kimi zaman ise daha fazlası… Aradan geçen yılların ardından Çintosun, ‘Emeklilik kapıya dayandı, gençlerin önü açılsın’ diyerek çok sevdiği mesleğini geride bırakarak emekli oldu.
SMA’lı çocukların sesi oldu
63 yaşındaki emektar öğretmen, dolu dolu geçen yılların ardından kendisini yeniden çocuklara adadı. Önce Türkiye’deki sonra da Erzurum’daki SMA’lı çocukların sesi olan Çintosun, şimdilerde sokaklarda verdiği mücadele ile insanlık dersi vermeye devam ediyor. SMA’lı çocukların ‘Şerife Öğretmeni olduğunu dile getiren Çintosun, bu süreci şöyle anlatıyor: “İlk olarak sosyal medyadan Türkiye’deki SMA’lı çocuklara destek oluyordum. Erzurum’da ise Muhammet Eymen Kaya’nın SMA ile mücadele ettiğini öğrenince ailesi ile iletişime geçtim ve gönüllü olmaya başladım. Eymen’in tedavisi için gerekli miktarı toplayıp onu Dubai’ye gönderdik. Sonrasında Yiğit Ömer ve şimdi ise Yunus Emre için mücadele veriyoruz. Her gün evimde işlerimi hızlıca hallederek sabahın ilk saatlerinde stant başına geliyorum ve Yunus Emre’ye destek için iş başına koyuluyorum. Akşam son otobüse kadar bekleyerek minik bebeğimiz için insanlardan destek istiyorum ve onların sesi olmaya çabalıyorum”
Sırada Yunus Emre var
Erzurum’da Muhammet Eymen ve Yiğit Ömer’in tedavisi için gereken miktarın toplanmasında canla başla çalışan Çintosun, sıradaki bebeğin Yunus Emre olduğunu kaydederek, “İki çocuğumuzu sağlığına kavuşturduk, sırada Yunus Emre var. Dünyanın iyi insanlar sayesinde döndüğüne inanıyorum ve bu bebeğimiz içinde her şeyin güzel olacağını düşünüyorum. Günün sonunda iyi insanlar mutlaka kazanırlar o yüzden iyilikten şaşmayalım. Şu an herkes empati sahibi olsa, Yunus Emre gibi SMA ile mücadele eden bebeklere yardım eli uzatılsa her şey çok başka bir noktada olabilir. Herkes bu durum bizim de başımıza gelebilir diyerek onları anlarsa bebeklerimizi kaybetmeyiz” dedi.
“Kötü bir öğrenci yetiştirmedim”
Yollarda, sokakta öğretmeye, anlatmaya devam edeceğinin ifade eden Çintosun, “Yıllar boyu öğretmenlik yaptım ve meslek hayatım boyunca kötü bir öğrenci ve daha da önemlisi topluma zarar verecek bir insan yetiştirmedim. Bu benim en büyük gururumdur. Her öğrencimden duyduğum ortak bir cümle var. O da ‘Hocam siz bize eğitim hayatımız boyunca insan olmayı öğrettiniz. Sizin sayenizde doğruyu yanlışı ayırt edebildik’ oluyor. Bunları duydukça yıllarca yaptığım öğretmenlik mesleğinin önemine bir kez daha şahit oluyorum. Herkes meslek sahibi olabilir, belli bir noktaya gelebilir ama asıl fark yaratan şey insan olabilmek. Bir öğretmenin başlıca hedefi bu olmalı, öğrencisine ilk başta bunu aşılamalıdır. Toplumda bütün mesleklere ihtiyaç elbette var ama insani yönü gelişmiş meslek sahibi bireylere daha çok ihtiyaç var. Şu an toplumun kanayan yarası; iletişim kuramayan, insanları tersleyen, aşağılayan kişilerin her yerde olması. Bunun önüne nesilleri yetiştiren idealist öğretmenler geçebilir” diye konuştu.
En büyük kazanç
Öğretmenlerin toplumun temelini inşa ettiğini dile getiren Çintosun, “Önemli olan şey, iyi bir insan olabilmek. Yıllar önce bir öğrencim vardı. Annesi ve babası ayrı yaşıyorlardı. Ben ona sürekli okuması yönünde telkinlerde bulundum. Ama, ‘Benim bakmam gereken bir ailem var hocam, okuyamam’ demişti. O çocuk yıllar boyunca iletişimde kaldı ve sürekli benden öğrendiği şeyleri hayatında uyguladığını ve iyi bir insan olmak için çabaladığını ifade ediyordu. Bu noktada o öğrencim belki bir meslek sahibi olamadı ama vatanına milletine faydalı bir birey, her şeyden önemlisi iyi bir insan olarak yetişti. Bir öğretmen için en büyük kazanç budur” diye konuştu.
Mesleğine aşık bir öğretmen
Gururla yaptığı mesleğini anlatırken gözlerinin içi gülen Çintosun, yıllar sonra çocuklar için bir şey yapıyor olmanın mutluluğunu ise şöyle ifade ediyor: “Burası bana terapi gibi geliyor öğrencilerimi, velilerimi görüyorum sohbet ediyoruz, eski günlere geri dönüyorum. Emekli olmamışım da hala öğretmenlik yapıyormuşum gibi hissediyorum. Dört çocuğa ve aynı zamanda dört toruna sahibim ama mücadele verdiğim her nefes benim çocuklarımdan farksız”
Vefat eden öğrencilerini unutmadı
Uzun yıllar boyunca ülkenin dört bir yanında farklı meslek dallarında hizmet veren öğrencilerini tek tek yad eden Çintosun, eski günleri unutamadığını belirterek, vefat eden öğrencilerini de unutamadığını söyledi. Meslek hayatı boyunca dört öğrencisini kaybettiğini anlatan Çintosun, “Her öğrencim benim için çok değerliydi. Hepsiyle gurur duydum. Ama aralarında kaybettiklerim canımı çok yaktı. Mekanları cennet olsun” dedi.
Şeyma TAHİR/ Pusula
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.