1. HABERLER

  2. SPOR

  3. Erzurum'da Spor Lisesinden bir ilk
Erzurum'da Spor Lisesinden bir ilk

Erzurum'da Spor Lisesinden bir ilk

rzurum Reşit Karabacak Spor Lisesi tarafından Aziziye Orhan Tavlı Stadyumu’nda düzenlenen ‘Geleneksel Türk Sporları Şenliği’ alkış aldı.

A+A-

Gazete Güncel- Reşit Karabacak Spor Lisesi tarafından Aziziye Orhan Tavlı Stadyumu’nda düzenlenen  ‘Geleneksel Türk Sporları Şenliği’ programı Türkiye’de ilk defa Erzurum’da  ‘Peyk Temalı Koşu Yarışması’na sahne oldu.

Bu koşu yarışması, Türklerde koşuyla ilgili önemli tarihî bilgiler verdiği gibi izleyenlere de görsel bir şölen yaşattı. 

Erzurum Reşit Karabacak Spor Lisesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni Fatih Özbayraktar’la yapmış olduğumuz görüşmede peyklerle ilgili son derece ilgi çekici bilgiler edindik. Fatih Özbayraktar yaptığı açıklamada:

“Eski Türklerde koşu yarışmalarına “seyirtme” koşuculara da “seyirtmen” denirdi. Hatta çocukların doğumunda kadınların da katıldığı uzun mesafeli koşu yarışları yapılırdı. Bu yaya koşuculuğu ilerleyen dönemlerde birtakım görevlere dönüşmüştür.

Siyasetname’de Büyük Selçuklu Devleti’nde “peykan” denilen koşucu peyklerin posta hizmetlerinden bahsedilmektedir. Daha sonra ise 15-17. yy.da Osmanlı saray teşkilatında acele posta görevi yapan peykler bu görev için küçük yaşlardan itibaren yetiştirilmekteydiler. 16.yy. sonlarına kadar koşularını yalın ayak gerçekleştirmişlerdir, kızgın kumlar üzerinde antrenman yaptıklarından dolayı ayak tabanlarında çok sert, nasırlı ve hissiz bir tabaka oluşmuştu, ayakları âdeta bir at nalı işlevi görmekteydi.  Selçuklu’da haber ulaştırmak amacıyla başlayan peyk (ulak) kültürü, Osmanlı’da daha önemli ve yaygın hâle gelmişti.

Önemli haberlerin daha güvenli ve çabuk ulaştırılması amacıyla Osmanlı’da peyklerin özellikle tercih edildiğini görmekteyiz çünkü peykler günde 120-150 km yol katedebilmekteydiler.

Peykler, bu uzun mesafe koşuları yaparken ağızlarında taşıdıkları içi boş ve üzerinde çok sayıda delik bulunan metal bir küre, kalabalığı yarmak ve koşuda belli bir ritim sağlamak amacıyla bellerinde ve diz altlarında ses çıkaran ziller, yaban hayvanlarından korunmak için bir elinde balta, susuzluğunu gidermek ve enerji ihtiyacını karşılamak için diğer elinde gül suyu şişesi ile padişahtan aldıkları buyrukla “Savulun, savulun!” nidalarıyla harekete geçer, gece gündüz durmaksızın bir hızla koşarlardı.”

Reşit Karabacak Spor Lisesi bir ilke imza attı

Fatih Özbayraktar “Peyk Temalı Koşu Yarışması”nın Erzurum’da ilk defa düzenleniyor olmasının öneminin yanı sıra bu organizasyon sayesinde spor tarihimize ismini altın harflerle yazdırmış olan peyklerin yad edildiğini ve özellikle atletizmle ilgili daha büyük organizasyonlarda da yer alması gerektiğini ifade etti.

120 öğrenci yer aldı

Toplamda 120 Spor Lisesi  öğrencisinin yer aldığı “Geleneksel Türk Sporları Şenliği” programında aynı zamanda puta koşusu, kol taşı ve batman taşı yarışmaları, aba güreşi, kuşak güreşi, şalvar güreşi, matrak, tomak, tuluk gibi geleneksel Türk sporu gösterileri ve yarışmaları yer aldığına değinen Fatih Özbayraktar kol taşı ve batman taşı yarışmalarının kökeni ve tarihiyle ilgili olarak şu önemli bilgileri verdi:

“Tarihî Kol Taşı ve Batman Taşı Yarışmaları: Selçuklularda idman taşları ve idman gürzleriyle kuvvet çalışması icra edilmekteydi. Osmanlı’da ise idman taşları ile yapılan kuvvet çalışmalarının yanı sıra günümüzde gülle atma yarışmasına benzeyen “Taş atma yarışmaları”nın da yapıldığını görmekteyiz. Osmanlı Döneminde tek elle yapılan taş atış yarışmalarının yanı sıra çift elle de taş atma yarışmaları yapılmaktaydı. Yakın zamana kadar Erzurum ve köylerinde de gençlerin kuvvetlerini sergilemek amacıyla yaptıkları, oldukça çekişmeli ve eğlenceli bir yarış olan “kol taşı yarışmaları” icra edilmekteydi. Yarışmacılar, parmaklarının kavrayabilecekleri şekilde ve ağırlığı kendilerince tercih edilmiş bir taşı, çizgi gerisinden ve bacakları arasından tek elle veya çift elle savurarak en uzağa atarak yarışırlardı. Erzurum’da kol taşı yarışmasına benzeyen bir yarışma da “batman atmak” adıyla yapılan yarışmadır. Bu yarışmada belli ağırlıkta yuvarlak bir taş  (atletizmdeki gülle atma yarışı gibi) avuç içine alınarak bir çizginin gerisinden ileriye savrulur ve en uzak mesafeye atan bu yarışı kazanırmış. Selçuklu ve Osmanlı Dönemi’ne ait güç gösterilerine yönelik idman ve yarışmaların, geçmişte olduğu gibi yakın dönemde de Erzurum’da yapıldığı ve bu geleneğin yaşatıldığı bilinmektedir.”

Reşit Karabacak Spor Lisesi geleneği yaşatacak

Beden Eğitimi Öğretmeni Özbayraktar, “Biz de Erzurum Reşit Karabacak Spor Lisesi olarak bu geleneği yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla ‘Geleneksel Türk Sporları Şenliği’ içerisinde bu spor ve oyunlara yer verdik” diye konuştu.

Erzurum Reşit Karabacak Spor Lisesi Müdürü Sinan Topallı da, bu önemli etkinlikte katkısı olan öğretmen ve öğrencileri tebrik etti.

‘Geleneksel Türk Sporları Şenliği’ne  Aziziye İlçe Milli Eğitim Müdürü Nurullah Yavilioğlu, Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur ile diğer davetliler katıldı.

Bu arada Rusya'da atlı okçulukta dünya şampiyonu olan Ayşe Melek Okuyucu Yörenç de etkinlikte gösteri yaparak alkışlandı.

Nurullah PALA/PUSULA Gazetesi

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.