Erzurum Güncel-

'Hatırla Sevgili' dizisinde Deniz Gezmiş'i canlandırarak zihinlerde yer eden oyuncu Barış Koçak, 29 Ekim'de vizyona girecek olan 'Nene Hatun: Aziziye' filmi ile tekrar izleyicilerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Koçak'la yeni filmini, sinemaya bakışını ve oyunculuğa geçiş sürecini konuştuk...

ŞEBNEM ABAYGİL / HABERTURK.COM
sabaygil@haberturk.com

■ Deniz Gezmiş rolüyle bir anda dikkatleri üzerinize çektiniz, fakat sonra pek ortalarda görünmediniz. 'Nene Hatun' filmine nasıl dahil oldunuz?
Evet, uzun süre herhangi bir yapımda yer almadım. Kimi zaman ben istemedim, kimi zaman da şanssızlıklar oldu. Kat Yapımdan Sebahattin bey teklif sundu. Senaryoyu okudum ve hemen kabul ettim. Daha önce de dönem çekmiştim zaten. Bu projeyle buluşmamda da biraz dış görünüşüm etkili oldu. İfademin sert oluşuyla dikkat çekiyorum. Hiç kendimi oynayamadım zaten, hep gerçekte yaşamış karakterleri canlandırdım. Bunun da sıkıntısını çekiyorum aslında. Aynı zamanda bir sorumluluk yüklüyor bu.

■ 'Nene Hatun' bir dönem filmi, tarihten bir kesit sunuyorsunuz. özel bir çalışma yaptınız mı?
Oynadığım kişiyle ilgili araştırma yaparım, Deniz'de de bu öyleydi. Nasıl bir ideolojisi olduğunu, nasıl bir yapıya sahip olduğunu öğrenirim önce. Film için de uzun soluklu bir çalışma yaptık tarihçilerle. Bu şekilde biz de içine girmiş olduk, öğrendik tarihi. çok yüzelsel biliyorduk dönemi. Kendimiz öğrendik ve insanlara da göstermek istiyoruz. Rol için de Erzurum şivesi çalıştık, yöre insanlarını yakından tanımaya çalıştık.

'AçELYA UçURUMDAN DüŞüYORDU'
■ Set nasıldı? Yabancısı olduğunuz bir coğrafyada çekim yapmak zor muydu?
Bir metre karın üzerinde göç sahnemiz vardı, büyük sıkıntı çektik orada. Karın içine bata çıka çok büyük tehlike atlattık. Açelya uçurumdan düşüyordu neredeyse, son anda yakaladık. Yapım ekibinden arkadaşlar kaza geçirdi. -4 dereceyi gördük Palandöken'de Nisan ayında. Ben hastalandım, bir gece hastanede kaldım. Onca zorluğa rağmen çok güzel bir çalışma oldu. Zevkle çalıştık hepimiz.

■ Son yıllarda dönem filmlerinde bir artış var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu tür işlerin çok daha fazla yapılmasından yanayım. Kendi tarihimiz sonuçta. Okumayı pek sevmeyen bir milletiz. Biz de en azından bunları gösterelim dedik. Zamanında atalarımızın neler çektiğini anlatan bir film yaptık. Bunlar gerçek olaylar, büyük bir mücadele verilmiş. Nene Hatun'un mezarının yanındaki kaleye gittik. İnanır mısınız, orada o kan izleri hala duruyor. Bizim de bu mücadelenin hakkını verip göstermemiz lazım. Sadece kazanç için bir şey üretmeyi doğru bulmuyorum. Yaptığımız filmin çok çok iyi olmasını isterdim ama eldeki imkanlar bu kadarına elverdi. Kültür Bakanlığı'ndan destek alamadık, yapımcı kendi imkanlarıyla yapmaya çalıştı. Sonuçta dönem filmleri oldukça maliyetli işler.

'POZ VERMİYORUM'
■ Bildiğim kadarıyla oyunculuk eğitimi almadınız, hatta oyunculukla alakası olmayan işlerde çalıştınız. Oyunculuğa nasıl başladınız?
Keskin bir geçiş yaptım ben, gözümü karartarak oldu. Bir dizi projesiyle başladı. Yedi bölüm oynadım ve sonra dedim ki “Benim yapmam gereken iş bu.” çok sert bir görüntüm olsa da duygusal bir insanım ben. Yapmam gereken şeyin oyunculuk olduğunu düşünüm ve bu yolda yürümeye karar verdim  Son maaşımı cebime koymuştum, kredi kartı borcum duruyordu, telefon faturası borcum duruyordu... O şekilde çıktım geldim İstanbul'a. Babam o zamanlarda desteklemiyordu beni, “Oğlum oyuncu olma, olsan ne olacak” diyordu. Ama yaptıklarımı görünce o da destek olmaya başladı. İstanbul'a gelince de birçok kişi yardımcı oldu. Gerçekten seviyorum bu işi. Yüreğimi ortaya koyuyorum oyunculukta, poz vermiyorum. Yaptığım işlerin de sosyal yanı olmasına önem veriyorum.

■ Yeni projeler var mı peki?
Deniz Gezmiş rolü gerçekten büyük ses getirdi ve beni bekleyen bir kitle var şu anda. 'Nene Hatun' 29 Ekim'de vizyona giriyor. Sonrası içinse henüz net bir şey yok. Görüşmelerim var ama şu an kesin bir şey söyleyemiyorum. İnşallah güzel, farklı projelerle izleyicilerin karşısına çıkacağım.