Erzurum'un ABD'deki genetikcisi!..
Anadolu türkülerini ABD’lilere öğreten Erzurumlu genetikçi. İşte bugüne kadar Erzurum'da birçok kişinin ismini duymadığı o Erzurumlulunun yaptıkları.
Erzurum Güncel-1964’te Erzurum’da dünyaya geldiğinde, ne bir gün ABD’nin Iowa Üniversitesi’nde son derece önemli bir öğretim üyesi olacağını bilebilirdi, ne de en az bilim kadar müzikte de başarılı olacağını. 14 yaşında Erzurum Radyosu Türk Halk Muziği Korosu’nda çalışmaya başlaması şaşırtıcı değildir. Şaşırtıcı olan, o günlerde söylediği türkülerin bugün hâlâ TRT arşivlerinde kaynak olarak kullanılmasıdır. Erzurum Radyosu’nun parlayan bu çocuk yıldızı, yıllar sonra tıp dalında dünya çapında bir isim haline gelecek Bahri Karaçay’dır. Ne var ki, ailesi kaset yapmasına (o yıllarda CD filan henüz icat edilmemiş!), ‘üniversite eğitimini aksatacağı’ gerekçesiyle izin vermeyecektir. O da sanki ailesine inat, Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesini birincilikle bitirip asistanlığa başlayacaktır. Master’dan sonra kazandığı bir bursla Almanya’da kaldığı bir yıl içerisinde genetik mühendisliğine karşı ‘aşırı bir ilgi’ duyacak, bu konuda eline geçen her şeyi okumaya başlayacaktır. Erzurum’a döndükten sonra, açılan sınavı birincilikle kazanarak 1990’da ABD’ye doğru yola çıkar. Kansere çare peşinde Doktorasını ‘Moleküler Genetik’ dalında yapacak ve ‘kalıtsal anemi hastalığı’ üzerinde uzmanlaşacaktır bir süre sonra. İnsan genini fareye aktarmış ve bu genin farelerde nasıl çalıştığını incelemiştir. Bunun arkasından, üzerinde kafa patlattığı, kansere genetik çözüm arama çalışmaları gelecektir. Halen Iowa Universitesi Tıp Fakültesi’nde görev yapan Karaçay, aynı üniversitenin ‘Gen Tedavi Merkezi,’ ‘Holden Kanser Merkezi’ ve kurulma aşamasında olan ‘Biyomedikal Keşif Enstitüsü’nün de üyesi. Ve ‘Turkana’nın doğuşu Ancak, Bahri Karaçay’ın içindeki müzisyen bütün bu gelişmelere rağmen hayattadır. Evet, müziğe ara vermiştir ama bu koptuğu anlamına da gelmemektedir. Doktorasının son yılında, TURKANA adında bir müzik grubu kuracak ve müzik faaliyetlerine yeniden başlayacaktır. TURKANA, her açıdan ilginç bir gruptur. Grupta hepsi öğretim üyesi dört Amerikalı ve üç Türk müzisyen vardır. 1999’da çıkardıkları ilk CD’de, altısı Karaçay’a ait 13 parça yer alacaktır. ‘Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur’ da vardır CD’de, Sezen Aksu’nun ‘Şinanay’ı ve hatta ‘Makber’ bile... Hepsi ‘prof’ müzisyenler 2000’de Ohio’dan Iowa’ya taşınınca ilk grup dağılsa da, ismi yerli yerinde kalacaktır. Iowa’da yeniden kurulan grubun elemanları arasındaki tek Türk Bahri Karaçay’dır. TURKANA’nın diğer elemanları ise Iowa Üniversitesi’nde çalışan bilim insanlarıdır. Konserlerde, “Bütün elemanları profesör olan tek Türk grubu” diye tanıtacaktır kendisini hafif tertip espriyle. ABD’li seyirciler TURKANA’nın konserlerine büyük ilgi gösteriyorlar. Grubun verdiği konserler bunun somut göstergesi elbette. Ama daha somut bir gösterge daha var. Barış Manço’nun binlerce Japona söylettiği ‘Sarı Çizmeli Mehmet Ağa,’ uzunca bir süredir Amerikalıların dilinde artık. Bahri Karaçay’ın verdiği bilgiye göre, her konserde en çok istenen parça olma özelliğini de hâlâ koruyor... Son araştırma alanı eşyumurta ikizleri BAHRİ Karaçay, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi’nin Aralık sayısında yayımlanan son makalesinde eşyumurta ikizlerinin nasıl farklılaştığını şöyle özetliyor: “İkizler soğuk bir kasım günü, gece yarısına doğru dünyaya geldiler. İlk Aylin doğdu, altta kalmış olduğu için kardeşi Elif’ten daha zayıftı. Ertesi sabah ikizlerin tek bir plasentayı paylaşmış olduklarını ve bu nedenle de tek yumurta ikizleri olduklarını öğrendik. Virüs, farklarını çıkardı Hem aynı DNA’ya sahip olma arı hem de aynı çevre koşullarının etkisinde kalmış olmaları nedeniyle Aylin ile Elif’in her yönden tıpatıp aynı olmaları beklenirdi. Ancak gerçek hiç de böyle değildi. İkizler arasında önemli farklılıklar olduğunu ilk defa soğuk algınlığına yakalandıklarında gördük. Aynı virüsü kapmalarına rağmen, hastalığın seyri ve süresi farklılık göstermişti. Aylin hastalığı daha hafif atlatmış, Elif’inki ise hem daha uzun sürmüş hem de daha ağır geçmişti. Kış aylarında Elif’in cildinde zaman zaman egzama çıkmasına rağmen Aylin’de egzamadan eser yoktu.” Devamı mı? Devamını TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi’nden takip edebilirsiniz.Sefa Kaplan Hürriyet BAHRİ KARAÇAY KİMDİR: Bahri Karaçay Erzurum’da dünyaya geldi. Müziğe ilk adımını onüç yaşında iken 1977 yılında Erzurum Halk Oyunları Halk Türküleri ve Turizm Derneği’nin kurduğu Türkiye’nin ilk Türk Halk Müziği Çocuk Korosunda attı. Beş ay gibi kısa bir süre sonra 12 Mart Erzurum’un kurtuluş şenliklerinde okuduğu “Göç Göç Oldu” adlı uzunhavayla dinleyici ile buluştu. 70’lerin sonlarında bölgesel yayın yapan TRT Erzurum Televizyonunda koro ve solo türküler okumaya başladı. Halk müziğimizin değerli hocaları Suat Işıklı, Metin Gülebenzer, Cengiz Çelenk ve Ragıp Topçu’dan eğitim aldı. Suat Işıklı ve daha sonra Fuat Lehimler’in yönetimindeki TRT Erzurum Halk Müziği Korosuna amatör sanatçı olarak katıldığında henüz ondört yaşındaydı. Bahri’nin Erzurum yöresine ait türküleri seslendirmesi ve sesinin özelliği onun kayıtlarından bazılarının TRT denetiminden geçerek, ilelebet korunmak üzere TRT arşivlerine alınması ile sonuçlandı. Bu kayıtlar daha sonraki yıllarda “istek” programlarıyla bir çok kez dinleyicilere sunuldu. 1978 yılında, Aziziye Tabyalarından dadaş kıyafetiyle seslendirdiği “Göç Göç Oldu” uzunhavası ile ilk defa bir ulusal TV programına katıldı. “İlden ile” adlı bu programı “Geleneklerimiz Göreneklerimiz” programındaki solo performansı izledi. 1979 yılında TRT'nin ev sahipliğini yaptığı ve ilki gerçekleştirilen Dünya Çocuk Gününe yine Erzurum Halk Oyunları ve Halk Türküleri Turizm Derneği Çocuk Korosunun bir üyesi olarak katıldı. Program yapımcılarının, ses ve üslûbunun çocuk korosu seviyesinin üzerinde olduğu gerekçesi ile Bahri’nin solosunu programdan çıkarmayı istemeleri üzerine dernek Başkanı Sayın Sebahattin Bulut’un kararı ile koronun geri kalan programı yerine Bahri’nin solosu derneğin ilk Dünya Çocuk Günündeki katkısı olarak yayına sokuldu. Bahri bu programda, şahsen tanışma fırsatına eriştiği değerli halk müziği sanatçımız Hüsamettin Subaşı’dan öğrendiği “Bahçeye Gelki Görem” türküsü arasında “Vallah bugün garibim bu vatanda” uzunhavasını okudu. Başarısı, Nida Tüfekçi gibi halk müziğimizin dev isimlerinin dikkatlerini çekti ve diğer televizyon programlarına davet edilmesini sağladı. Sonraki yıllarda, yapımı Ankara Orkut Stüdyolarında gerçekleştirilen Erzurum Kurtuluş Gecelerinde solo olarak Erzurum türkü ve uzunhavaları okudu. Bahri, ilk ve orta öğrenim yıllarında Erzurum mahalli halk oyunları (bar) oynadığı bir müsamere sonrasında dadaş kıyafetiyle memleketi Erzurum'da... Üniversite eğitimi sonrasında Master ve Doktora çalışmalarını yapmak üzere gittiği Amerika’da müziğe uzun yıllar ara veren Bahri, 1997 yılında Ohio Eyaleti başkenti Columbus şehrinde TÜRKANA adıyla (okunuşu: TÜR-KA-NA =özü ve orijini Türk olan) bir müzik grubu kurdu. İkisi Türk, beşi Amerikalı yedi kişiden oluşan TÜRKANA grubu 1999 yılında ilk CD albümünü çıkardı. “Keyfim Yerinde” adlı bu albümdeki altı parça Bahri’nin bestelerinden oluşmaktadır. Master ve Doktorasını The Ohio State Üniversitesinde, İnsan Genetik Hastalıkları konusunda yapan Bahri Karaçay, halen Iowa Üniversitesi Pediatri Bölümünde Araştırmacı Bilim Adamı olarak çalışmalarına devam etmektedir. Dr. Bahri Karaçay'ın (Ph.D.) beş yaşın altında çocuklarda görülen ve Neuroblastoma adı verilen tümör için geliştirmiş olduğu gen tedavisi yöntemi geçtiğimiz aylarda Türk basınında geniş yankılar uyandırdı.2009-11-30 07:25:18
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.