Korona her kesimi vurdu, ama en çok da zaten güç bela ayakta durmaya çalışan küçük işletmeleri bitirdi…

Bir yanda nefes bile aldırmayan bankalar, bir yanda sürekli artan işletme maliyetleri, bir yanda ödenmesi geciken çek-senetler ve bir yanda kamu yükümlülükleri… Ankara meselenin ne kadar farkında yahut da ne kadar ciddiye alıyor bilmiyoruz. Lakin adına “küçük esnaf” denilen ve bu arada hakikaten de ciroları itibariyle “küçük” olan esnaf kelimenin tam anlamıyla kan ağlıyor.

ŞARTLAR GİDEREK AĞIRLAŞIYOR!

Yeni kısıtlama önlemleri yüzünden tekrar sıkıntılı günlere geri dönen küçük esnaf, ne yapılandırılan vergiden ne de yapılandırılan SSK primlerinden ötürü, “oh be, artık rahat bir nefes alacağız” diyemedi ne yazık ki… Çünkü küçük esnafın ödeme kabiliyeti ve imkanı artık kalmadı.

KORONA ÖLDÜRMEZSE GEÇİM ŞARTLARI YIKACAK!

Erzurum gibi çetin kış şartlarına maruz kalan şehirler açısından ise, vaziyet çok daha vahim… En az yedi ay boyunca doğalgaz ya da kömür tüketecek olan bu şehirler, şimdiden kara kara düşünmeye başladı: Yağmur gibi yağacak olan faturaları nasıl ödeyeceğiz? Malum, gerek doğalgaz şirketi, gerek elektrik şirketi, gerek telefon ve internet şirketi, hükümetin aldığı kimi erteleme kararlarını, “Biz özel sektörüz bizi bağlamıyor” demek suretiyle adeta zulüm inşa ediyorlar!

ÜÇ GÜN ÖDEME DÖRDÜNCÜ GÜN GAZ VE ELEKTRİK YOK!

Bu kış Erzurum’da yüzlerce binlerce kişi eğer Korona illeti yüzünden ölmeyecek olsa bile inanınız ki bu özel sektörün zalimane uygulamaları sebebiyle perperişan olacak. Düşününüz hava buz kesmiş en az eksi otuz derece soğuk ve siz ya elektrik ya da doğalgaz faturanızı tam üç gündür ödeyememişsiniz. Kimse üç güne beş güne bakmadan anında sizi enerjisiz bırakıyor ve üstüne üstelik bir de faturanızı ödeyemediğinizden ötürü ilave ücret alıyor!

VATANDAŞIN FERYADINA KULAK VERİNİZ!

“Hayır, ne bu sorunlar yaşanıyor, ne de küçük esnafın bir derdi var” diyorsanız ve hakikaten de buna yürekten inanıyorsanız, size diyeceğimiz bir söz artık yok. Kabul, Korona tüm insanlığın ve her ülkenin ortak bir sorunu… Bunun sorumlusu yöneticiler olamaz. Fakat süreci adil biçimde yönetmek ve vatandaşını kamu erkine ezdirmemek ve çaresiz düşürmemek işte tam da iktidar edenlerin mesuliyetindedir.